Mustafa Arı
Allah’ın rızasını kazanmak için çok çeşitli yollar vardır. Allah’ın rızasını kazanmak istiyorsak; elbette isteriz. O zaman Peygamber vazifesi olan, “iyiliği emretme ve kötülüklerden sakındırmak için gayret etme” farzını yerine getirmek zorundayız. Kendimiz, ailemiz ve yakın çevremiz, Müslümanlar için, tüm insanlık için kurtuluşuna ve hidayetine vesile olacak şeylerde birbirimize yardımcı olmalıyız. Bunu yaparken vicdanımıza uyarak sırf Allah rızası için yapılan her hizmet, mümine neşe ve sevinç verir. Her samimi çabanın sonucunda bir güzellik ve huzur, dünyada şerefli bir hayat vardır.
Allah’ın rızası, ancak emirlerine itaat etmekle, muhalefet etmemekle, nasıl emretmişse tatbik etmekle kazanılır. Müslüman işlerinin hepsinde Allah’ın rızasını gözetmeli. Malı, serveti, mevki-makamı, ibadeti, bu rızayı kazanmaya götürüyorsa iyidir. Aksi takdirde serveti, mevki-makamı, ibadeti, sahip olduğu her şeyi bir hiçtir.
Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan işleri ihlasla yapmalıdır. Allah’ın rızasını kazanmanın temelinde samimiyet ve dürüstlük yatar. Kim Ahiret işini, dünya menfaati için yaparsa, onun ahirette hiçbir nasibi yoktur.
Allah rızası her şeyin üstündedir. Emir ve yasaklar Allah rızası için yapılır. Maddi ve manevi faydaları peşinden zaten gelir. Aksine maddi menfaat için yapılan işte, belli maddi çıkar elde edilir. Ama bunun sonucu da ahirette hüsran olur.
Müslüman yaptığı her işi Allah emrettiği için yapmalı. Özünde Allah rızası bulunmayan hiçbir ibadetimiz veya davranışımız Allah katında değer bulmaz. Bizler birbirimizin iyiliğine karşılık teşekkür mahiyetinde “Allah razı olsun” deriz. Bu cümle belki de birbirimize yaptığımız en güzel duadır.
Unutmayalım ki, Allah rızası olmadan mutluluk olmaz ve cennete ulaşılmaz. Cennette en büyük makam rıza makamıdır. Öyleyse her işimizde, hayatımızın her anında Allah rızasını gözetmeliyiz.
Allah’ın rızasını kazanmanın yolu Kuran ve Sünnettir. Bu yolda en güzel örnek Hz Muhammed’dir.
Yaptığımız her işten Allah razı değilse, bütün dünya alkışlasa hiçbir önemi yoktur.
Yaptığımız her ameli, attığımız her adımı Allah rızası için yapanlardan olalım inşallah!
HELAL VE HARAM
Helal, Allah tarafından müsaade edilen, zararsız şeylerdir. Helal; güzeldir, faydalıdır ve temizdir. Haram, Allah tarafından kesin olarak yasaklanmış olan şeylerdir. Haram; çirkindir, faydasızdır, zararlıdır. Ama şeytan insana haramı güzel gösterir. İnsan haram yemeye ve haram kullanmaya mecbur değildir. Haramsız her şey daha güzeldir.
Helal ile haramın arasında şüpheli şeyler vardır. Eğer bunlardan kaçınılmazsa harama düşülür. Tartışmalı olan şeyler şüpheli şeylerdir. Şüpheli olanı bırak. Şüphe vermeyene bak.
Kur’an’da şöyle buyrulur: “Kendileri için nelerin helal kılındığını sana soruyorlar. De ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır.” (Maide Süresi: 4)
İslam’da bir şey zararlı ise veya zararı faydasından çoksa yasaklanmıştır ve haram kılınmıştır.
Yine Kur’an’da şöyle buyrulur: “Temiz şeyler size helal kılınmıştır.” (Maide süresi:4)
Demek ki; iyi ve temiz helal kılınmıştır, pis ve zararlı olan şeyler de haram kılınmıştır. Yasaktaki ölçü: İslam’da rastgele emir ve yasak yoktur. Emir ve yasaklarda fayda ve zarar söz konusudur.
Peygamber haber veriyor: “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helalden mi, haramdan mı kazandığına aldırış etmeyecek.” Haram, helal ver Allah’ım, kulun durmaz yer Allah’ım! Oluyor.
Bir şeyi helal ve haram kılma yetkisi Allah’a aittir. Helali haramlaştırmak haramı helallaştırmak Allah’a ortak koşmaktır. Haram herkes için haramdır ve her yerde haramdır. Çoğu haram olanın azı da haramdır. Haramda fayda ve şifa aranmaz. Haram, kıyamete kadar haramdır. Haram helale dönüşmez. Zaman ve şartlara göre dinin emirleri değişmez, değiştirilemez. Allah insanın rızkını haram da yaratmamıştır. İnsan haramdan uzak durmalıdır.
“Helal süt emmiş” ifadesi, temiz kimseler için kullanılır. “Sütü bozuk” tabiri ise haramla beslenenler için kullanılır. Ancak bazı zaruretler haramları mubah kılar. Ameliyatta uyuşturucu kullanılmaktadır. Kullanılması, zaruret varsa, alternatifi yoksa, hastalık ciddi ise, İnançlı doktorun tavsiyesi varsa mümkündür.
İslam’da ulu orta yasak yoktur. İslam, ferdi ve aileyi korumak için emir ve yasaklar koymuştur. İslam’da emir de yasak da insanın yararınadır.
Haramdan kaçmak Allah’ın emridir. Haramı inkar eden dinden çıkar.
İyi niyet de haramı helal yapmaz. Mesela; faiz, kumar, piyango parası, başkasının hakkı olan bir para ile cami yaptırmak gibi bu haramın günahını kaldırmaz. Sevap da beklenmez.
Allah’tan hayırlısını, helalini istiyoruz, dua ediyoruz. Harcarken helal ve hayırlı yere harcamıyoruz. Kılıf aranıyor. Ona buna soruluyor, acaba lehimize bir fetva alabilir miyiz? Menfaatimize uyacak fetva arıyoruz. Sıkıntısız, zahmetsiz cennet istiyoruz. Ama cehenneme giden yoldan, cehenneme götüren işlerden ayrılamıyoruz. Pişman oluyoruz, tövbe ediyoruz, fakat günahın cazibesinden kendimizi kurtaramıyoruz.