Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu. Saadet Partisi’nin kuruluşunun 19’uncu yıl dönümünün 20 Temmuz’da kutlandığına işaret eden Koçak, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmetle andı.
Koçak, 20 Temmuz’un aynı zamanda Kıbrıs Barış Harekatı’nın da yıl dönümünü olduğunu hatırlatarak, “Kıbrıs Barış Harekatı, ülkemizin eşsiz bir zaferi olarak tarihe geçmiştir. Harekat ile milletimiz ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hakları tavizsiz şekilde korunmuş, Kıbrıs’ta yaşanan katliamlar durdurulmuş, barış ve huzur tesis edilmiştir.” değerlendirmesi yaptı. Koçak, harekatta emeği geçen Necmettin Erbakan ile dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve kararı destekleyen bütün siyasileri, şehit ve gazileri minnetle andı.
Ayasofya Camisi’nin ibadete açılmasına ilişkin görüşlerini paylaşan Koçak, Ayasofya Camisi’nin açılışı sonrasında ülkenin problemlerine odaklanılması gerektiğini söyledi. Koçak, “Şimdi hızla ülkemizin problemlerine odaklanmalıyız. Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklar ortada ve bütün dünyanın gündeminde. Ne yazık ki artık hukukun gücünden değil güçlünün hukukundan söz eder olduk. Bu husus acilen ele alınmalı, mağduriyetler en kısa zamanda giderilmelidir. Böyle bir şey yok diyerek gerçeklere karşı gözlerimizi kapatarak bu mesele geçiştirilemez. Söz gelimi ülkemizde artık tutukluluk bir tedbir değil, fiilen cezaya dönüşmüştür. İktidarın anlayışına zıt bir şekilde karar veren hâkimler hemen sürgüne gönderiliyor bu kabul edilemez.” dedi.
Basın özgürlüğünde Türkiye’nin 180 ülke arasında 154. sırada olduğu aktaran Koçak, “Birçok gazeteci tutuklu durumda, iktidar şimdi de sosyal medyada sansür uygulamanın peşinde. Ne acıdır ki gençler arasında Silivri soğuktur esprisi uzun zamandır gündemine oturdu. İnsanımız fikirlerini özgürce dile getirmekten endişe ediyor.” dedi.
Çiftçilerin isyanına kulak verilmesini isteyen Koçak, “Bu bir çılgınlık eğer çiftçi isyan ediyorsa o isyana kulak kabartmak, başta iktidar olmak üzere hepimizin görevidir. Burada kurulacak olan enerji santralinin tarım arazisine vereceği zarar, tarımsal üretime vereceği zarar hiç mi düşünülmedi. Çarşamba ovası tarımsal alan özelliğinden koparılıp sanayi bölgesi haline getirilmeye çalışılması akıl ve mantıkla izah edilemez. Aldığı kararlarla iktidar kendisine zarar verebilir bizi ilgilendirmez. Amuda da kalkar, yüksek atlamaya da kalkabilir bu kendi bileceği iş, ama tarıma, topluma, doğaya zarar vermek bizim tasvip edeceğimiz bir konu değildir. Bizim yetkililere tavsiyemiz bu projeyi tekrar gözden geçirmeleri, verimli tarım arazilerinin yok edilmemesidir.” dedi.
Geçen hafta dövülerek öldürülen Suriyeli Hamza’ya da değinen Koçak şöyle devam etti:
“Bugün ırkçılık bütün dünyanın ortak problemidir. Aslında bu problem Batı’nın geçmişinde zaten vardı ancak bizim gündemimiz de olmadı bu. Biz aynı ideal ve inanca sahip insanları aynı tuttuk. Derisinin rengi, lisanı bizden farklı da olsa. Çünkü ırkçılık bir fikir veya ideoloji değil, insanlığın ortak yaşam ve barış kültürünü tehdit eden bir mikroptur. Bakınız bunun en son örneğini ülkemizde geçtiğimiz hafta çok acı bir şekilde yaşadık. Bir kadına hakaret edenleri uyardığı için dövülerek öldürülen 17 yaşındaki Suriyeli Hamza bugün hepimizin ortak acısıdır. Türkiye’de mültecilere yönelik artan saldırı ve şiddet dili üzerinde durmamız icap eden bir konudur. Bizim milletimiz necip bir millettir, düşenin elinden tutmak tarih boyu bu milletin karakteri olmuştur. Lakin birilerinin pompaladığı mülteci düşmanlığı bugün ülkemizde ne yazık ki olumsuz hadiselere yol açmaktadır. Bu sorunu çözmenin tek yolu ise coğrafyamızda yaşanan kaos ve kargaşayı bitirmek huzuru ve barışı tesis etmektir.”
Sosyal medya düzenlemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiğine işaret eden Koçak, “Sosyal medyada bir takım düzenlemelere ihtiyaç olabilir lakin bu ihtiyaç bahane edilerek sosyal medya üzerinden fikir özgürlüğünün kısıtlanmasını ve muhalefetin susturulmaya çalışılmasını doğru bulmuyoruz. Efendim neymiş sosyal medyada ahlaksızlığın önüne geçilecekmiş, denetim sağlanacakmış. Çok açık bir şekilde söylemek istiyoruz ahlaksızlığın yayılmasını dert ediyorsanız kendi elinizde olan kanalların gündüz kuşağına akşam dizilerine bir bakın. Her türlü ahlaksızlık bu kanallarda mevcut. Adeta şuyu vukuundan beter olaylar her gün istisnasız bu millete teşhir ediliyor. Bunlarla alakalı en ufak kaygı gütmeyenlerin sosyal medyada ahlak bekçiliğine soyunmalarını kimseye anlatamazsınız. Endişemiz sosyal medya ile ilgili yapmaya çalıştığını düzenleme Türkiye’yi yasakçı ve baskıcı bir ülke görüntüsüne sokmaktan başka bir işe yaramayacak olmasıdır. İktidar her şeye hükmetme çabasından vazgeçmeli, tarihin akışına karşı durmaya çalışmamalıdır. Çünkü tarihte hiçbir baskıcı ve yasakçı iktidar bu tavrı ile başarılı olamamıştır.” ifadelerini kullandı.
Koçak, hükümetin dış politikasını da değerlendirerek, şunları kaydetti:
“Gündemimize son olarak dış politikada yaşananlara birkaç kelimeyle atıfta bulunmak istiyorum. Libya’da çok ihtiyatlı olmamız gerekmektedir. Şunu hemen ifade edeyim ki; Mısır’ın tavrını asla doğru bulmuyoruz, telin ediyoruz. Lakin diplomatik temaslarda daha aktif ve ikna edici olunması gerekir. Geldiğimiz nokta çok endişe verici, baştan beri yapılan yanlışları iktidar tekrar göze almalı politikalarını yeniden belirlemelidir. Irak’ta 2 milyon insan öldü, Esad gidecekti namazı Şam’da kılacaklardı ne oldu? Bu hükümet Kıbrıs’ın Yunanistan’a devri için bütün gücü ile gayret gösterdi. Allah’tan Rumlar bu işe karşı çıktı, kesin teslimiyet istiyoruz diye böylece KKTC ayakta kaldı. Bir başka içimizi yakan konu ise Ege’de Yunan işgalinin adeta bir oldubittiye gelmiş olmasıdır. Şimdi ABD F 35’leri vermiyor, böyle dostluk olmaz böyle ticarette olmaz. Böyle bir dış politika anlayışı da olmaz. Ermenilerin Azerbaycan saldırısına ne yaptınız? Bu işler şaka götürmez.”