Saadet Partisi Karacabey İlçe Eğitim Başkanı Engin Pakdemir, yaptığı basın açıklamasında Türkiye’nin eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pakdemir, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un öğretmen maaşlarına yönelik “yük” açıklaması başta olmak üzere, iktidarın eğitim politikasını da eleştirdi.
Koronavirüsün tüm dünyayı kasıp kavurduğunu söyleyen Pakdemir, bu süreçte telafi edilmesi en zor konuların başında eğitimin geldiğine dikkat çekti. Pakdemir, “Ne yazık ki; eğitimde bir kez daha sınıfta kaldık! Tam bir keşmekeş yaşıyoruz! Zaten iktidarın 18 yıllık karnesi ortada! Fakat bu süreci de hiç ama hiç iyi yönetemediler. Çelişkili açıklamalar, süreci içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Veliler, öğrenciler, eğitim kurumları yarınını öngöremez durumda. Milli Eğitim Bakanlığı topu Bilim Kurulu’na, Bilim Kurulu Cumhurbaşkanlığı’na, Cumhurbaşkanlığı YÖK’e atıyor. Arada kalan, mağdur olan ise vatandaş oluyor ne yazık ki!” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “Öğretmen maaşları yük” açıklamasına değinen Engin Pakdemir, “Allah’tan korkun! Zaten öğretmenlerin kazancı ortada; ayrıca atanamayan öğretmenler ve güvencesiz çalıştırılan öğretmenler var bu ülkede! Her şeye kâr odaklı, rant odaklı bakan anlayışınız bu ülkeyi zaten iflasın eşiğine getirdi. Eğitim konusuna tüccar mantığıyla bakamazsınız! Sadece bina yaparak, eğitimde yol alamazsınız! Eğitim konusunda ‘parayı veren düdüğü çalar’ anlayışıyla hareket edemezsiniz! Nesli ihya etmeyi ihmal edemezsiniz; bunun faturası çok ağır olur.” ifadesini kullandı.
AKParti’nin eğitim politikasını eleştiren Pakdemir, iktidarın 7 milli eğitim bakanı ve onlarca kez sistem ve müfredat değişikliği yaptığına dikkat çekti. İktidar tarafından eğitimin yaz-boz tahtasına çevrildiğini belirten Pakdemir, şunları kaydetti: “Saadet Partisi olarak sizleri uyarıyoruz; artık eğitim işini ciddiye alın! Bu anlayışla gidilebilecek bir adım dahi yol kalmamıştır. Atanamayan öğretmenlerimizden, uzaktan eğitim döneminde evinde elektriği, interneti, bilgisayarı olmayan çocuklarımıza, çocuğuna okul harçlığı veremeyen, istediği araç-gereçleri alamayan anne-babalara, mezun olur olmaz sırtında 25-30 bin lira KYK borcuyla hayata atılan ve ‘diplomalı işsizler’ kervanına katılan yüz binlerce gencimize, bir memur maaşıyla evini geçindirmeye çalışan eğitimcilerimize varıncaya dek; bu ülkeye, bu ülkenin geleceğine karşı sorumluluklarınızı kuşanın ve artık meseleleri ciddiye alın. İnsanların yarınlara dair umutlarını kaybetmemeleri için, gençlerimizin geleceğe dair hayallerini soldurmamak için bir an evvel atılması gereken adımları atın!”