Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, başta 1 Mayıs olmak üzere, ekonomik sorunlar ve eğitime ilişkin konularda bir basın açıklaması yaptı. Koçak, açıklamasına Kahramanmaraş’tan Şanlıurfa’ya 1 Mayıs Emek ve İşçi Bayramı kutlamaları için giden ve kaza geçirip vefat eden Hak-İş ve Memur-Sen üyelerine Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileyerek başladı.
Tüm emekçi işçilerin bayramını tebrik eden Koçak, “İnanıyorum ki bu dünyada alın teri ile kazanılmış helal bir lokmadan daha değerli bir şey yoktur. Ne yazık ki ülkemizde birçok konu gibi 1 Mayıs da yıllardır kısır tartışmalara sahne olmuştur. İşçimizin ücreti, çalışma saatleri, taşeron çalışanlar, işçi güvenliği gibi konular konuşulması lazımken yıllarca 1 Mayıs hangi meydanda kutlanacak bu tartışıldı. Hâlbuki esas olan meydan değil, insandır. 1 Mayıs’ta ideolojiler değil, emek konuşulması lazımdı. Emeğin sömürülüyorsa, sağcı olan ne olur solcu olsan ne olur? Açlık sınırının altında bir asgari ücrete mahkûm ediliyorsan, Türk olsan ne olur Kürt olsan ne olur?” diye sordu.
İnsanların bugün geçinemediğine vurgu yapan Koçak, açıklamalarına şöyle devam etti: “Evine ekmek götüremiyor, çocuğuna okul harçlığı veremiyor. Bunca ekonomik sıkıntının içerisinde işçimiz kıt kanaat geçinmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra bir de çalışamayan, iş bulamayan büyük bir kitle var ki, bunların hali daha da kötü. Ülkemizde bugün 4 milyon 300 bin işsiz var. Her 4 gençten 1’si işsiz. Bugün ülke olarak işçimizin sorunlarının çözümünü konuşmayı isterdik. Ben bu vesile ile işçilerimizin bu özel gününü Saadet Partisi Teşkilatı adına bir kere daha tebrik ediyor. İşçimizin alın terinin hakkının verildiği bir Türkiye temenni ediyorum.”
Her gün acı bir tabloyu gündeme getirdiklerini hatırlatan Koçak, “Fakat biz bunu dile getirmek mecburiyetindeyiz. İnsanımızın durumu yüreğimizi parçalıyor. Daha bir ay önce çocuğuna 1 paket bebek maması çalan babanın haberini hep beraber izledik. Bu tek başına münferit bir örnek değil, böyle milyonlarca insanımız var. Bakınız iktidara bugüne kadar ekonomi konusunda hep yatırımı tavsiye ettik. Peki, iktidar bizim yatırım tavsiyemizden ne anladı? Cezaevi yapmayı! 2021 yılına kadar 9 milyar lira yatırımla 41 yeni cezaevi yapılacakmış. Merak ediyoruz, inşaat ihalesinin verileceği firmaya cezaevlerinin dolma garantisi verilecek mi? Şimdi biz bunu dedik ama korkuyoruz, biz böyle dedik diye bu sefer de cezaevlerini doldurmaya kalkarlar. Otobüslerle cezaevi ziyaretleri düzenlerler.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP yöneticilerinin Saadet Partisini çok sıkı takip ettiklerini belirten Koçak, “İşlerine gelmediği zaman linç ediyorlar. İşlerine geldiği zaman ise dediklerimizi uyguluyorlar. Bunun son örneklerinden birisi de Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kızılcahamam’da yaptığı konuşmadır. Diyor ki Sayın Erdoğan; ‘Bitirilemeyen çok proje var. Uzayan, tamamlanmayan projeler tepki çekiyor. Sıfırdan proje yapmayın. Yüzde 40’ı yapılan projeleri dondurun, yüzde 70 ve fazlası yapıldıysa öncelikle bu projeleri bitirin’. Aynısını biz dediğimizde bizim ne cami düşmanlığımız kaldı, ne hızlı tren. Haftalarca medyada yatırım düşmanı olmakla itham edildik. Biz ülkemizin iyiliği için 18 ay geçtikten sonra bizi anlamış olsalar da bu karardan dolayı memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. Umarız ki bizi haksız bir şekilde itham edenler, biraz olsun utanır, yüzleri kızarır.” diye konuştu.
İktidarın yatırımdan bina anladığını kaydeden Koçak, “Yatırım deyince bu arkadaşlar cezaevi yapmayı anlıyorlar. Şimdi bizi cezaevi düşmanı da ilan edebilirler. Ama biz bu gerçekleri söylemeye mecburuz. Çünkü ülkemizi seviyoruz. Yapılan hataların, israfın, yanlış politikaların bedelini bu ülke ödeyecek. Burada eğitimdeki durumumuza da değinmek istiyoruz. Eğitim kalitemiz ne durumda? Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre 137 ülke arasında eğitim kalitesinde 99. sırada. PISA sonuçlarına göre Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada. Bugün uluslararası araştırmalarda ilk 500’de üniversitemiz yok. Bugün Türkiye’de öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı yaklaşık 50 civarı! Bazı bölümlerde bu sayı 150 gibi rakamları dahi bulabiliyor. Bilimsel yayında ise dünya çapında listelere sadece 17 üniversitemiz girebiliyor. Eğitimde durumumuz içler acısı! Biz bunu dile getirdik diye üniversite düşmanı ilan edildik. Maharet her ile üniversite açmak değil, eğitim kalitesini yükseltmektir. Cezaevi yaparken adalet düzelmeyeceği gibi bina yaparak eğitim sistemi düzelmez.” dedi.
“Aylardır ısıttıkları demiri soğutma niyeti olmayanlar bugün elimizde kir olduğunu iddia ediyor” diyen Koçak açıklamalarına şöyle devam etti: “Bunu iddia edenler bilmeli ki bizim elimizde ne Iraklı çocukların kanı ne de tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Biz ne Bush’un kirli elini sıkıp pazarlık yaptık ne de Şimon Peres’i TBMM’de alkışladık. Ne de ellerimizle Büyük Ortadoğu Projesi’ne imza attık. Herkes bilmeli ki; bugüne kadar temiz siyaset yaptık, bundan sonra da temiz siyaset yapacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işini gücünü bırakıp Saadet Partisi’nin binasını diline doladığını söyleyen Koçak şunları kaydetti: “Ülkede bütün problemler hallolmuş sanki de biz duymamışız. Sayın Cumhurbaşkanı işi gücü bırakmış Saadet Partisi’nin binasını diline dolamış. Neymiş, tabelamız varmış ama binamız yokmuş. Şu an birtakım haksız uygulamalarla genel merkez binamız elimizden alınmış olabilir. Milletimizin desteği ile yeni genel merkezimizi almış bulunmaktayız. Allah’ın izniyle en yakın zamanda o binaya geçeceğiz.”