Mustafa Arı
Bu günlerde kurası gerek asilden gerek yedekten çıkan hacı adaylarımızın bir kısmı Medine’ye bir kısmı Mekke’ye ulaşmış bulunuyorlar. Bizlerin de hacı uğurlamak ve hacı kafilesini karşılamak güzel adetlerimizdendir.
Bu yıl kurası çıkan kardeşlerimize hayırlı yolculuk, huzur içinde gitsinler, Kabe yi tavaf etsinler, Allah’ın rahmetine, mağfiretine ersinler, zemzemden kana kana içsinler, Safa ile Merve de koşsunlar, Allah Allah sedalarıyla coşsunlar, Medine de Ravza ya yüz sürsünler, bütün ibadetlerini kamilen eda etsinler. Memleketlerine, hanelerine salimen HACI olarak dönsünler.
Hacı adaylarına tecrübeli bir görevli olarak bazı tavsiyelerim olacaktır. İçlerinde hacca gitmeden umreye gidenler mutlaka vardır. Orada iklim şartları hacılarımızı etkiliyor. Klima, soğuk su ve güneşten kendilerini korumalarını tavsiye ederim. Bu yolculukta hacılarımız mütevazi, hakka-hukuka saygılı olmaları gerekir. Eğer kulluğumuzun Hak katında makbul olmasını arzu ediyorsak, gayretimiz, ibadetlerimizi aşk ve edep dairesinde eda etmeye yönelik olmalıdır.
Hac ibadeti dünyada örneği bulunmayan sosyal bir olay ve günahlardan arınmak için bir fırsattır. Müslümanın hayatında önemli hatıralar bırakan bir ibadettir. Her saniyesi rahmet, mağfiret ve bereket dolu olan bu yolculuğun azığı takva ve sabırdır. Hac ile anasından doğduğu gibi saf, temiz, günahsız olarak dönmenin çapası içinde olmalı hacılarımız… Bilgisizce ve “uydum kalabalığa” olmamalı. Dünya malı için, riya, gösteriş ve öğünmek için hac yapmaktan sakınmalıdır.
Bu yolculuk turistik bir seyahat değildir. Bu kutsal yolculukta hacılar sıkıntılara göğüs germeyi, sabretmeyi, yardımlaşmayı, dayanışmayı, toplu halde hareket etmeyi öğreneceklerdir. Bu kutsal yolculuk insanın maneviyatını yükseltir. Kulluk şuurunu, Hz. Peygamber’e ümmet ruhunu iyice benimseyecekler. Hacılar Medine’de peygamberimizin Mekke’de Allah’ın evine misafir olurlar.
Hac bir semboller bütünüdür. Bu semboller iyi anlaşılırsa Hacdan gerekli haz alınıp istenen hedefe ulaşılabilir. Hac nefsi de terbiye eder. Arafata çıkmayan hacı olamaz. Arafat vakfesi dünya Müslümanlarının yıllık kongresidir. Burada dilleri, ırkları, renkleri, kültürleri ve coğrafyaları farklı fakat inançları, duyguları gönülleri bir olan milyonlarca Müslüman yalınayak, baş açık kefene bürünmüş olarak Allah’a el açıp O’ndan af dilerler.
Hac mahşerin provasıdır, ölmeden önce ölmenin, yeniden dirilişin provasını yapacaklar. Hacda şeytanları taşlamaya gidecekler. Günahlarını taşlamaya gidiyorlar. Hacda Kurban keserek malından Allah yolunda feda etmeyi, tıraş olarak canından bir parçayı feda etmeyi öğrenecekler. Hacının hediyesi hurma zemzemdir. Herkesin evinde takke, tespih, seccade var. Hacının dönüşünde ziyaretine gidenler, zemzem ve hurmadan başka bir beklentiniz olmasın.
Rabbim, Hacıları ve hacıların dilediği kimseleri de af eylesin…
FİTNE ÇIKARMAK
Fitne imtihan demektir. Anarşi, bozgunculuk, günah, şirk, bela ve daha başka manalara gelirse de ekseriya bölücülük, bozgunculuk anlamında kullanılmaktadır.
Fitne Kuranı Kerim’de değişik manalarda kullanılmış, dilimizde insanlara fenalık yapmak, onları belaya uğratmak ve genelde toplumda kargaşa çıkarmak gibi kötü fiil ve davranışlar için kullanılmaktadır. Dinimiz, fitneyi şiddetle yasakladığı gibi, fitneye götüren fiil ve davranışları da yasaklar.
Fitneyi körükleyen en önemli fiil ve davranışlardan biri de yalan söylemektir. Hz. Peygamber dilin, fitne ve kötülükte ne kadar etkili bir araç olduğunu ve dili iyiye kullanmanın ne kadar önemli ve güzel sonuçlara vesile olduğunu bildirmiştir. “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, hayır söylesin veya sussun (faydasız veya zararlı söz söylemesin”)
Fitnenin en yaygın şekillerinden biri de “Nemime” denilen koğuculuktur. İkiyüzlülük de fitne ve fesat çıkarmada “iki yüzlü” denilen insanlar da fitneye kaynaklık eden guruba girerler.
Cenabı hak, bir ayetinde fitne sonucu Müslümanları bölünerek, ilişkilerini keserek birbirlerine düşmeleri durumunda başlarına gelecek felaket konusunda şöyle uyarmaktadır.
“Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız da gücünüz elinizden gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir” (Enfal süresi:46) Diğer bir ayette:
Fitne öldürmekten daha şiddetli, büyük bir suçtur.” Denmiştir. Peygamberimiz: Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lanet etsin! Buyurmuştur. Buhari’de geçen bir hadiste ise (Ahir zamanda, alim ve ilim azalır, cahillik artar. Cahil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.)
Müslüman Fitne çıkarmaktan şiddetle kaçar. Kulağını kötü söz işitmekten, dilini de kötü söz söylemekten korur. Söylediğimiz sözün veya yaptığımız bir davranışın fitneye sebep olacağına çok dikkat etmeliyiz. Fitnenin yoğunluğundan dolayı, artık insanları suretlerinden anlamak da zorlaşmıştır. Fitneden kurtulmak için Allah ve Resulünün bizlere sunduğu hayat ölçüsü olan ibadet ve itaat içerisinde bir hayat sürmeye çalışmaktır. Yani Salih amel işleyerek korunmaktır.
Müminin görevi fitne yangınına benzin değil su dökmektir. Toplum düzenini, maddi ve manevi değerleri korumak için herkesin fitne ve fitnecilere karşı uyanık olması gerekir.