ŞABAN ÖNEN’İN KALEMİNDEN
Siyaset ve siyasetçiler için sanırım ‘koltuk’ gibi tatlı bir şey yok. İster siyasetin aktif olarak içinde yer alsınlar, isterse de dışında bulunsunlar çoğu siyasetçi bir gün önemli bir koltuğa oturmak için can atar. Kimi siyasetçiler bu koltuğa başkalarına direkt olarak ‘dalkavukluk’ yaparak ulaşmaya çalışırken, kimileri de çeşitli mesajlar vererek bunu gerçekleştirmek isterler. Bazıları da bu iki yolla sonuca ulaşmaya çalışırlar.
‘Koltuk’ dediğimiz şey bu kadar tatlı olunca, bir şekilde siyasetin içinde olan siyasetçiler o koltuğa ulaşmak adına elinden gelen her şeyi yapar. Hatta bunu yaparken bazen öyle ileri giderler ki, o koltuğa oturmak için methiyeler düzdükleri kişileri ‘olmadık bir şekilde’ yere göğe sığdıramazlar.
Bu düşünceden hareketle sizlere 21. Dönem AK Parti Belediye Meclis Üyesi ve emekli Eğitimci Özcan Arslan’dan bahsetmek istiyorum. Karacabey’in eski siyasetçileri ve eğitim camiası Özcan Arslan’ı çok iyi tanır. Ancak yeni akım siyasetçiler ve siyasetin içinde yer alanlar belki Özcan Arslan’ı bilemeyebilir.
Kendisiyle aynı dönemde ve aynı meclis çatısı altında bulunma şerefine ulaştım(!)
O dönemde kendisini; “Belediye Başkanı Sayın Ergün Koç’un Karacabey’e kazandırmak istediği tüm proje ve yatırımlarını engellemeye çalışan kişi” olarak tanımlayabilirim. Hatta bunu yaparken de Ergün Koç’u yıldırarak, başkanlık koltuğunu bırakması için bitmek tükenmek bilmeyen, yüksek egolu ‘birisinden direktif’ aldığı da iddia ediliyordu.
Şu sıralar emlak danışmanlığı yapan Özcan Arslan, bu günlerde ilçe siyasetinde ismi sıkça dillendirilmeye başlandı. Nedeni ise, önceki gün sosyal medya hesabından yaptığı dikkat çeken yorumuydu.
‘Belediye Başkan Yardımcılığı’na göz kırptığı öne sürülen Özcan Arslan, Belediye Başkanı Ali Özkan’a methiyeler düzdüğü yorumlu paylaşımında; “Karacabey Cumhuriyet tarihinin en yapısal ve parasal yatırımlarını alıyor. Kimseye nasip olmayan Gölecik Barajı içme suyu, Ova köyleri yolu, Boğaz yolu, altyapı içme suyu, yağmur suyunun tamamı yenileniyor. Elektrik telleri yer altına alınıyor. Boğaz hiç görmediği yatırımları alıyor. Evler uçtu, toplamda 500 milyon eski para ile 500 trilyon yatırım Başkan sana nasip oldu. Kıskananlar çatlasın. Bilerek 1 lira yemeyip yedirmeyeceğine inanıyorum. Karacabey ilk defa profesyonel 2. Lig’de oynuyor. Yolun açık olsun inşallah. Tek eksiğin yaptıklarını anlatabilecek, Karacabey halkı ile bütünleşecek yardımcıların yok, siyaseten değil. Allah rızası için çalışmaya devam. Sende mangal gibi yürek olduğunu biliyorum. Yolun açık olsun inşallah.” ifadelerine yer verdi.
Tabii burada yazdıklarının tümünde hata ve abartı olmasına karşın, Özcan Arslan’ın özellikle şu ifadesi; “Ali Özkan’ın tek eksiği, yaptıklarını anlatabilecek, Karacabey halkıyla bütünleşecek yardımcılarının olmaması” sözü oldukça manidar.
Yani bir gazeteci olarak benim anladığım Özcan Arslan bu sözleriyle Ali Özkan’a şu mesajı veriyor: “Beni belediye başkan yardımcısı yap, gerisine karışma.”
Özcan Arslan’ın böyle bir isteği ve amacı olduğu da başta AK Parti içinde olmak üzere, siyasi kulislerde de sıkça dillendirilmeye başlandı. Tabii Özcan Arslan’ın çıkıp da ‘benim böyle bir amacım var’ demesini beklemiyoruz. Ancak Başkan Özkan’a bu şekilde methiyeler düzerek ona kendisiyle ilgili mesajlar vermeye çalıştığı da apaçık ortada diye düşünüyorum.
Bir de gelelim Özcan Arslan’ın Belediye Başkanı Ali Özkan hakkındaki methiyelerine… Emekli bir eğitimcinin ve az-çok siyasetin içinde olan birinin gerçekleri görememesi veya olayları yanlış anlaması kabul edilebilir bir durum değildir. Karacabey’de evlerin değer kazanmasını dahi Ali Özkan’a bağlayan Özcan Arslan, ilçede birkaç konut sahibi olması nedeniyle mi, yoksa emeklilik sonrası yaptığı emlak danışmanlığı nedeniyle alacağı komisyonlardan mıdır bilinmez bu durum kendisini sevindirebilir. Ancak, asgari ücretli ve emekli maaşlarının enflasyon karşısında yok olduğu bu dönemde, konut fiyatlarının da ikiye katlanmasını överek Ali Özkan’ın icraatı olarak göstermesi, emekli bir eğitimciyi gülünç duruma düşürmektedir.
Yine devlet eliyle planlanan ve 19 yıldır çeşitli sebeplerle bitirilemeyen Gölecik Barajı ile Yeniköy ve ova köyleri yollarının yapımından bahsederek bunları Ali Özkan’ın hizmeti olarak açıklaması…
UEDAŞ eliyle elektrik kablolarının yer altına alınmasını Ali Özkan’ın başarısı olarak göstermesi…
Ali Özkan’ın Boğaz’a veya Yeniköy’e Karacabey belediyesi bütçesinden ne gibi yatırımlar yaptığından bahsetmemesi…
Yeniköy Sahili’ni kastediyorsa o hizmeti Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığını bilmemesi…
Ayrıca Yeniköy ve çevresinde yaşanan belirgin sorunları görmemesi veya görmezden gelmesi…
2. Lig’e yükselme konusunda, Uğur Koçak’ın başı çektiği birkaç yürekli Karacabeyli işinsanının başarısını ve bu başarıyı bugünlerde maddi anlamda sırtında taşıyan ismin İsmail Ülker olduğunu bilmemesi…
Son olarak da Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Avrupa Yatırım Bankası’ndan temin ettiği krediyle Karacabey’in içme suyu hattının yenilenmesi çalışmasında da Ali Özkan’ın büyük rol oynadığını iddia etmesi…
İşte Özcan Arslan’ın bu gibi ‘algı paylaşımları’ yaparak olayı çok yanlış anlaması da ayrı bir eleştiri konusudur. Yukarıda sıraladığım yatırımların hangisinin altında son 7 yıldır Belediye’ye bütçe açığı verdiren iktisatçı(!) Belediye Başkanı Ali Özkan’ın imzası var, açıkçası merak ediyorum.
2019’daki yerel seçimlerine 1 gün kala Belediye Başkanı Ali Özkan’a yönelik çirkin ses kaydını sağa sola gönderen ve yaptığının farkında olmayıp gönderdiği bu ses kaydından dolayı masum kişileri suçlayan, bu nedenle de gece yarısı soluğu polis karakolunda alan, gerçek ortaya çıkınca yani o ses kayıtlarının kendisi tarafından sağa sola gönderildiği ispatlanınca da ‘özür dilemek’ durumunda kalan Özcan Arslan’ın, yanlış anlama hastalığından bir an önce kurtulması gerektiğini düşünüyorum.
Bütün gün Öğretmenevi’nde oturarak siyaset borazancılığı yapan Özcan Arslan’a tavsiyem, çizmeleri ayağına çekerek başta bir türlü bitirilemeyen Gölecik Barajı’nı, bir türlü hizmet alamayan kırsal mahalleleri ve milyonlar harcanarak başlatılan ve devamı gelmeyen sözde projeleri dolaşmasıdır. Bir eğitimcinin algı siyaseti ile işi olmaz, olmamalıdır. Bir eğitimci gerçekler dışında başka hiçbir şeyle ilgilenmez. Hele hele bir eğitimciye ‘yağcılık’ hiç yakışmaz.