Vatan Partisi Karacabey İlçe Başkanı Rıfat Narhın, iktidar ve muhalefetin ucuz siyaset yarışında olduğunu söyledi. Hükümetin yaşanan krize karşı gerçekçi, kalıcı ve tam anlamıyla halka yönelik çözümleri olmadığını savunan Narhın, muhalefetin de çözüm yerine sırf eleştirmek adına akıl dışı söylem ve eylemlerde bulunduğunu ileri sürdü.
Narhın, “Yaşanan ekonomik ve covid-19 krizinde birleştiricilik yerine ayrıştırıcılığı seçiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin sorunları onların atışma alanı değildir. Ortak nokta Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusudur. Bir dayanışmayı bile beceremeyen iktidar ile muhalefet partilerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti olabilme özelliği yoktur, kalmamıştır.” diyerek açıklamasına başladı.
Vatan Partisi İlçe Başkanı Rıfat Narhın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Büyük bir işsizlik dalgası gelmektedir. Salgına karşı önlem olarak kapatılan işyeri sayısı, İçişleri Bakanlığı verilerine göre 149 bin 382’dir. Ortalama 2 kişinin çalıştığını düşünürsek, en az 300 bin işçi işsiz kalmıştır. Organize sanayi siteleri büyük ölçüde kepenk kapattı. İşçiler işten çıkarılıyor ya da ücretsiz izne gönderiliyor. AVM’ler, şubeleri de olan büyük giyim mağazaları kepenk kapattı. İşçiler işten çıkarılıyor ya da ücretsiz izne gönderiliyor. Başta metal, tekstil, deri, seramik, tuğla, inşaat, gemi, sanayi, enerji, turizm, gıda, olmak üzere çok sayıda sektörde orta ve küçük işletmelerde işçiler ya işini kaybetti, ya da ücretsiz izne gönderildi. Otuz büyük ilde şehirlerarası ulaşımın durması, şehir içi ulaşımı sürdüren özel otobüs, minibüs, taksinin boşa çıkması, boş kalan oteller, otomobil fabrikalarının üretimlerini askıya alması ile onlara üretim yapan yan işletmeler, çok sayıda işçiyi ücretsiz izne çıkarmakta ya da işten atmaktadır. Çiçek, simit, mısır satıcıları, boyacılar, kağıt toplayıcıları gibi gündelik çalışanlar salgından bu yana evlerine ekmek götüremez durumdalar. Özetle, büyük bir işsizlik dalgası gelmektedir.”
Başkan Narhın, ekonominin yıllardır kriz içinde olduğuna da dikkat çekerek, “O yıllar içinde de gerçekçi çözümlere gidilmemiş, günü birlik çözümlerle belirli zümre ve gruplara destek verilmiştir.” dedi.
Narhın, açıklamasını şöyle tamamladı: “Salgın öncesinden farklı olarak, salgın geçinceye, ekonomi düze çıkıncaya kadar işini kaybedenin başka yerde işe girme şansı yoktur. Sonuç olarak, büyük bir işsizlik dalgası ve hukuk dışı ücretsiz izinlerle milyonların aç kalması gibi bir sorun önümüzdedir. İşsizlik, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan siyasi partilere, meslek odalarından sendikalara kadar topyekûn kafa yorulması gereken bir sorundur, salgın kadar ciddidir. Krize giren bu sektörlerin veya işletmelerin desteklenmesi yerindedir, şarttır. Ancak İşsizlik Fonu dışında başka kaynaklar yaratmak, servet vergisi gibi tedbirleri düşünmek gerekmektedir. Ekonomi ve sağlık sebebiyle yaşanan bunalımı fırsat sayan kimi işverenlerin, işçilerin çalışma koşullarını ve ücretlerini törpülemeye kalkmasına fırsat verilmemelidir. Tazminatsız işçi çıkarmaların elverişli zemini sayanlara fırsat verilmemelidir. Belediyelere bağlı imtiyazlı şirketlerde, KİT’lerde, PTT ve İller Bankası gibi özel bütçeli kuruluşların alt işverenlerinde görülen zorla ücretsiz izin uygulamasından vazgeçilmeli, dönüşümlü çalışma gerçekleştirilmelidir. İşsiz kalan, ücretsiz izne çıkarılan ve gelir kaybına uğrayanların elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturaları, kredi kartı ve tüketici kredisi taksitleri, ek faiz bindirilmeden salgın süresince ertelenmelidir. Salgınla mücadele dönemindeki karantina hali, SGK ve Bakanlık tarafından ‘hastalık hali’ kapsamına alınmalı ve bu sürede çalışanların gelir kaybı önlenmelidir. Ücretsiz izin yasadışıdır. İmzalamak zorunda kalan işçi işten atılma korkusu ile imzalamaktadır. Bakanlık işverenleri uyarmalı, işçilerin mağduriyeti engellenmelidir.
Kısa çalışma ödeneği için yapılan düzenleme yerinde olmuştur. Benzer bir düzenleme 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Yasası’nda da gerekmektedir. Yasada değişiklik yapılmalı, işsizlik ödeneğinden yararlanma koşulları yumuşatılmalı. Son üç yıl içinde 120 gün sigortalı olarak çalışan ve son 60 günde aralıksız sigortası bulunanların yararlanabileceği hale getirilmelidir. İşsizlik ödeneği süresi artırılmalıdır. İşsizlik Sigortası Fonu’nda 131 milyar TL bulunmaktadır. O paranın amacına uygun olarak işini kaybeden ya da gelir kaybı yaşayanlar için kullanılması halinde, geniş işçi kitlelerinin ihtiyacını aylarca karşılaması mümkündür. Suriye ile ilişkiler bir an önce düzeltilerek, misafir konumundaki Suriyelilerin ülkelerine dönmesi sağlanmalıdır. Böylece kayıt dışı yabancı işçilik yükü de epeyce hafiflemiş olacaktır.”