Güvenlik, robotik, analitik ürün ve hizmetler ile sanayinin dijital çağa adaptasyonunu sağlayan deneyimlerin anlatıldığı “İşimiz Gücümüz Türkiye” etkinliği, GİSED (Girişim Sermayesi Fonları Derneği) tarafından Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde 13 Haziran tarihinde gerçekleştirildi. Etkinlikte “Neyi Başarmalıyız?” isimli panelde konuşmacı olarak yer alan Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri OEM İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Tolga Bizel, markanın Sanayi 4.0’a yanıtı olan dijital fabrika konsepti e-F@ctory hakkında bilgi verdi. Dijital dönüşümün yolunun yapay zekadan geçtiğini belirten Tolga Bizel, Toplum 5.0, ileri robot teknolojileri ve Nesnelerin İnterneti (IoT) alanındaki güncel gelişmelerden bahsetti.
Günümüzün tüketim koşullarında rekabet edebilmek için hızlı ticarete ihtiyaç duyulduğunu, bunun için de daha süratli ve esnek fabrikaların gerekli hale geldiğini ifade eden Tolga Bizel, “Dünyada bir dakika içerisinde online alışveriş siteleri üzerinden ne kadar ticaret yapıldığına baktığımızda, neden böyle bir değişime ihtiyaç olduğunu daha rahat anlayabiliyoruz. Dolayısıyla yeni çağda tüketiciler, üreticileri değişime zorluyor. Bu değişim sadece hızla da ilgili değil, aynı zamanda tüketicilerin kişiselleştirilmiş ürün talepleri de her geçen gün artıyor. Örneğin, tüketiciler satın alacakları ürünleri kendileri tasarlayarak onu özelleştirmek isteyebiliyorlar. Bu noktada, belli bir ürün üretmek için kurulmuş olan bir üretim bandının değişen ihtiyaçlar ve pazar koşulları nedeniyle çok kısa bir süre içinde başka bir ürün üretecek şekilde revize edilmesi gerekli olabiliyor. Sizin o hattınızın yatırımını, en ergonomik şekilde otonom olarak kendi kendini şekillendiren makinelerden ve robotlardan oluşan bir sistem kapsamında yeni ihtiyaçlara uydurabilme kabiliyetiniz, aslında endüstrinin yeni evresini tanımlıyor. Dolayısıyla günümüzde ve gelecekte tüketicilerin esnek taleplerine hızlı ve kusursuz yanıt verebilen fabrikalara ihtiyaç duyuluyor. Özetle, ister buna Sanayi 4.0 ister fabrikaların dijital dönüşümü diyelim, işin özü ticarettir. Önümüzdeki dönemde bu değişime ayak uydurabilen sanayicilerin global piyasalarda rekabet edebilme gücünün artacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
Günlük hayatımıza baktığımızda ise Nesnelerin İnterneti (IoT) kavramının, üst düzey bir yöneticiden ev hanımına kadar herkesin hayatını kolaylaştıracağını ifade eden Bizel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık markete girdiğinizde sizin nelere baktığınızı anlayabilen, bu doğrultuda size yönlendirme yapan ve arkada üretim için gerekli tedarik zincirini çalıştıran sistemlerin devreye girmesi öngörülüyor. Otomobilinizin lastiğinizin yenilenmesi gerektiğini anlaması ve gerekli siparişin dünyanın öbür ucundaki üretim fabrikasına ulaşmasını sağlaması da gelecekte üretim süreçlerinde yaşanabilecek gelişmeler arasında görülüyor. Bir markanın üretim hattının, o markanın sosyal medya hesaplarıyla entegre olarak tüketici tarafından beğenilen ürünleri tespit edebilmesi ve üretim hattını bu doğrultuda şekillendirebilmesi de söz konusu. Tüm bu açılardan baktığımızda Sanayi 4.0 kavramının, toplumun daha kaliteli yaşamasını hedefleyen Toplum 5.0 (Society 5.0) kavramını da önemli ölçüde etkilediği görülüyor. Teknolojinin toplumlar için bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanması gerektiğini vurgulayan Toplum 5.0 felsefesi, bireylerin ve toplumların içinde bulunduğumuz dijital dönüşüm çağına ve dördüncü sanayi devrimine adapte olması için rehberlik sunuyor.”
Sanayi 4.0 ve Toplum 5.0’ın beraberinde getirdiği dijital dönüşüm ve akıllı üretim sistemlerinin toplumları ve dünya dengelerini değiştirecek kavramlar olduğunu söyleyen Tolga Bizel, “Birbirine bağlı üretim makineleri ve insan etkileşimiyle birlikte yeni bir üretim anlayışının oluşacağı önümüzdeki dönemde; sanayiciler, şehirler, devletler ve araştırmacıların sürekli gelişecek ve değişecek olan rekabet ortamına uyum sağlayabilmek amacıyla pek çok farklı alanda çalışmalara imza atacakları öngörülüyor. Sanayicilerin üretim aşamalarında, hükümetlerin ülke ve iletişim altyapılarında, yerel yönetimlerin şehir altyapılarında ve araştırmacıların Ar-Ge çalışmalarında öncelikleri Sanayi 4.0’ın gerekliliklerine yanıt verebilmek olacak. Bilişim ve teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde akıllı şehirler, akıllı binalar ve akıllı fabrikaların sayısının hızla artması bekleniyor. Mobil iletişim, giyilebilir cihazlar, akıllı araçlar, akıllı evler ve Nesnelerin İnterneti gibi teknolojiler çok daha geniş çapta ve daha güncel kişisel verinin şirketlerin kullanımına açılmasına imkan tanıyacak. Bu noktada, kişisel veriye ulaşımın kolaylaşması ve yapay zeka uygulamalarının artması ile geleneksel iş modellerinin değişmesi bekleniyor. Bu değişim sürecinde dijital dönüşümün işletmelerin olmazsa olmazı haline geleceğini söylemek mümkün.” diye konuştu.
Dijital dönüşüm çağında makinelerin çevrelerinde olup bitenleri anlayabilecek ve birbirleriyle internet protokolleri aracılığıyla iletişim kurabilecek duruma geldiklerini belirten Bizel, şu bilgileri aktardı; “Mitsubishi Electric olarak bu yeni endüstri evresine e-F@ctory konseptimiz ile yanıt veriyoruz. e-F@ctory ile geleceğin dijital fabrikalarını bugünden kurmak mümkün. Bugün e-F@ctory altyapısı sayesinde robotlar üretim hattındaki diğer ürünlerle de haberleşebiliyorlar ve bilgileri insan kontrolünden bağımsız olarak hem kendi aralarında hem de fabrikayı kontrol eden ana sistemle paylaşıp verimliliği artırmak için hazır durumdalar. Çünkü e-F@ctory konseptinde fabrika otomasyonunda yer alan tüm ürünler birbirleriyle entegre ve açık bir mimari ile çalışıyor.”
Üretim süreçlerinde mükemmel işleyebilen sistemlerin kurulması, sorunsuz bir şekilde işletilmesi ve gerektiğinde revizyonu için insana her zaman ihtiyaç duyulacağının altını çizen Bizel, “Dijital fabrikalarda elbette robotlar yoğun olarak rol alacak, ancak bu noktada robotların insanlarla omuz omuza çalışmak üzere devrede olacağını da göz ardı etmememiz gerekiyor. Yeni çağda insanlar ve robotlar arasında, fiziksel işler ve düşünce gücü gerektiren işler şeklinde bir görev paylaşımı yapılması bekleniyor. Belli bir algoritmayla tekrar edilebilen, fiziksel güç gerektiren rutin işleri robotların yapması sayesinde insanlar daha iyi şartlarda çalışma ve daha katma değerli işler yapabilme imkanına sahip olacaklar. Dolayısıyla Toplum 5.0 anlayışının da vurguladığı gibi her endüstri devriminde olduğu şekilde dijital dönüşüm çağında da bilim ve teknoloji insanların yaşam kalitesini artırmak amacıyla kullanılıyor.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.