Ahmet Aygün Ata
Üç harfli dev market zincirlerinden birinin yöneticisi buyurmuş: “Devlet süte zam yapmasa, pahalılık olmaz!”…
Zat-ı Muhterem, market zincirlerinin yarattığı tekelleşme ve ürünün değerini düşürmeme yöntemlerini görmezden, duymazdan, bilmezden geliyor. Üç harfli dev zincirlerinin iktidar destekçisi olduğunu bilmesek, “Helal olsun, işte muhalefet” diyeceğiz!
Peki kazın ayağı öyle mi?
Tarım Bakanı, Ocak-Şubat-Mart ayı çiğ süt desteklemelerinin hemen yatacağını söyledi, ama aylaaar önce. Eylül 15’i geçtik. Henüz yatmadı. Daha önce 9 ay ile bu alanda rekor eski Tarım Bakanı Mehdi Eker’e aitti. Mevcut Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, bu rekorun yeni sahibi oldu. 9.5 aydır ödenmedi! Eh bunun içinde bir lokma hayrı yapsınlar. Hayvancının ruhuna el Fatiha diye.
Bir ton yem 2,440 TL civarında. Haftalık otomatik olarak artıyor. Çiğ sütün fiyatı 3,20 TL. Hayvancılıkla uğraşan 762.5 litre süt vererek 1 ton yem alabilir. Yem fiyatları Temmuz ayında TMO’nun ucuz arpa sağlaması sonucu % 5 indi. Ardından yeniden yükselişe devam dedi. Yem sanayinde dışa bağımlılığın en büyük etkeni iktidar. Tarımı yok etmeye çalışarak hammadde sağlanmasını da, yan maddelerin sağlanmasını da emperyal kapitalizmin buyruğuna sundu! Hemi Yerli Hemi Milli(!) Ancak bu yerlilikte, millilikte Türk değil, Türk ulusuna değil. Bu millete ait!
“Satıyoooooruuuum, saattttıııım” diyen sitelerde artık hayvan çiftlikleri de boy göstermeye başladı, Hamdolsun! Süt inekleri kesime veriliyor. Buna karşın devletin kaynakları ısrarla yeni çiftlik kurulması için pervasızca peşkeş çekiliyor. Bir ara fotoğraf makinesi alarak Karacabey’imizde geziye çıksınlar da, bir kapanan çiftliğin önünde fotoğraf çektirsinler bari. Manşette şu olsun; “Bir derileri kaldı, o da para etmiyor.”….
Sorduk, soruşturduk. Dedik ki, devletin kaynaklarının akıtılıp Tosuncukların emrine amade edilen trilyonlar kapatıyorum, satıyorum dendikten sonra ne oluyor? Hiç bir şey. Alınmıyor! Alınamıyor!
Hizmet diye tarım arazilerinin ortasına yaptırılan çiftlikler mezbele olarak öylece kalıyor. Aklı erenler paraları Uruguay’da yiyor! Aklı ermeyenler mi? Onlara da bir şey olmuyor. Devletin malı denizden payına düşeni batırıp kalanı höpürdeterek yiyor! Çiftçi Mehmet Amcama haciz, Hayvancı Hüseyin Dayıma faizlerin katmerlisi! Tosuncuklar Bakanların yanında fotoğrafları, makam odalarında fotoğrafları ile yine, yeniden durmaksızın yeni yemlenmelerin peşinde koşuyor. Ve Hamdolsun alıyorlar.
Onların vücutlarında yağ oranları artıyor! Besicilikte öküze nal toplatıyor! Bir Cuma namazında saflarda boy gösteriyor! Nasıl imanlı, nasıl Müslüman, nasıl ilim irfan sahibi oluyorlar ki anlatamam(!).
Eh yakında Diyanet İşleri Başkanı, “Bunlar salih amelli insanlardır” derse şaşmayın. Bakınız Diyanet İşleri Başkanı ne buyurmuş; “Günaydın, Tünaydın demek cahiliye dönemi adetidir.”… Bir şey daha öğrendik. Araplar meğer Türkçe konuşuyormuş da sonradan Arapça konuşmaya başlamışlar!
Yahu Hazret, Türkler dünya üzerinde 10 bin küsur yıldır var. Bu dil 10 bin küsur yıldır var. İman bununla mı ölçülür?
De bakalım? Hayvancının bir derisi kaldı. Onu yesek haram mı, helal mi?