Mahiye Morgül
Sanal veli grupları türedi, birbiriyle çocuklarına nasıl yardımcı olabileceklerini bilir bilmez konuşuyorlar. Böyle bir ödev grubuna üye bir tanıdığım bana grupta paylaşılan “Atatürk gibi düşün” Norveç atasözünü gönderdi. Velilerden biri gruba göndermiş. Fakat bunu paylaşan veli kendisi çocuğunun ödevini sanal ortamda tartışıyor. Bu mu şimdi Atatürk gibi düşünmek!
Bu velilere bir diyeceğim elbette var.
Böyle facebook veli grupları çocuklarının sorularını çözmüş olduklarını sanıyorlar, oysa kendileri MUSTAFA KEMAL GİBİ DÜŞÜNMÜYORLAR.
Bir veli bir sorunun fotoğrafını çekmiş, diğerlerine çocuğunun çözümünün doğru olup olmadığını soruyor. Soru şu: “4 deste kalem ile 2 düzine kalemin farkı kaçtır? Çocuğun cevabı: 40-24 =16”
SORU YANLIŞTIR; çünkü BİRİM/TANE KALEM olarak sorulmuyor.
Çocuğa sayı farkı kaçtır diye soracakmış gibi, KALEMİN FARKI KAÇTIR diyor… Böyle soru olmaz!
Şöyle olabilirdi: 4 deste kalem 2 düzine kalemden kaç kalem daha fazladır?
Sayılarla soru olur tabii, ama ona soru denmez, işlem denir. O da sadece toplama çıkarma işlemini öğretirken rakamlarla yapılır, yanına “tane” cinsinden birim yazılmaz.
Eğer çocuğa KALEM diye bir nesne birim/tane verilmişse sonucunu yine kalem olarak istemesi gerekir. Matematik kitapları sürekli bu tuzaklarla dolu, çocuk aldatılıyor, veliler yutuyor!
Bu veliler AĞIRLIK yerine KÜTLE diyen sorulara da itiraz etmiyor. Kitapta insanın kütlesini soruyor, insan cansız varlık mıdır ki kütlesi olsun, diyemiyorlar. Sonra da 7.sınıfa gelen bu çocuk maddenin katı sıvı gaz hallerini öğrenemiyor.
İnternet üzerinden öğrenme tuzağına çekilmiş bu veliler kusura bakmasınlar. Farkında değiller ki GEOMETRİ HİÇ ÖĞRETİLMİYOR, görmüyorlar, geometrinin PERGEL CETVEL İLETKİ KULLARAK ÇİZİM demek olduğunu bilmiyorlar.
Bu nesil çocukların elleri kas ölümü yaşıyor. Plastik oyuncaklarla büyüdüler, hep hafif şeylere dokundular, beyinlerinde AĞIRLIK MERKEZİ oluşmadı. Onlara önerim; evlerindeki tüm plastik oyuncakları çöpe atsınlar, çizgi film izletmesinler, çizgi film karakteri olan tişörtleri giydirmesinler, KARELİ GÖMLEK ve YERLİ DOKUMA giydirsinler.
Geometri beynin/zekanın tek ilacıdır, ruh sağlığı, mantık, matematiksel düşünmenin yolu geometridir. mahiye.com sitemdeki eski Aritmetik Geometri kitaplarını indirip oradan kendileri azar azar çalıştırsınlar, İLAÇTIR.
İntihar vakalarının altında geometrisizlik ve boşluğa yazı yazdırmalar var, boşluk resimlerine baktırmalar var. Oysa çocuğun ayakları yere basmalı!
Bu sene İlkokul 3.sınıfta bir matematik sorusu var, “Samet’in bir adımı 40 cm, 7 adım koştuğu zaman ne eder?” Çözüyor çocuk, kolay diyor. Ama soru yanlış, “adım” veriyor, “koşu adımı” ile sonuç istiyor, veli de çocuk da çuvallıyor. KOŞU ADIMI YOKTUR, çünkü sabit ölçülebilir değildir. Ayağın biri yere dokunurken diğeri havaya kalkar, iki ayak ucu da sabit yerde değildir.
Bir ucu açık olan uzunluk ölçülebilir değildir, sınırsız açıklık beyni dağıtır. Matematiksel düşünme sınırsız uzunluklar için değildir, sınırsızlık aklı dağıtır. Örneğin, doğru parçası öğretirken IŞIN öğretiliyor; olamaz böyle şey. IŞIN geometrinin konusu değildir, test edilemez, FİZİK konusudur.
MEB’nın bütün ders kitaplarında böyle akla ziyan beyni dağıtan sorularla çocuklara zihin terörü yapılıyor. Zihinsel karmaşa girdabına giren çocuklar intihara gidiyor. Şu anda en fazla ODTÜ de intihar var ve GATA Psikiyatride yatılı hasta en fazla ODTÜ öğrencisi var.
Bence bunun sebebi ilkokuldayken beyinlerine açılan uzamsal (ölçülemez) boşluklar sebebiyledir.
Velilere önerim; grupla yüzyüze geometri saatleri koyun, çocuklarınızı eski geometri matematik kitaplarıyla çalıştırın. Beyinlerindeki boşlukları mutlaka geometri sıvasıyla doldurun, binadaki çatlakları onarın, ayaklarını yere bastırın. Ders kitaplarındaki çocuk çizimlerinde gördüğünüz gibi olmasın. Matematiksel olarak fiilen iki ayağı da yere dengeli bassın, biri havada bir yerde veya ikisi de havada olmasın.
Atatürk GEOMETRİ Kitabı yazdı ama bizim veliler “bu yönetim geometriyi neden kaldırdı” diye sormuyor. Atatürk’ü bilen veli “Atatürk gibi düşün” demeyi biliyor görünüyor, oysa bilmiyor, şu yanlış sorularla yazılmış kitabı fırlatıp atamıyor.
En cahil anneden daha cahil kalıyor şu bizim okumuş ama Atatürk’ü hiç anlamamış annelerimiz. Matematiği yanlış öğreten kitaba itiraz etmeyen bu veliyi daha nelerin beklediğini hiç bilmiyor. Eğitim fakültelerini kaldıracak olan kanun tasarısı Ziya Selçuk’un masasında duruyor. Matematik internetten nasıl öğretilirin sertifikasını almış öğretici tutacaksınız, onlar sizin kadar matematik bile bilmeyecek.