Mustafa Arı
İnsanlar arasındaki sosyal ilişkiler sevgi, saygı ve güvene dayanır. Çok güzel evlere, arabalara kavuştuk ama hepsinden önemlisi sevgiyi, güveni kaybettik mi acaba! Ne dersiniz?
SEVGİ varken nefret niye? BARIŞ varken savaş niye? KARDEŞLİK varken didişmek niye? DOSTLUK varken düşmanlık niye? HOŞGÖRÜ varken bağnazlık niye? ÖZGÜRLÜK varken tutsaklık niye? ADALET varken, haksızlık niye? Sevmek hayatı anlamlı kılar.
Mevlana ne güzel söylemiş: “Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.”
Liyakat kadar güvenilir olmak da esastır. Güven, gözle görülmez soyut bir kavramdır. Güven zamanla oluşur, insanı ayakta tutar. Güvendiğimiz insanları severiz, saygı duyarız. Güvendiğimiz insanlarla, sorunlarımızı paylaşır, birbirimize güvendiğimiz sürece olabilecek sıkıntıları en az zararla atlatabiliriz. Yeter ki birbirimizi sevelim, birbirimize güvenelim.
Bakın Aşk, Dostluk ve Güven ne diyor;
Aşk demiş ki; “Nerede gözleri arzuyla dolu birbirlerine bakan bir çift görürseniz ben ordayım.
Dost demiş ki; “Nerede birlikte ağlayan iki insan görürsen işte beni orada bulursunuz.”
Güven demiş ki; “Beni kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız.”
Sizi gerçekten seven insana mutlaka güvenmeyi öğrenmelisiniz. Gerçek sevgi içinde aldatma, güveni sarsma, güveni boşa çıkarma barınamaz. Ne kadar seversen sev güven olmadı mı olmaz. Sevginin temeli güvendir. Güven sevgiden önce gelir. Güvenilen insan sevilir, değer görür. ‘Seni seviyorum’ diyenden çok ‘sana güveniyorum’ diyene değer verilmelidir.
Güven insanı başarıya götüren yoldur. Güven duygusu özünde cesaret, saygı, sevgi, kendini değerli hissetme gibi olumlu, zıddı güvensizlik ise korku, endişe ve çekinme gibi olumsuz duyguları barındırır.
Sevgi, dostluğun ve güvenin aramızdan eksik olmaması dileklerimle… Hep birlikte güvenli yarınlara…