Karacabeyliler, ülke genelinde artış gösteren çocuk istismarına sessiz kalmadı:
Çocuk istismarı için düzenlenen tepki yürüyüşüne CHP ve İYİ Parti İlçe Teşkilatları dışındaki siyasi partilerden katılım olmaması eleştiri konusu oldu. Vatandaşlar, özellikle AK Parti ile MHP’nin toplumu ilgilendiren böylesine önemli bir konuya neden duyarsız kaldıklarını ve etkinliğe neden katılmadıklarını sorguladı.
Karacabeyliler, İstanbul Küçükçekmece’deki çocuk istismarına karşı sessiz kalmadı. Çoluğu, çocuğu, genci ve yaşlısıyla Cumhuriyet Alanı’na akın eden yüzlerce vatandaş, bu tür rezaletlerin bir daha yaşanmaması için ciddi tedbirlerin alınmasını istedi.
Sosyal medya üzerinden yapılan çağrı sonrası çocuk istismarına tepki amacıyla bir araya gelen yüzlerce Karacabeyli, Cumhuriyet Alanı’nda toplandı. Tepki yürüyüşüne CHP ve İYİ Parti İlçe Teşkilatları dışındaki siyasi partilerden katılım olmaması ise eleştiri konusu oldu. Vatandaşlar, özellikle AK Parti ile MHP’nin toplumu ilgilendiren böylesine önemli bir konuya neden duyarsız kaldıklarını ve etkinliğe neden katılmadıklarını sorguladı.
Polis kontrolünde Cumhuriyet Alanı’nda start alan yürüyüş, uzun kuyruklar ve sloganlar eşliğinde Bursa Caddesi üzerinden, Orman İşletme istikameti ve oradan da Sevgi Yolu’ndan yine Cumhuriyet Alanı’na kadar devam etti. Anlamlı yürüyüş olaysız sona erdi.
Daha sonra yürüyüşü organize eden Hülya Özcan isimli vatandaş, çocuk istismarıyla ilgili dikkat çeken bir açıklama yaptı. “Bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundasın!” diyen Özcan, son 10 yılda çocuk istismarının yüzde 700 arttığına, adliyelerde her 4 tecavüz davasından birinin çocukla ilgili olduğuna, son 3 yılda 13 bin çocuğun istismarla mağdur edildiğine ve Türkiye’nin çocuk istismarında maalesef ki dünya üçüncüsü olduğuna dikkat çekti.
Hülya Özcan, basın açıklamasında şu önemli bilgilere yer verdi: “Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989’da kabul edilen çocuk haklarına dair sözleşme, Türkiye tarafından 14 Ekim 1990’da imzalandı ve 27 Ocak 1995’te de yürürlüğe girdi. Bu sözleşme, 18 yaşından küçük her bireyi şiddet ve istismarda koruyacak yasal ve toplumsal önlemleri almakla yükümlü. Peki ülkemizin karnesi ne durumda?
– 9 yaşındaki Mert 4 yıl önce Kars’ta kaçırılıp tecavüze uğrayıp öldürüldü.
– 2014 yılında 6 yaşındaki Gizem, Adana’nın sokaklarından alınıp bu kan dondurucu acı olayı yaşamıştır.
– 2016’da Manisa’da 4 yaşındaki Irmak, aynı yıl 3 yaşındaki Arda ve Arda’nın acı hikayesi, daha da vahim annesinin buna göz yumması ile gerçekleşmiştir.
– 4 yaşındaki güzel Leyla’mız Ağrı’da, 8 yaşındaki Eylül’ümüz Ankara’da öldürülmüştür.
– En yakın zamanda olan ise İstanbul Küçükçekmece’deki 5 yaşındaki çocuğumuz ve daha niceleri…
Bunlar maalesef Türkiye’de öldürülen, istismara uğrayan, haklarını koruyamadığımız çocuklarımızdan sadece birkaçı! Bir de tecavüze uğrayan, hatta bunun sonucunda öldürülen kadınlarımız var; Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Şule Çet ve daha niceleri… Ruhları şad olsun.
Genellikle bu tür istismar olayları yakınları ve tanıdıkları tarafından oluyor ve çocuklar maalesef kanunların yeterince koruyamadığı düşünülen hedefler haline geliyor. Peki çözüm nedir? Ağırlaştırılmış cezalar mı? Hukukçular ve hak savunucuları çözümün ağırlaştırılmış cezalarda, uzun vadeli korumacı ve önleyici önlemlerde olduğu görüşünde. Son yıllardaki davalara bakıldığında çocuk istismarı ve cinayetlerinde zanlının suçlu bulunması halinde çoğunlukla müebbet cezasına çarptırıldığı gözleniyor. Ya da çoğunlukla görülen en ağır ceza 20 yıl hapis olarak gerçekleştirilmektedir. Yasal mevzuata baktığımızda, birçok açıdan birçok ülkeye göre daha ciddi ceza oranlarının yer aldığını görüyoruz. Asıl önemli olan mevcut yasaların işlerliğini sağlamaktır.
Çocuklara ilişkin verilere baktığımızda ise aile baskısı, korku ve güvenlik gibi kaygılar, erkek egemen toplumda cinsel istismarın büyük oranda gizli kalmasına ve yargıya taşınmamasına neden oluyor. Dolayısıyla uzmanlar, birçok verinin yanıltıcı olduğunu, gerçeği yansıtmadığını savunmaktadır. Adalet Bakanlığı, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına ilişkin açılan davaların istatistiğini tutmaktadır. 2010-2017 yılları arasında çocukların cinsel istismarı suçundan açılan davaların sayıları toplamda 134 bin 960’tır.
Eğitimden sağlığa, sosyal hizmetlerden adalet sistemine kadar çocuklarla ilişkili bütüncül, hak temelli bir çocuk politikası gerekiyor. Ayrıca çocukların doğrudan destek alabileceği sistemler oluşturulmalıdır.
Çocukları korumak için; çocuk istismarına sessiz kalmamaya, toplumun her kesimini hep beraber bu çözüm önerilerini savunmaya davet ediyoruz. Evrensel bütün haklar korunmalıdır. Çocuk Hakları Sözleşmesi tam olarak uygulanmalıdır. Devlet desteği ile koordinasyon sağlanmalıdır. Failleri korumaya çalışan uygulamalara ve cezasızlığa son verilmeli, indirim uygulanmamalıdır. Hadım veya idam etmek insan haklarına aykırıdır. Mevcut cezalar tam yerine getirilmelidir. Aksi halde bu sorunlar çözülmez. Kadınlar ve çocuklar için iki ayrı bakanlık kurulmalıdır. Çocuk haklarını esas alan politikalar geliştirilmeli, çocuklar cinsiyeti dolayısıyla ayrıştırılmamalıdır. Biz anne ve babalar çocuklarımıza uzanan ellerden artık bıktık. Burada hep beraber birlik olup, bu tür sapkınlıkların önünde durduğumuzu haykırıyoruz. Yetkililerin desteğiyle inşallah çocuklarımıza uzanan bu kirli eller son bulacaktır.
Yürüyüşümüze katılım gösteren duyarlı Karacabey halkına teşekkür ediyoruz. Yanımızda duran tüm siyasi parti temsilcilerimize, Karacabey Ticaret Borsası Kadın Girişimciler Kurulu’na ve Belediye Başkanımız Sayın Ali Özkan’a da destekleri için ayrıca teşekkür ediyoruz.”