Atatürkçü Düşünce Derneği Karacabey Şubesi Başkanı Haluk Aka, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 85’inci ölüm yıl dönümü ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. 10 Kasım’ların ‘matem’ değil, ‘mücadele günü’ olduğunu belirten Aka, “Özgürlük, değişim ve çağdaşlaşma projesi olan Laik Cumhuriyet’in kuşatıldığı bir süreçte, düşünceleri, yaşamı ve eserleriyle 85 yıl önce bugün ölümsüzlüğe yolcu ettiğimiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygıyla, minnetle ve özlemle anıyoruz.” ifadesini kullandı.
Başkan Haluk Aka, ADD Karacabey Şubesi Yönetim Kurulu adına şu açıklamayı yaptı: “Atatürk, bir ülkenin onurunu, haysiyetini koruyarak, nasıl çağdaş ve örnek bir cumhuriyet haline getirildiğini, hem tarih yazarak hem tarihe not düşerek göstermiş; hem de mazlum milletlere örnek olsun diye tarihe tescil ettirmiş bir liderdir.
10 Kasım’larda Atatürk’ün düşüncelerinin, ilke ve devrimlerinin ölümsüzlüğünü görmenin coşkusunu yaşayıp, bir kez daha bütün benliğimizle Atatürk’e yöneleceğiz. O nedenle 10 Kasım’ların “matem günü” değil, “mücadele günü” olduğunu unutmayacağız, unutturmayacağız.
Bugünü, Atatürk’ün devrimcilik ilkesinin ışığında, manevi mirası olan bilim ve aklın ne kadar takipçisi olduğumuzu sorguladığımız süreç olarak göreceğiz. Bugün Atatürk’ü anlamak; laik, demokratik ve sosyal hukuk devletine sahip çıkmak demektir. Bugün Atatürk’ü anlamak; ulusun bölünmez bütünlüğüne ve üniter yapıya sahip çıkmak ve güzel vatanımızı aydınlık yarınlara taşımak demektir.
Ne yazık ki günümüzde Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseri olan Laik Demokratik Cumhuriyet’e, toprak bütünlüğümüze yönelik saldırılar iç karartıcı ve ürkütücü boyuta ulaşmıştır. Çağdaş uygarlık yerine, çağın gerisine gidişe özlem duyan toplumlar ve uluslar, sonsuz karanlıklarda kaybolmaya, yok olmaya mahkûmdurlar. O nedenle; 10 Kasım’ları kazanımları sahiplenme, koruma, güçlendirme ve geleceğe taşıma günü olarak gördüğümüzü haykırıyor ve diyoruz ki; Aklın ve bilimin rehberliğini kabul eden, manevi mirasın sahipleri ve savunucuları olarak bizler doğruluktan, adaletten, demokrasiden ve eşitlikten vazgeçmeyeceğimize, açmış olduğu uygarlık yolundan en ufak tereddüt bile göstermeden ilerlediğimize ve bundan sonra da ilerleyişimize hiçbir şekilde ara vermeden devam edeceğimize ve eserlerine sahip çıkacağımıza söz veriyoruz.
Kurtuluş Savaşı’mızın Başkomutanı, ulusumuzun ışık kaynağı, Cumhuriyetimizin kurucusu, aydınlık Türkiye’nin sembolü, büyük devrimci, gönlümüzdeki erişilmez yerin hiçbir zaman değişmeyecektir. Aramızdan ayrılışının 85. yılında Yüce Önder’imizi şükran duygularımızla anıyor, hatırası önünde saygı ve minnetle eğiliyoruz.”