Hasan Çamoğlu
O yıllarda önce çocuklar sokakları terk ettiler, ardından da sokaklar çocukları…
Çocuklar ya kendi evlerinde komşu çocuklarıyla ya da komşularının evlerinde komşu çocuklarıyla çizgi film izlelerdi.
Hele de Gargamel’e bayılırlardı.
O yıl ilk kez okullarda 0-6 yaş grubu başlatılıyordu.
Güzel bir şey. Gruptakiler sosyalleşmeyi öğrenecekler, sınıf geçmeyecekler.
“Tam da istediğimiz gibi” dedi baba ve okula başladı G.Ç.
Dedi ama çok geçmeden düş kırıklığına uğradı. Çocuklar okuma yazma öğreniyorlar.
Ve yıl sonu sınıf geçtiler 0-6 yaş grubu öğrencileri.
1, 2, 3. neyse, 4. sınıfta çoklu dersler başlayınca çocuğa yük ağır gelmeye başladı. Geceleri dişlerini gıcırtması, damaklarını ısırması, zayıflaması, karın ağrısı şikayetleri aileyi iyice endişelendirmişti.
İlkokul böyle bitti, ya sonrası?
Rahmetli Erol Elverin’in dershanesinde baba konuyu açtı.
Değerli eğitimci Nuri Tunerir’in görüşü de alınarak bir karara varıldı.
Çocuk, bu yıl sadece dershaneye gidecek, ortaokula başlamayacak.
G.Ç., ilk günleri arada bir dershaneye giderken bir gün annesine; “Anne! Geç kalıyorum giysilerimi hemen hazırla” deyince baba rahatladı. Artık ortaokula gidebilirdi.
Ve ertesi yıl ortaokul, ardından lise.
Velakin her gelen Milli Eğitim Bakanı reform yapmadan durur mu?
Şimdi de Kredili Sistem.
Fen Bölümü son sınıf öğrencisi Matematik almadan mezun olursa ÖSS’de nasıl başarılı olacak ki.
O yıl hedef tutturulamadı.
Hadi bir yılda ara.
Artık G.Ç. yürümeyi, koşmayı öğrenmişti, tut tutabilirsen.
Şimdi o profesör.
***********************
Onlar maratonu tamamladılar. Ya tamamlayamayanlar. Onların hikayesini hepimiz biliyoruz.