İsmail Hakkı Özsarı
Kimlerdensiniz? Nereye aitsiniz? Nereden geliyorsunuz?
İşte, kimlikleriniz bu soruların yanıtlarındadır.
İnsanlar, gruplar, kalabalıklar bu soruların yanıtlarında buluşurlar.
Ümmet de böyle oluşmuştur. Cemaatler de böyle doğar. Tarikatlar da böyle meydana gelir.
Geriye dönük yüzyıllar, bin yıllar bu oluşumlar arasındaki savaşlarla geçti. Daha sonra insan aklının gücü ve egemenliğinin farkına varıldı. İnsanoğlu kendi yazgısının efendisi oldu. Krallar, sultanlar, padişahlar alaşağı edildi. Cumhuriyet düşüncesi doğdu. Halkın egemenliği tanındı.
Ulus bir idealden doğdu ve bir toplumun yaşamı oldu.
Ve yurttaş doğdu.
Yurduna bağlı, yurttaşlarıyla bağlantılı, aidiyeti olan, anlamlı, özgür düşünceli insan doğdu. Sonuçta yeni bir insan kimliği oluştu.
Uluslar yurttaşlarının bilinciyle yaşar. Yurttaşlar da uluslarıyla var olurlar.
Yurttaşlar;
Özgür düşüncelidirler. Düşüncelerine ambargo koydurmazlar. Dayanışmanın bilincindedirler. Önyargısızdırlar. Örgütlenmenin önemini ve örgütlü olmanın gücünü bilirler. Bağımsızlık onlar için çok önemlidir. Ulusal değerlerini korur ve geliştirirler. Bütün bu koşulların bir araya gelmesiyle demokrasinin doğacağını bilirler. Demokrasinin, seçimden seçime gidip oy vermek demek olmadığını bilirler.
Yine demokrasinin, özgür yurttaşların yönetimi olduğunu, bunun oluşabilmesi için de aklın egemenliğine gereksinim olduğunun bilincindedirler.
İşte yurttaşlık bu kadar önemli, bu kadar değerlidir.