Saadet Partisi Karacabey İlçe Eğitim Başkanı Engin Pakdemir, Genel Merkez tarafından hazırlanan geniş kapsamlı Eğitim Manifestosu’nu kamuoyuna açıkladı. Eğitimde yaşanan problemleri 11 maddeyle sıralayan Pakdemir, problemlerin çözümüne ilişkin ise 21 maddelik manifesto açıkladı. Gençliğin önemine dikkat çeken ve Türkiye’nin genç nüfus açısından sahip olduğu cevherin iyi işlenmesi gerektiğini ifade eden Pakdemir, “Evlatlarımız sınava değil, hayata hazırlanmalı.” dedi.
Eğitim konusunun öneminden dolayı Saadet Partisi Genel Merkezi tarafından kapsamlı bir kamuoyu araştırması yapıldığını söyleyen Pakdemir, araştırma kapsamında 1 Ağustos ile 17 Eylül 2020 tarihleri arasında 81 ilde ikamet eden 1.333 öğrenci, 1.197 öğretmen, 1.333 veli olmak üzere toplam 3 bin 863 kişiyle bir saha çalışması gerçekleştirdiklerini ifade etti. Eğitim sistemindeki problemleri 11 başlıkta topladıklarını belirten Pakdemir, çözüm önerilerini ise 21 maddelik manifestoda açıkladı.
Gençliğin önemine dikkat çeken Pakdemir, “Bir ülkenin en büyük serveti ne doğalgazı, ne petrolü, ne uçağı, ne de gemisidir. Bir ülkenin en büyük serveti gençliğidir. Genç nüfusudur. Biz Türkiye olarak Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesiyiz. Bakınız, Türkiye’de okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 18 milyon 241 bin öğrenci var. Örneğin Almanya’da 8 milyon civarı genç varken, bizde sadece 18 milyon öğrenci var. Şimdilerde, aramızın gergin olduğu Yunanistan’da da 1 milyon civarında genç bulunuyor. Sadece bu rakamlar bile, Türkiye’nin genç nüfus açısından, sahip olduğu potansiyeli, zenginliği ortaya koymak için yeterlidir. Peki, bu potansiyelden, bu cevherden, bu zenginlikten yeterince yararlanabiliyor muyuz? Bu sorunun cevabı maalesef Hayır!” ifadelerini kullandı.
Hükümetin eğitim politikasını eleştiren Pakdemir, “Gençlik bir cevherse, o cevherin işleneceği süreç de eğitim sistemidir. 18 yıldır bu ülkeyi aynı iktidar, aynı anlayış yönetiyor. Ama 18 yılda eğitimde 7 kere bakan, neredeyse 77 kere de sistem değişti. Değişen bakanların neredeyse hepsi de bir önceki sistemi eleştirip, yeni bir sistem getireceğini söyleyerek göreve başladı. Sonuç olarak hepsi hüsran! Hepsi hayal kırıklığıyla sonuçlandı! Maalesef Cumhuriyet tarihinin bu konuda en çok yanılan iktidarıyla karşı karşıyayız. Bizzat kendileri istisnasız, hemen her konuda ‘yanılmışız’ dediler. Reform diye getirdikleri her sistem bir öncekini mumla arattı. Gariplik şurada ki; yapanlar da kendileri şikâyet edenler de. Ancak eğitim başka yanlışlara benzemez. Eğitimde yapılan bir yanlış gelecek 50 yılınızı, gelecek 100 yılınızı etkiler.” diye konuştu.
Eğitim sisteminin yazboz tahtasına döndüğüne dikkat çeken Pakdemir, “LGS, OKS, SBS, TEOG, YDS, YGS, LYS, DGS, TUS, DUS, LES, ALES, KPDS, KPSS sayarken dilimiz bile dönmüyor. Bunlar Türkiye’de uygulanan sınav sistemlerinin isimlerinden bazıları. Çocuklar at yarışı gibi bir sınavdan öbürüne koşturuluyor. Sınavlara hazırlanmaktan bir türlü hayata hazırlanamıyorlar. Hepimiz biliyoruz ki; eğitim 7’den 70’e toplumumuzun tamamını ve geleceğimizi ilgilendiren bir konudur. Uzun yıllardır kapsamlı ve bütüncül politikalar üretilemediği için maalesef ülkemizde eğitim meselesi adeta bir kangrene dönüşmüş vaziyette. Gönül isterdi ki eğitim deyince ülkemizin başarılarından, dünyaya model olmasından bahsedelim ama maalesef önümüzdeki veriler böyle bir tablo ortaya koymaktan oldukça uzaktır. Tereddütsüz ifade edebiliriz ki, eğitim geleceğimizdir ve milli eğitim memleketin en önemli meselelerindendir. Saadet Partisi olarak milli eğitimi, memleketimizin en başta gelen meselesi olarak görüyoruz ve bu konuda atılması gereken adımların, ülkemizin bekası gözetilerek, günlük siyasetten uzak bir anlayışla ele alınması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
Engin Pakdemir, söz konusu tablonun eğitim sisteminin büyük bir kaos ve belirsizliğin içine yuvarlandığını gösterdiğini belirterek, şunları söyledi: “Eğitimimiz gerçek hayattan kopmuştur ve vatandaşlarımız ümitsizliğe sürüklenmiştir. Ortaya konulan süslü lafların aksine birçok okulumuz teknik ve fiziksel olarak yetersiz durumdadır. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk’a duyulan kısmi güven ve var olan iyimser algı da, beklentilerin somut adımlarla desteklenmemesi nedeniyle zamanla azalmaya başlamıştır. Esasında problemlerin en önemli nedenlerinden bir tanesi ehliyet ve liyakate önem verilmemesidir. Öğretmenlerin mülakata mahkûm edildiği, yönetici atamalarının siyasi partilerden referans bulmaya kaldığı, yöneticilerin keyfi kriterlerle belirlendiği bir ortamda eğitim sisteminin bu noktaya sürüklenmesi kaçınılmazdır.”
Pakdemir, Saadet Partisi olarak milli eğitim alanındaki temel tespit, teşhis ve önerilerini içeren 21 maddelik Eğitim Manifestosu’nu kamuoyuna açıklayarak, “İnanıyoruz ki; Türkiye bu tespit ve önerileri hayata geçirebildiği ölçüde, 2023’e de, 2053’e de daha emin ve sağlıklı adımlarla yürüyecektir.” ifadesini kullandı.
Saadet Partisi Karacabey İlçe Eğitim Başkanı Engin Pakdemir, eğitim sistemindeki problemleri 11 başlıkta topladıklarını söyleyerek, maddeleri tek tek açıkladı:
1) Türkiye’de eğitimin ciddi bir nitelik sorunu bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın yüzde 72,6’sı Türkiye’de nitelikli eğitim yapılmadığını ifade etmektedir. Bu oran öğretmenler arasında yüzde 78’e kadar yükselmektedir.
2) Eğitimdeki eşitsizlik gözle görülür ve tüm kesimler tarafından fark edilir hale gelmiştir.
3) Vatandaşlarımızın yüzde 81’i tüm öğrencilerin kaliteli bir eğitime ulaşamadıklarını düşünmektedir. Bu oranın bu derece yüksek olması çok düşündürücüdür ve birçok toplumsal sorunun işaretidir.
4) Gerçek hayattan kopuk olan bir eğitim sistemi çocuklarımızı hayata hazırlayamamaktadır. Vatandaşlarımızın 4’te 3’ü eğitim sisteminin çocukları hayata hazırlamadığını ifade etmektedir. Bu oran öğretmenler arasında bile yüzde 80’leri aşmaktadır.
5) Öğrencilerimiz, akademik başarı için okul dışındaki aktörlere muhtaç ve mahkum edilmektedir. Katılımcıların yüzde 67’si, okulda verilen öğretimin akademik başarı için yeterli olmadığını düşünmektedir.
6) Okullar spor salonu, bina, bahçe gibi fiziki özellikler ve laboratuar malzemesi, eğitim araç gereçleri gibi teknik donanımlar açısından yeterli değildir. Okulların fiziki özellikler ve teknik donanım açısından yetersiz olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 70’leri aşmaktadır.
7) Eğitim sistemimiz her geçen gün daha da kötüye gitmekte ve vatandaşlarımız sisteme ilişkin güvenlerini kaybetmektedir.
8) Vatandaşlarımızın yaklaşık 4’te 3’ü eğitim siteminin eskiye nazaran kötüye gittiğini ifade etmektedir.
9) Adrese dayalı kayıt sistemi okulların kalitesinde denklik sağlanmadığı için mağduriyetler ortaya çıkarmaktadır.
10) Vatandaşlarımızın yüzde 62’si çocuğunu en yakın devlet okuluna gönül rahatlığı ile kayıt ettiremeyeceğini söylemektedir.
11) Öğretmenlik mesleği uygulanan politikalar nedeniyle sürekli itibar kaybetmektedir. Öğretmenlerimiz, maaşlarını ve özlük haklarını yetersiz bulmaktadır. Ücretli/sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar da başka bir eşitsizlik durumu ortaya çıkarmaktadır.