Mustafa Arı
Günümüzdeki tarikat ve şeyhlerin büyük çoğunluğunun tarihteki tarikat ve şeyhlerle alakası yok. Kur’an-ı Kerim: “Allah’ın ipine sarılın buyuruyor.” buyuruyor. İsteyen hocaların, şeyhlerin peşine takılabilir.
Bu devirde tarikatın gereklerini yerine getirmek mümkün değil, dinin emirlerini yerine getirin, yasaklarından kaçının yeter. Dolayısıyla gerçek mümin olabilmek için sadece Allah’a kulluk edip boyun eğmek, sadece Allah’a sığınmak ve O’ndan yardım istemek yeterlidir.
Eğer sözlerimiz, hal, hareket ve davranışlarımız İslam’a ve Hz. Peygamber’in ahlakına uygun değilse sakal bile birer kıldan ibarettir. Eğer hal, hareket ve tavırlarımız İslam’a uygun değilse başımızdaki başörtüsü de çuldan ibarettir.
Her sakallıyı dede olarak görmemek gerekir. Dolayısıyla keramet sakalda, sarıkta, cübbede yeşil takke veya halılarda değildir. Keramet güzel ahlakta, güzel sözde ihlas ve samimiyettedir.
Dervişlerin hal dervişi, çul dervişi ve yal dervişi şeklinde tasnif edildiğini de gözden ırak tutmayalım. Hiçbir yere bağlı olmayan öyle samimi, ihlaslı, kimseyi incitmeyen, kul hakkı yemeyen, zulmetmeyen nice insanlar tanıyorum. Namazlarını huşu içinde eda eder, ibadetlerini yerine getirir, karıncayı bile incitmezler.
Dolayısıyla Hz. Peygamber’in ifadesiyle; “Allah’a inandım deyin ve dosdoğru olun!”
Hiçbir kimse unvanı, makamı, sarığı, sakalı, cübbesi, peçesi, çarşafı, mensup olduğu soyu sopu veya sülalesi, tahsil gördüğü şehri, kursu, okulu, fakültesi, medresesi veya derneği ya da teşkilatı ile bir önceliğe sahip değildir.
Hiçbir kimse yaptığı ibadetleri çevresinde kullanma hakkına sahip değildir. İbadet yani kulluk sadece Allah için yapılır, kulları etkilemek için yapılmaz.
Sevgili Peygamberimizin şu uyarısına kulak vermeliyiz: “Ey Kureyş topluluğu! Kendinizi kurtarmaya bakın; Allah’ın yanında size bir faydam olmaz. Ey Abdulmenaf oğulları! Allah’ın yanında size faydam olmaz. (Amcam) Abdulmuttalib oğlu Abbas! Allah’ın yanında sana faydam olmaz. (Halam) Safiyye! Allah’ın yanında sana faydam olmaz. Ey kızım Fatma! Benim malımdan dilediğini iste. Ama Allah’ın yanında sana faydam olmaz. Babam peygamberdir diye güvenme.”
Hacı, hoca, zahid vb. olabiliriz. Allah katında değerli olacak olan hacılığımız, hocalığımız, şeyhliğimiz değil, takvamız, ihlasımız, ihsanımız olacaktır.
Rabbim bizleri layıkıyla inanıp namaz kılan Müslümanlardan, sıddıklardan, salihlerden eylesin. Yoksa öbür dünyada ne şeyhliğin ne de hocalığının bir rüchaniyeti vardır.
“Herkesin amelini kendi boynuna doladık” (İsra Suresi: 13)