Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul seçimlerini iptal etti. YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ve yenilenmesine 7’ye 4 oyla karar verdi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının iptaline de karar verdi. İstanbullular 23 Haziran tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimleri için yeniden sandık başına gidecek.
YSK’den iptale ilişkin ilk resmi açıklama gece saatlerinde geldi. Açıklamada, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasının iptaline, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin 23 Haziran 2019’da yapılmasına karar verilmiştir.” denildi.
YSK’nin kararla ilgili yaptığı açıklamada ayrıca, kanuna aykırı görevlendirme yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri hakkında suç duyurusunda bulunulması karar verildiğini bildirildi. YSK ayrıca, İstanbul’un Maltepe ve Büyükçekmece seçimine yönelik AKP ve MHP’nin itirazlarını reddetti.
Erdoğan’dan İstanbul açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YSK’nın İstanbul kararına ilişkin, “Bu kararı siyasetçiler olarak sorunlarımızı demokrasi ve hukuk içinde çözme irademizi güçlendirecek, hakemliği milli iradeye bırakacak en doğru adım olarak görüyoruz. YSK tam tersi bir karar vermiş olsaydı biz yine buna uyacaktık.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısında konuştu. Türkiye’nin 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ni geride bıraktığına dikkat çeken Erdoğan, “50 günlük resmi seçim kampanyamız boyunca Sivas’tan başlayıp Uşak’ta sona eren 59 il, 4 ilçe mitingi yaptık. İstanbul’un 28 ve Ankara’nın da 11 ilçesinde mitingler yaptık. Emeğimizin karşılığını da aldık. Yüzde 51,7 ve belediye başkanlığı sayısına göre de yüzde 54,2 düzeyinde bir başarı kazandık. Seçim sonuçlarını önceki hafta Kızılcahamam’da yaptığımız istişare toplantısında değerlendirdik. AK Parti olarak bu seçimlerde 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe ve 203 belde belediyesini yönetme hakkını elde ettik. Milletimiz bize bin 389 belediyenin 758’nin sorumluluğunu vermiştir. Büyükşehir, il, ilçe ve belde olarak kaybettiğimiz belediyelerin her biri ile ilgili ayrı ayrı çalışma yapıyoruz. Bu başarısızlığa yol açan sebepleri genel merkezimizden il teşkilatımıza, adaylarımızdan milletvekillerimize kadar teker teker tespit edecek ve gereğini yerine getireceğiz. Bu işler aceleye gelmez. Tespiti ne kadar sağlam yaparsak, çözümü de o derece güçlü ve kalıcı olarak hayata geçirebiliriz” ifadelerini kullandı.
Seçimlerin bittiğini ancak tartışmaların henüz bitmediğini vurgulayan Erdoğan, “Yapılan itirazlar sebebiyle 3 ilçemizdeki belediye başkanlığı seçimlerinin 2 Haziran’da yenilenmesiyle ilgili karar daha önce verilmişti. Bu seçimlerin en tartışmalı konusu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonuçları olmuştur. Bu seçimi önce yaklaşık 25-28 bin arası bir farkla AK Parti’nin kaybettiği ilan edildi. Biz milli iradeye seçim ve sandık sonuçlarına olan teslimiyetimiz sebebiyle bu durumu saygıyla karşılamaya hazırdık. Seçim gecesi yaptığımız basın toplantısında ve Genel Merkez’de yaptığımız balkon konuşmasında bu durumu ifade ettik. İlerleyen saatlerde ve günlerde arkadaşlarımız yaptığı sandık sonuç tutanaklarıyla, ilçe birleştirme tutanaklarıyla geçersiz oylarla ilgili itirazlar netleştikçe karşımıza bambaşka bir manzara çıktı. Bu süreçte gördük ki AK Parti’ye oy veren 15 bin seçmenin iradesi alenen gasp edilmiştir. Bu hataların bir kısmı sehven yapılmış olsa da önemli bir bölümünde kasıt olduğu açıktır. Hatalar, yanlışlar diğer partilerde aynı oranlarda yapılmamış sadece AK Parti’nin oylarında belirgin bir farklılık ortaya çıkmıştır. Meseleyi biraz daha araştırınca hem seçmen listeleriyle hem de sandık kurulu üyeleriyle ilgili ciddi yolsuzluklar, kanuna aykırı uygulamalar olduğunu gördük. Konuyu YSK’ya taşıdık. Sunduğumuz belgeler gayet sağlamdır. Yaptığımız her itirazın gerisinde inkarı mümkün olmayan somut deliller vardır. Aradaki fark neredeyse yarı yarıya azalmamış olsaydı mesele buralara kadar gelmezdi. Gözümüzün önünde tüm çıplaklığıyla duran hukuksuzluğu, bir irade gaspını görmezden gelemeyiz. Biz bu yapılanların hesabını milli irade hırsızlarından sormazsak milletimiz bizden hesap sorar. Sadece iptal oylarının sayımıyla ve birleştirme tutanaklarının düzeltilmesiyle böylesine büyük bir oy sayısının ortaya çıkması dahi içimize kurt düşürmeye yetmiştir. Birilerinin suyu bulandırarak balık avına çıktıkları intibahına kapıldık. İstanbul’daki yaklaşık 62 bin sandık görevlisinden neredeyse 20 bine yakınının seçim kanunundaki açık emre rağmen kamu görevlileri arasından değil de banka ve özel okul çalışanları arasından seçilmiş olması şüphelerimizi daha da artırdı. Seçimler öncesinden başlayarak bir takım kirli ellerin işin içine girdiği ve konuyu buralara getirdiği anlaşılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde organize bir yolsuzluk, tam kanunsuzluk, usulsüzlük hali olduğuna inanıyoruz. Tek tek yanlışlar, kusurlar maruz görülebilir ama sandık kurulu üyelerinin, başkanlarının neredeyse 3’te birinin kanuna aykırı atanmış olmasını iptal edilen oyların çok büyük bir bölümünün AK Parti’ye ait çıkmasını kimse masum bir hata veya yanlış olarak izah edemez. Hukuk mücadelemizi seçim kanunumuz çerçevesinde dün akşama kadar sürdürdük. AK Parti’nin seçimden çıkan sonucu kabullenmemek, hakkı olmayan bir seçimi kazanmış gözükmek gibi bir derdi yoktur. Sadece gasp edilen haklarımızın ve yapılan açık yolsuzluktan, usulsüzlükten kaynaklanan hataları düzeltmenin peşindeyiz. Durum tam tersi olsaydı, AK Parti az bir farkla seçimi kazanmış gözüküp ardından fark yarı yarıya azalsaydı ve aynı usulsüzlükler tespit edilseydi inanın ensemizde her gün boza pişiriliyor olurdu. Böyle bir durumda bize söylemedikleri, etmedikleri bırakmayacak olanların şimdi hukuki haklarımızı kullandığımız için aynısını yapıyor olmalarındaki ikiyüzlülüğü milletimizin takdirine bırakıyorum.” açıklamasını yaptı.