Karacabey İlçe Müftülüğü’nce, Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle önceki gün, “Peygamberimiz ve Vefa Toplumu” konulu bir program düzenlendi. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan ve verdiği bilgilerle katılımcıların dikkatini çeken Tasavvuf Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kara kibir, kin ve riyaya bulaşan bir toplumun vefalı olmasının mümkün olamayacağını vurguladı.
Şükran Yemişçioğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa; Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Vural, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hidayet Peker, Karacabey İlçe Müftüsü Abdullah Karaca, Mustafakemalpaşa İlçe Müftüsü Ahmet Büyükgül, siyasiler, daire amirleri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri, muhtarlar, Müftülük personeli ve vatandaşlar katıldı.
İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın sunumunu İlçe Müftülüğü Şube Müdürü Mehmet Kabak yaptı. İlk olarak Esentepe Camii İmam Hatibi Hüseyin Ünal’ın Kur’an-ı Kerim Tilaveti okumasıyla başlayan programda, ardından Karacabey İlçe Müftüsü Abdullah Karaca, gerçekleştirdiği açılış konuşmasında Mevlid-i Nebi Haftası’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, katılımcılara teşekkür etti.
İlçe Müftüsü Karaca’nın açılış konuşması sonrası Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sinevizyon gösterimi katılımcılara sunuldu.
Ardından da “Peygamberimiz ve Vefalı Toplum” konulu konferans için Karacabey’deki programa katılan Tasavvuf Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kara kürsüye çıktı. Vefalı bir toplum olmak için ilk olarak kibir, kin ve riyayı terk etmemiz gerektiğini vurgulayan Kara, verdiği örneklerle ve güzel anlatımıyla katılımcılara ışık tuttu.
Prof Dr. Mustafa Kara, dikkat çeken şu ifadelere yer verdi: “Allah’a giden vesileler aramak Kur’an’ın emridir. Vesile ne demektir? Geniş kapsamlı bir kelimedir. Başta peygamberler sonra onların varisleri, onun yolunu bilen, kavrayan insanlar vesiledir. Vefa kelimesi de geniş kapsamlıdır, tek bir anlamı yoktur. Vefa büyük bir kelimedir. Vefa toplumu olmak da aslında büyük bir meseledir. Vefa gönül zenginliğidir, ahlaki güzelliktir ve topluma aktarılmalıdır. Mürşid-i Kamiller yani Allah dostları bizlere Allah’a götürecek yolu gösterirler. Hayırlı ve güzel işler kişiyi O’na götürür. Böyle güzel bir haftada biz Kainatın Efendisini düşünmeliyiz. Çünkü O müjdeleyici ve uyarıcıdır. Onun ışığı, onun yolu ve onun ahlakı vesiledir. Tüm işler Ahlak-i Muhammediye çıkar.
Hz. Muhammed gibi olamayız belki ama onu anlamaya çalışmalı, onu yaşamalıyız. İşte tüm mesele budur. Onunla gönül irtibatına geçmeliyiz. “Selatün Selam” da büyük bir meseledir. Bunu anlamak ezbere tekrarlamak değildir. O en mükemmel örnektir, bütün alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberdir. O nedenle ona inanmak ezberle olmaz, yalnızca gönülle olur.
Vefalı olmak için Allah’a olan kulluk vazifelerini yerine getirmeliyiz. Bunun için de Peygamberimizin ışığına ve rehberliğine ihtiyacımız var. Allah’ı sevmek isteyen Resulüne tabi olmak zorundadır. Çünkü o bize çok düşkündür. Allah’a aşık olmanın yolu Resulüne aşık olmaktan geçer. Resule aşık olmanın yolu da ona aşık olanlara aşık olmaktan geçer. Peki nerede onlar? Aramakla bulunmaz, bulanlar ancak arayanlardır.
Peygamberimizin vefa örneği çok fazladır. Örneğin her hafta Uhud şehitlerini ziyaret ederdi. İyiliğini gördüğü tüm insanlara karşı vefalıydı. Vefa; ruhu gaflet uykusundan uyandırabilmektir. Vefa; zihni dünya dağdağası ile meşgul etmemektir. Peki ama bu nasıl olacak? Biz niye vefa toplumu olamıyoruz? İşte bunun üç sebebi var.
Birincisi; kibirdir. Yani büyüklük taslamak. Kibrin en tehlikeli cinsi bana göre bir müminin güya yaptığı ibadetlere güvenmesidir. Çünkü vefa toplumu mütevazi insanlardan oluşur.
İkincisi kin tutmaktır. Kindar toplum vefalı olamaz. Kindar olan dindar olamaz. Kin her yeri ve kalbimizi işgal eder. Kinin zıttı ise muhabbettir.
Üçüncüsü ise riyadır. Yani gösteriş! Dini hayata gösteriş bulaştığı an bütün bereket sıfırlanır. Bunun zıddı ise ihlastır. İhlas ise onun için yaşamaktır, onun rızası için yaşamaktır.
Ahlak-i Muhammediye bizim toplumda laf olarak var, kitap olarak var ama uygulamada yok. İşte bu üç önemli sebep vefa toplumu olmamızı engelliyor.”
Konferansın ardından Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu ile Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Vural, Prof Dr. Mustafa Kara’ya verdiği güzel bilgiler sebebiyle çiçek ve plaket takdim etti.
Program sonunda, Mevlid-i Nebi Haftası sebebiyle düzenlenen şiir ve kompozisyon dalında dereceye giren öğrencilere Müftülükçe ödüller verildi. Başarılı öğrencilere ödülleri; Prof Dr. Mustafa Kara, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hidayet Peker ve Mustafakemalpaşa İlçe Müftüsü Ahmet Büyükgül tarafından takdim edildi.