Ahmet Aygün Ata
Son 40 yıldır, Özal’dan başlayarak emperyalizmin piyonluğunu yapan iktidarların ilk hedeflerinden biri Türk tarımı oldu.
Önce tarım “kambur” ilan edildi. Ardından çiftçi köyünden, tarlasından uzaklaştırılmaya çalışıldı. AB ve ABD’nin, Dünya Ticaret Örgütü ile el ele vererek, liberalizm ve serbest piyasa ekonomisi adı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm ‘Ulusal Varlıkları’ yok edildi, yok edilmeye de devam ediliyor.
Sözde tarımı kurtarmak adına bir şeyler yapıyorlar. Milyonlarca dönüm araziden, üretimden koparılmış Türk çiftçisine 30 bin lira verilerek, “Köyüne dön’ deniliyor. Kendileri döner mi?
Peki neler yapmalıyız, emperyalizmin pençesinden kurtulmak için?
Öncelikli eylem, Türkiye Cumhuriyeti’ni eyaletlere bölme planının bir adımı olan Büyükşehir Yasası derhal ve behemehal kaldırılmalıdır.
On yıllardır ANAP/Doğru Yol/CHP/AKP/DP gibi içinde büyük sermayenin temsilcilerini taşıyan partilerin toprak reformunu engelleyen düşünce ve yapısı yok edilmelidir.
Birer terk edilmiş yer durumuna getirilen köylerimizin toplumsal yaşamın gereklilikleri olan kamu hizmetleri yerinden yapılmalıdır. Okullar açılmalı, öğretmenler köyde yaşamalıdır. Sağlık ocakları, iletişim hizmetleri, tarımsal hizmetlerin sağlandığı, sağlanacağı yerler merkez köyler saptanarak geri dönmelidir. Köylünün gereksinimleri için ilçe ya da ile gitmesinin zorunlulukları olabildiğince azaltılmalıdır.
Derhal ve behemehal bir ‘Tarım Politikası’ planı yapılmalıdır.
Üretimin esaslarından Kooperatifçilik Yasası güncellenmeli, devlet eliyle yaygınlaştırılmalıdır. Köylünün ve çiftçinin eğitim, sağlık, beslenme güvenliği sağlanmalıdır.
Sağlıklı tohumları yok etme yasası derhal ve behemehal kaldırılmalıdır.
Gübre/ilaç gibi temel tarım girdilerinde kapatılan KİT’ler açılmalı, hâlâ olanların yapıları güçlendirilmelidir. Tarımsal dış alım yasaklanmalı, belli bir zümrenin lüks tüketiminde olanlar için gümrük vergisi konulmalıdır.
Pırıl pırıl Ziraat Mühendislerimiz var. Birer sekreter durumuna getirilen mühendislerimiz çizmeyi ayağına geçirmelidir. Gerekli yaşam standartları devlet eliyle sağlanarak, örneğin 3 köye 1 mühendis verilerek üretimin göbeğinde yer almalıdır. Ve bu mühendislerin köylerde yaşamaları sağlanmalıdır.
Yine hayvancılığımız için veterinerlerimiz de köylerde yaşamalı, salgın vb. durumlarda üreticinin tüm girdileri devlet tarafından karşılanmalıdır.
Hayvancılıkta girdilerin en büyüğü olan yemde devlet korumacı olmalı, otlakların bakımı, ıslahı sağlanmalıdır. Çoban yetiştirilerek sosyal güvenceleri devlet tarafından verilmelidir. Köylerde yaşayan gençlerimiz, tarıma yönelik liselerde eğitim ve öğrenim almalıdır.
Yüksek öğrenim gören gençlerimiz, okul yaşamları boyunca devlete ait Tarım İşletmeleri’nde çalışmalı ve uygulamalı eğitim almalıdır. Aynı biçimde veteriner gençlerimiz de Tarım İşletmeleri’nde öğrenim yaşamı boyunca uygulamalı çalıştırılmalıdır.
Geri dönüşü sağlamanın tek yolu doğru, güvenilir bir tarım politikasıdır. Dış güçlerin etkisinde soyutlanmış bir politika hazırlanmalıdır.
Bunların gerçekleşmesi olasılık içindedir. Adımları çok kolay ve çok basittir. Türk milliyetçisi olacaksınız! Devletçi olacaksınız! Cumhuriyetçi olacaksınız! Halkçı olacaksınız! Laik olacaksınız! Devrimci olacaksınız!
Öz’ün sözü; ÖNCE KEMALİST OLACAKSINIZ!