Mustafa Arı
İnsan ölünce onu üç şey takip eder; aile fertleri, yakın dostları, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner. Biri onunla gider. Aile fertleri, dostları ve malı kalır, ameli onunla gider. Bir insanın dirisi kadar ölüsü de değerlidir. Öldükten sonra yıkanır, kefenlenir, namazı kılınır ve dualarla mezara gömülür. Unutulmaz ardından hayrı yapılır ve mezarı ziyaret edilir. Şöyle bir hikaye anlatılır.
Bir yörede zengin ve çocukları olan biri, bir gün evlatlarını toplamış: “Ben öldüğümde cenazem yıkanırken yıkayıcıya söyleyin ayağıma bir çift çorap giydirsin, bir de zarf vermiş, bunu da definden sonra açıp okuyun” demiş.
Bunu vasiyet olarak algılayan çocukları, elinde çorabı alan büyük evlat Hocaya: “Hocam Babamın böyle bir vasiyeti vardı şu çorabı giydirelim demiş.” Hoca evladım dinimiz buna cevaz vermez mevtayı kefenleyip defin yapacağız, diyerek dinen bunun mümkün olmadığını ifade etmiş ve bu konuda da geniş geniş açıklamalar yaparak çocukları ikna etmiş. Cenaze defin işlemi bitip taziyeleri kabul etme işlemleri bitince eve gelen çocuklar merak içinde Babalarının bıraktığı zarfı açarlar.
Evlatlarım bak gördünüz mü? Bu kadar servete rağmen bir çift çorap dahi giydiremediniz! Dünya malı dünyada kalacağını hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Bu benim size Baba nasihatim olsun. Peygamberimiz, bir kimse öldüğünde onun dünyada bırakacakları ile ahirete götüreceklerinin neler olduğunu bize bildirmiştir. Mal ve evlat dünya hayatının süsüdür. Baki olan salih ameller, Rabbinin katında mal ve evlatlardan ve dünyalıklardan iyidir.( Kehf Suresi 46.)
Efendimiz (s.a.v.): “İnsan ölünce ameli kesilir. Ancak üç amelin sevabı kesilmez: Sadaka-i cariye (kamuya yararlı sadaka), faydalanılan bir ilim ve arkasında kendisine dua edecek hayırlı bir evlat bırakmak.”
Hakikat bu olduğu halde, insanlar çoğu zaman ölümü unutarak hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya sarılmaktadır. Rahmetle hatırlanmak, gönüllerde taht kurup şu fani dünyada hoş sedalar bırakabilmek akıllı müminlerin hedefi ve idealleri olmalıdır.
Netice: Yaşamınız boyunca kimseyi kırmayın ve servetine güvenmeyin. Zira Dünya malı Dünyada kalacağını hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım. Çevrenize iyilik yapın, iyilikle anılın.
İNSAN VE YAŞAM
İnsanın yaratılış sebebi imtihandır. (Mülk süresi:2) Hayat bize; ömrünü güzel yaşa, değerlendir.
Yaşlılık bize: Geri dönüşün yok, hazırlıksız gitme! Bir ses bize: Sakın hazırlıksız ölme!
Kabir bize: Ne getirdin! Bir ses bize: Gel bakalım diyecek, sorular soracak.
Allah soracak: “Ey kulum, dünyada ben hep seninleydin. Ya sen kiminleydin?” diyecek.
İnsan dünyaya çıplak geliyor. Kendisine akıl, irade veriliyor. Gençlik, güzellik, dinçlik, azim, güç- kuvvet veriliyor. Makam- mevki, mal-mülk, çoluk-çocuk, eş, arkadaş, dost sahibi oluyor. Sonra birer birer bu nimetler elinden alınıyor. Yaşlanıyor gençliği, güzelliği, gücü- kuvveti gidiyor. Azmi, irade, aklı, da yavaş yavaş tükeniyor. En sonunda ölüm geliyor. Her şeye “elveda “diyor. İnsana bütün bu nimetler emanet verilmişti. Emaneti gerçek sahibine teslim ediyorsun. Tekrar çıplak olarak dönüyorsun. Bir kefen alırsın o da kabirde çürür. Mahşerde çıplak diriltilirsin. Öyleyse ey insanoğlu sen çok fakirsin. Hiçbir şeyin yok… Neyin var söyler misin? Neyine güveniyorsun. Bak hepsi emanetti… Hepsi geri alındı. Dünyaya çıplak geldin geriye çıplak gidiyorsun. Bunca kavga bir kefen için mi?
Hayat bir tiyatrodur. Bu hayatta her insanın bir rolü var, rolüne göre oyunumuzu oynarız, oyun bitip perdeler kapandığında; bazen alkışlanırız, bazen yuhalanırız. Roller bir kere oynanmıştır ve bir daha o sahnenin perdesi artık açılmaz.
Ne var, ne yok, dünya için oluyor. İnsan hayatının sonunda Camiye dirisi değil, ölüsü geliyor. Hayatın sonunda ah vah etmek, boşa geçen ömre ağlamak fayda vermez. Bizim için ağlayanlarında bize faydası olmaz. Öyleyse Dünyanın geçici ahiret hayatının devamlı olduğunu unutmamalıyız. Ona göre yaşamalıyız.
Birine sormuşlar: “Bir daha dünyaya gelsen nasıl bir hayat yaşamak istersin?” Cevap vermiş: “Bir dahası yok ki.”
İnsan hayatı dolu dolu, her şeyi yerli yerince geçirmeden, insanın kurtulması zordur. Eğer güzel bir hayat yaşanırsa, hayatın hesabı kolay verilir.
Hayat, her şeye rağmen güzel; insan, bu dünyanın bir imtihan yurdu olduğunu, gerçek hayatın ahiret hayatı olduğunu bilir ve ona göre yaşamalı. SELAM VE DUA İLE…