Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Koçak, basın açıklamasına Van’ın Çatak ilçesinde PKK’nın döşediği patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen işçilere Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Hain saldırının faillerini lanetleyen Koçak, yaralılara da acil şifalar diledi.
İnsanlığın şu andaki ortak probleminin içinde bulunduğumuz pandemi süreci olduğunun altını çizen Koçak, “Koronavirüste son dönemece girdik gibi gözüküyor. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir normalleşme sürecine girilmiş bulunuyor. Bugünden itibaren kısıtlama yok diyebileceğimiz bir noktaya geldik. Bütün müesseseler normal çalışma düzenine girdiler. Ümit ederiz ki hadiseler yakından takip edilir. Özellikle de Bilim Kurulu’nun bu konuda aldığı kararlara gerekli hassasiyet gösterilir. Hastalık sıfır noktasını görünceye kadar tedbirli olmakta fayda vardır.” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘halkın nabzını iyi tutuyor’ dediğini hatırlatan Koçak, “Bunu bazıları bir övgü olarak aldılar. Tabi iktidar başarılı bir adım attığında tebrik ederiz. Ama buradaki kasıt; Sn. Cumhurbaşkanı ve iktidar, gündemi manipüle etmekte çok başarılılar. Halkın tavrını iyi değerlendirip, gündemde iktidarın hoşuna gitmeyecek birtakım konular varsa onların konuşulmasını başka konularla engelliyor. Bunlardan bir tanesi mesela Ayasofya Camii… Pat diye yeniden gündeme geldi. 3-4 tane konu var ama herkes Ayasofya Camii ile ilgileniyor. ‘Kararname var mıydı, yok muydu? Gizlendi mi gizlenmedi mi? M. Kemal’in imzası hakikaten var mıydı yok muydu?” tartışmalarına değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşık bir yıl önce Ayasofya ile ilgili söylediği sözlerini hatırlatan Koçak açıklamasına şöyle devam etti: “Ne oldu? Birden bire konu farklı bir şekilde gündeme geldi. Açılsın mı açılmasın mı? Araştırılsın bir engel var mı yok mu? Bunu gündeme getiren iktidarın kendisi şu anda. Nasıl oluyor da bu kadar ağır ifadelerle itham edilenlerin karşısına belli taleplerle adeta iktidar geliyor? Burası ibadete açılıyorsa, açılması icap eder, konuşulması değil. Yıllardır konuşuyoruz. Yeri geldiğinde konuşanlar ağır ifadeler kullanırken, yeri geldiğinde başka konular konuşulmasın diye Ayasofya gündemde tutuluyor. İyi Parti önerge verdi. Niye reddedildi? Muhalefet tam olarak destek verdi buna. İktidara ne oldu? ‘Biz muhalefetin izinden gitmeyiz.’ Doğru söylese de mi? Ayasofya’nın vakit geçirilmeden bu milletin arzusunu, hakkını Fatih Sultan Mehmet Han’ın da vasiyetini yerine getirecek bir tarzda ibadete açılmasının doğru olduğu kanaatindeyiz. Biz 50 yıldır bu konuyu gündeme getiriyoruz.”
Hükümetin attığı adımların, uyguladığı politikaların ekonomiyi düzeltecek boyutta gözükmediğinin altını çizen Koçak, “İktidar, şu an kendisine gelen rakamları doğru olanları yansıtmaktan ziyade kendisinin işine gelen rakamları TÜİK gibi resmi kurumların terennüm etmesini istiyor. Bizde doğan kanaat bu. İşsizlik geçen mart ayına göre yüzde 13,2’ye düşmüş. İşsizlik yüzde 0,9 azalmış. Allah’tan korkun ya, gel de külahıma anlat!” ifadelerini kullandı.
Başkan Koçak açıklamalarına şöyle devam etti: “İçinde yaşayan insan bunu hissetmeyecek ama siz iktidar olarak bunları gündeme getireceksiniz. Bunlar doğruymuş gibi de mütalaada bulunacaksınız. ‘Ekonomimiz uçuyor şimdi!’ Neye göre? Ekonominin düzelip düzelmediği ile ilgili üzerinde durduğumuz birkaç tane konu var. Bunlardan bir tanesi işsizlik! Eğer işsizlik hakiki manada azalmıyorsa ekonominin iyiye gittiğini iddia etmek fuzuli olur. Bunun üzerinde durduğumuz için rakamlarla oynuyorlar bizdeki kanaat bu. İkinci dış ticaret açığının kapanmasıdır.”
Hatay’da pamuk işçileriyle ilgili alınan bir kararı da gündeme getiren İlçe Başkanı Koçak, “Hatay Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, pamuk tarlasında 10 saatlik çalışmanın bedelini 52 TL olarak ödenmesini önermiş. Bu sahada çalışanlar genelde istismar ediliyor bunu biliyoruz. Ama bu asgari ücretin yarısı bile etmiyor. Asgari ücreti şuanda 2 bin 500 lira olarak kabul edersek bu işçilere günlük 125 lira demek. 10 saatlik çalışma 52 lira değil, en az 125 lira olması lazım ki asgari ücrete denk gelsin. 10 saat 30 gün üzerinden hesap ederseniz; bir çalışan işçinin eline geçecek para bin 560 lira. Mecbur kaldıkları için insanlar çalışıyorlar. Onların çalışması verilen ücretin adil olduğu manasına gelmez. Türkiye’mizin hali bu. Ne asgari ücret insanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir seviyede ne de ekonomimiz bunu ödeyecek bir güçte. Siz TÜİK çalışanlarını, müdürlerini değiştirebilirsiniz. Bölge müdürlerinin değişmesi rakamların değişmesine neden olabilir ama durumu değiştirmeye vesile olmaz.” dedi.
Beş milyon öğrencinin aldığı kredileri ödeyemediğine dikkat çeken Zeynel Abidin Koçak açıklamasına şöyle devam etti: “Bunların arasında da 280 bin öğrenciye de haciz uygulanmış. Niye ödemiyorsunuz diye! Nasıl ödesin? Evet, okurken mecbur kalıyor kredi kullanıyor. Çünkü okuması için ailesinden yeteri destek gelmiyor. İki sene içinde iş buldun, buldun yoksa borcu tahsil ediyorlar. O zaman insafsızlık etmiş olursunuz. Çünkü üniversiteyi bitiren bir insan kendi işini kendisi meydana getiremez. Ortam öyle olacak ki istihdam ihtiyacı doğsun bu insanlar da gidip çalışsın. Şu an içinde bulunduğumuz şartlar maalesef böyle yürümüyor. Özellikle bu salgın döneminde uyarmıştık; bu durum dikkate alınarak öğrencilerin borçları birkaç yıl tehir edilsin diye. Ama maalesef iktidar bu konuda kendilerini yeterli görmüyor. ‘İmkanımız yok’ diyorlar. Vergileri tahsil edemiyorlar. Biz hayret ediyoruz; nasıl olmuşsa iki milyondan fazla esnaf kepenk kapatacak, oteller çalışmayacak, lokantalar iş görmeyecek. Sadece çalışan bakkallar ve marketler… Ve Türkiye’de işsizlik bu dönemde düşecek. Madalya takmak lazım bu arkadaşlara (!). Madalyayı problemi çözdükleri için değil, bu kadar abartılı rakamları gündeme getirmekten çekinmedikleri için. Baya cesurlar…”
Dokunulmazlığı kaldırılarak cezaevine gönderilen vekilleri de hatırlatan Saadet Partisi İlçe Başkanı Koçak, şunları kaydetti: “Normalde dönem sonunda alınacak bu karar aniden baskın şekilde geldi, kabul edildi ve milletvekilleri tutuklandı. Herkes bundan bahsediyor diğer önemli problemler unutuldu. Şimdi gazeteciler çıktı. Öyle bir hava ile çıkılıyor ki; araştırmacı bütün gazeteciler casus, hain… casus dediğin şeyi hükümetin karşısına değil, göbeğine yerleştirirler. Siz casus arıyorsanız yalakalık yapanların içerisinde arayın. Yoksa hükümete karşı çıkanlardan casus olmaz. Bu genel bir kuraldır ya casus kendisini deşifre eder mi? Ama bununla gündemi değiştiriyorlar. Vay hainler! Bütün yalakalar da hemen yükleniyor. Allah’tan korkun ya ne böyle demokrasi olur ne böyle adalet olur ne de böyle bir devlet aklı olur. Kozmik odaya insanlar girerken neredeydiniz? Sizin emrinizle girdiler. En gizli vesikalarını bütün dünyaya açtılar. Şimdi tutup casusluk iddiasıyla bazı gazetecileri tutuklayacaksınız.”