Karacabey İlçe Müftüsü Abdullah Karaca’dan Ramazan ayı açıklaması:
Müftü Karaca: “Sevgili Peygamberimiz; “Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır ki kıyamdan nasibi sadece uykusuz kalmaktır.” hadisi ile bizleri ciddi şekilde ikaz etmektedir. Buna göre ahlaka dönüşmeyen, hayata değer katmayan, kişiyi kötülüklerden alıkoymayan ibadetlerin sahibine faydası olmayacaktır.”
Karacabey İlçe Müftüsü Abdullah Karaca, Ramazan ayı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamasında, doğruluk ve dürüstlük adına önemli mesajlar verdi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu Ramazan ayında belirlediği temanın; ‘Doğruluk’ olduğunu belirten Karaca, “Doğruluk, erdemli birey ve faziletli toplum inşa eder. Doğruluk bireysel ve toplumsal hayatta güveni tesis eder.Emredildiği üzere dosdoğru olalım.” dedi.
İlçe Müftüsü Abdullah Karaca, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Değerli kardeşlerim, kıymetli Karacabeyliler; Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş ayı olan bir Ramazan’a daha kavuşmanın huzur ve mutluluğunu yaşamaktayız. 01 Nisan 2022 Cuma günü kıldığımız ilk teravih namazının ardından, 2 Nisan 2022 Cumartesi gecesi kalktığımız ilk sahurla birlikte bu mübarek aya girmiş bulunmaktayız. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her yıl Ramazan münasebetiyle bir farkındalık oluşturmak amacıyla toplumsal hayatımıza ışık tutan bir temayı Ramazan ayı boyunca verilecek vaazlar ve yapılacak faaliyetlerde ele almaktadır. Bu bağlamda 2022 yılı Ramazan ayı teması; “Ramazan ve Doğruluk” olarak belirlenmiştir. Yüce dinimiz İslam, doğruluk ve dürüstlük üzere bir hayat yaşamamız için bize gönderilmiştir. Rabbimiz aile hayatımızdan ticaret hayatımıza, yaşamımızın her safhasında aleyhimize bile olsa doğruluk ve adaletten ayrılmamızı emretmiştir. Kur’an-ı Kerim’de doğruluk ve sadakatin nebilerin en büyük vasıflarından biri olarak bildirilmesi ve iman edenlerden doğruluk üzere bir hayat yaşamalarının istenmesi onun yüce bir ahlaki nitelik olduğunu ortaya koymaktadır.
Rabbimiz, Bakara Suresi’nin 177. ayetinde; doğru olanların ve takvayı kuşanan erdemli kişilerin iman, ibadet ve ahlak ilkelerine sadakat gösterenler olduğunu haber vermektedir. Dolayısıyla doğruluk, kamil imanın, güzel ahlakın ve temiz bir vicdanın hayata yansıyan yüzüdür. Aynı şekilde ihanetin, yalanın ve her türlü kötülüğün de ilacıdır. Doğruluk erdemli birey ve faziletli toplum inşa eder. Mümini cennete ulaştıran, onun Allah katındaki itibarını arttıran bir değerdir. Nitekim Peygamber Efendimiz; “Şüphesiz doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru / sıddık’ olarak tescillenir. Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler, yalanın peşinde koşarsa Allah katında, ‘yalancı / kezzab’ olarak tescillenir.” buyurmuştur. (Buhari, Edep, 69)
İşte biz müminlere düşen her durumda doğruluk üzere olmaktır. Çünkü doğruluk kalpteki imanın ve Allah’a sadakatin bir tezahürüdür. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın kendilerine nimet verdiğini bildirdiği dört grup insandan birisi de ‘sıddıklar’ yani dosdoğru olanlardır. Sevgili Peygamberimiz’e; “Ey Allah’ın Resulü, bana İslam ile ilgili hakkında başka kimseye soru sormama gerek kalmayacak bir şey söyle” diyen Süfyan bin Abdullah’a; “Allah’a iman ettim de, sonra dosdoğru ol” diye cevap vermiştir. (Müslim, İman, 62) Bu ise iman ile doğruluk arasındaki sıkı bağı göstermekte, doğruluğun imana dayalı bir hayatın ana karakter olduğunu vurgulamaktadır.
Yüce Rabbimiz doğruluğun müminler için önemini Allah Resulü’nün şahsında; “Senin yanında hak yola dönenlerle birlikte sana buyrulduğu gibi dosdoğru ol…” (Hud, 11/12) emri ile müminlerin doğruluk üzere bir hayat yaşamalarının gerekliliğini belirtmiştir. Tövbe Suresi’nin 119. ayetinde de; “Ey iman edenler, Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” buyrulmuştur. Bu ayet doğruluğun toplumsal bir bilinç ve duyarlılığa dönüşebilmesi için mutlaka doğrularla birlikte hareket edilmesi zaruretin ortaya sunar. Aynı şekilde insanlara karşı doğru ve dürüst olmanın, Allah’a karşı sadakatin gereği olduğunu ifade eder.
Doğruluk bireysel ve toplumsal hayatta güveni tesis eder. Toplum hayatında birlik ve beraberliği güçlendirir. Ticaret, mal ve mülkü bereketli hale getirir. Ramazan ayı oruçla nefsi terbiye etmeyi bize öğretir. Oruç tutanların yüreklerini yufkalaştırıp, kalplerine yumuşaklık hissi verir. Merhamet ve şefkat duygularını zirveye taşır. Haksızlık yapmaktan, insanları aldatmaktan uzak tutar. Oruç mümin gönülleri uzaklaştıkları fıtrat ayarlarına, yaradılış kodlarına ve doğuştaki safiyetine geri getirir.
Allah-ü Teâlâ insanları kötülükten korumak için orucu farz kıldığını açıklamıştır. Yılda bir kez kapımızı çalan, şehrimize, hanemize bir ay misafir olan bu mübarek ay insanları temizlemek ve günahlardan arındırmak için gelmektedir. Dolayısıyla bu ay vesilesiyle her yıl yaratılış gayemizi de hatırlatan ve bize kendi kendimizi kontrol edip hayatımızın muhasebesini yapma imkanı veren Rabbimize hamd edip şükretmeliyiz. Oruç bize yük olacak bir kambur değil, bilakis bizi Rabbimize yakıştıran, cennete taşıyacak bir hediyedir.
Ramazan ayı ve oruç ibadeti mümince bir bilinç inşa ederek Rabbimize ve yaratılmışlara karşı sorumluluklarımızı hatırlatır. Rabbimize sadakatin bir gereği olarak yapacağımız tüm ibadet ve iyiliklerin sırf Allah için yapılması şuurunu aşılar. Diğer taraftan iman ve kulluk sözüne sadakatin bir gereği olan sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma, dayanışma, fedakarlık gibi insani ve ahlaki erdemlerin güçlenmesini sağlar. Oruç ibadeti ile kişi güzel ahlaka zarar veren ihanet, haset, kin, nefret, düşmanlık, yalan gibi kötü huylardan uzaklaşır.
Diğer yandan sevgili Peygamberimiz; “Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır ki kıyamdan nasibi sadece uykusuz kalmaktır.” (İbn Mace, Sıyam, 21.) hadisi ile bizleri ciddi şekilde ikaz etmektedir. Buna göre ahlaka dönüşmeyen, hayata değer katmayan, kişiyi kötülüklerden alıkoymayan ibadetlerin sahibine faydası olmayacaktır.
Rabbimiz cümlemize doğruluk üzere bir hayat yaşamayı, doğrularla beraber olmayı nasip eylesin. Ramazan ayının başta memleketimize ve güzel Karacabey’imize hayırlar ve bereketler getirmesini yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.”