Mustafa Arı
Geçenlerde bir düğün cemiyetine katıldım. Gençlerle sohbet ettik. Gençlere şu nasihatleri verdim. Gençler özellikle eşinizi iyi seçin. Eş, iş, aş hayatımızda önemli bir yer kapsar. Burçlarla uğraşmayın. Yoksa evlenince borçlarla uğraşırsınız.
Malum ola ki, Peygamberimizin güzel bir hadisini hatırlatayım sizlere…
Kadın 4 şey için nikah edilir. Malı,soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindar olanı seç ki evin bereket ve mutlulukla dolsun. Kadını malı ve güzelliği için seçenler mahrum olabilir. Denilir ki; “Güzelliğe bir sivilce, zenginliğe bir kıvılcım yeter.” Güzellik ve zenginlik ilk tercih olmamalıdır.
Güzel ve zengin olup ahlakı iyi olmayan bir eşle mutlu huzurlu bir hayat devam etmez. Huzurlu hayat; saygı sadakat, sabır; fedakarlık ister.
Bakınız Ragıp Paşa’nın hanımı bir gün şöyle der; “Bülbül ile karga arkadaş olmuşlar. Bülbül şikayet etmesi gerekirken karga şikayetçi olmuş.”
Kendisi güzel bir kadın kendini bülbüle benzetip Ragıp Paşa’yı kargaya benzetmek istemiş. Ama Ragıp Paşa şöyle demiştir; “Güzelin hulku gerektir yarına. Yoksa çok suret yaparlar kilise duvarına.”
Kiliselerin duvarları nice Meryem resimleri ile doludur. Ama hiçbiri gerçek Meryem değildir. Demek ki kadının güzelliği yanında huy ve ahlak güzelliği de olmalı. Gençler evlenerek yeni bir hayata başlarsınız. Bu yuvada her davranış değerlendirilecektir. Eşler bir bardak su ikramında bile yüzüne tebessümle bakmaları ibadet sevabı alırlar.
Bir dostum anlattı.
Adam pazardan gelmiş iki eli de dolu. Evin kapı ziline basmış. Eşi kapıya gelence; “Be adam senin anahtarın yok mu?” diye azarlamış. Halbuki elindekileri alıp yorulmuşsundur, bir yorgunluk kahvesi yapayım diyemez miydi?
Evet huzur ve mutluluğun temini için gençler kusur ve hataları araştırmayın. İnsanoğlu hayra da şerre de meyillidir. Kötü huyu varsa iyi huylara tutmalı. Gençler sırlarınızı kimseye anlatmayın. Tatlı dilli güler yüzlü olun. Aklıma Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri geldi. Gerçi şimdi cep telefonları var mektup yazılması da telefonla kalpler feth edilebilir. İbrahim Hakkı Hazretleri İstanbul’da iken Erzurum’daki Hasankale’de oturan hanımına şöyle bir mektup yazar:
“İzzetli, hürmetli, hatırlı, gönüllü, marifetli, şefkatli, şirin sözlü, melek yüzlü, oğlumun annesi, gönlümün cananesi, inci tanesi Züleyha hanıma!”…
Böyle bir iltifat olunca o evde huzursuzluk olur mu?
Gençler kuracağınız aile yuvası kutsaldır. Çünkü temeli cennette atılmıştır.
CAMİLER VE DİN GÖNÜLLÜLERİMİZ
Camiler Allah’ın (Beytullah) evleridir. Dinimizin sembolleridir. Müslümanların dini, ilmi, milli ve ahlaki eğitimde önemli mekanlardır.
Camiler Allah’ın en çok sevdiği mekanlardır. Davet Rabbimizden, icabet hepimizdendir.
Camilerimiz siyasi görüş farkı gözetmeden milletçe kaynaşma, İslami kardeşlik şuuru içinde yaşadığımız yerlerdir. Camiler huzur iklimidir.
Çeşitli haftalarda ziyaretler yapılır. Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda da ziyaretler yapılmalıdır. Gidilmezse ulema kişiler, onlar gelmezse biz gideriz diyebilmelidir.
Camiler birlik ve beraberliğin pekiştiği yerlerdir. Camilerde genç-yaşlı, fakir-zengin, amir-memur hangi meslekten olursa olsun yan yana durarak toplumsal kaynaşma ve bütünleşme sağlanmış olur. Çünkü toplum bir bütündür.
İyiliği emretmek kötülükten alıkoymak sadece din adamına has değildir. Bu görev herkese farzdır. Hesap gününü düşünmeyen herkes sorumludur. Toplumda bir suç işlenir. Suçu din adamlarına yüklemek doğru bir davranış değildir. Suçlu varsa hepimizdir. Bilim adamları, siyasetçiler, sanatçılar da iyi örnek olmalıdır. Din gönüllüleri ve öğretmenler dirilirse bu ülke dirilir.
Öyleyse dinimize, vatanımıza, devletimize, insanımıza, nefsimize, kutsal değerlerimize sahip çıkmalıyız.
Din görevlisinin yaptığı görev peygamber mesleği, onurlu bir görevdir. Mesleğini seven kişi hayatla daima iç içedir. Kimseyi dışlamadan, çevresindeki insanların dertleriyle dertlenen, model olarak insanları yargılamadan, hor görmeden, hak-hukuk, hoşgörü ve empati esaslarına dayanarak hizmet sunmalıdır. Yürütülen din hizmetlerinde kalpleri diri, zihinleri doğru, bilinçleri daima şuurlu tutmalıdır.
Ezanda başlayıp hala ile son bulan hayatımıza rehberlik eden değerli hocalarımıza huzurlu bir ömür dilerim. Tabii ki camii cemaatimize de…
Camideki birlik ve beraberliğin, ibadet ve samimiyetin varlığı, cami dışında da istikamet ve güzel ahlakla ölçüldüğünü unutmayalım.
Bu vesileyle Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın hayırlara vesile olmasını dilerim. Rabbimiz, yurdumuzu camisiz, camilerimizi cemaatsiz, şahadetleri dinin temeli olan ezandan bizleri mahrum bırakmasın.