Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım, “Zengin toprakların fakir insanı olmayı hak etmiyoruz. Potansiyelimiz var ama değerlendiremiyoruz. Üretim seferberliğine ihtiyacımız var. Havza bazında üretim planlamasına ihtiyaç var.” dedi.
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), “Türkiye’de Gıda Güvenliği ve Tarım” konulu toplantı gerçekleştirdi. BUSİAD Evi bahçesinde yapılan toplantının açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, “Bursa, Türkiye’nin üretim üssüdür. Sadece sanayide değil, başta meyvecilik ve süt üretimi olmak üzere tarımda da öncü bir şehirdir. Tarım, turizm ve sanayinin birbirini engellemeden, sınırları, içerikleri belli ve tüm paydaşlarca kabul görmüş prensiplerle uyum içinde yaşamasını istiyoruz. Derdimiz üretim. Ama katma değeri yüksek verimli üretim. Hem tarımda hem turizmde hem de sanayide.” dedi.
Küçükkayalar’ın ardından konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Uyar Duman, “BUSİAD olarak, dünya örneklerine de bakıyoruz. ABD, Hollanda ve Almanya tarımsal ihracatın ilk 3 ülkesi. Bu ülkeler aynı zamanda genel ihracat rakamlarında da 2., 5. ve 3. sıradalar. Yani bu ülkeler, sanayi ile tarımın bir arada başarılabildiği ve kendimize örnek aldığımız ülkeler. BUSİAD bunun başarabileceğini, hatta başarılmasının zorunluluğunu görüyor. O nedenle tüm alanlarda dengeyi ifade eden sürdürülebilirlik kavramına vurgu yapıyoruz.” diye konuştu. Duman, BUSİAD Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu’nun raporu hakkında da bilgiler vererek, “Raporumuzda dile getirdiğimiz çözüm önerileri içinde insana ilişkin olanların en önemlileri olduğunu düşünüyorum. Tarımla ilgilenecek insanınız kalmadıysa, tarıma yabancılaşma varsa ve bilgi kuşaktan kuşağa ulaşmıyorsa yapacaklarınız da sınırlı oluyor.” ifadelerini kullandı.
Duman’ın ardından konuşmasına Türkiye’nin tarımsal verilerini paylaşarak başlayan Ali Ekber Yıldırım, “Tarım bu topraklarda başladı. Kuru meyve, yaş sebze ve meyvede kendimize yetenden fazlasını üretiyoruz. Problem yağlı tohumlarda. Ayçiçeğinin yüzde 64’ünü karşılayabiliyoruz. Hayvan yeminde çok kullanılan soyanın sadece yüzde 5’ini karşılayabiliyoruz.” dedi.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, 3 milyon hektar kayıtlı arazinin ekilmediğini söyledi. Bu kadar boş arazi dururken, ürün ithal etmemiz kabul edilebilir değil. Savunma sanayi kadar önemli deriz tarım için ama o oranda desteklenmez. Tarım yıllarca ekonominin üzerinde yük olarak görüldü. Hem sanayileşebiliriz hem tarımı kalkındırabiliriz. Rusya’dan hem buğday alıyoruz, hem S-400 alıyoruz.”
Dünyada gıda kıtlığı söylemlerine ilişkin olarak da bilgiler veren Yıldırım, “Buğday bir silah olarak kullanılıyor. Paranız olsa da alamıyorsunuz. Üretimle ilgili dünyada büyük bir düşüş yok. Ama Çin çok büyük bir stok yaptı. Üretici ülkeler satmıyor. 287 milyon ton stok var ve bunun yarısı Çin’de. Buğday üretiminin yüzde 60’ını dört ülke yapıyor. Başka ürünlerde de öyle. Bu ülkeler satmıyorum deyince kriz çıkıyor.” dedi.
Konuşmasının bir bölümünü de Bursa’ya ayıran Yıldırım, Bursa’nın meyveciliğin merkezi olduğunu ifade etti. Yıldırım, “Bursa’dan olmasa da şeftali hala Bursa şeftalisi olarak satılır. Siyah incir marka olacak düzeyde. Bursa dünyanın yaşadığı bir ikilemi yaşıyor. Sanayi ama nereye kadar? Tarım ama nereye kadar? Turizm ama nereye kadar? BUSİAD bunu çok iyi formülize etmiş. Potansiyelimiz var ama tarımda markamız yok.” diye konuştu.
Öneriler kısmında ise Yıldırım şunları dile getirdi: “Zengin toprakların fakir insanı olmayı hak etmiyoruz. Potansiyelimiz var ama değerlendiremiyoruz. Üretim seferberliğine ihtiyacımız var. Havza bazında üretim planlamasına ihtiyaç var. 2005 yılında tarbil diye bir proje gerçekleştirdi bakanlık. Dünyaya örnek olacak nitelikteydi. Ancak rafa kalktı. Gençlerde tarıma ilgi var. Envanter konusu çok önemli. Tarım bütün ülkenin sorunu, yalnızca kırsalda yaşayan insanların sorunu değil. Pandemiden de savaştan da daha önemli bir sorunumuz var; o da iklim değişikliği! Bu sorun çok önemli! Tarımla ilgili iklim değişikliğini dikkate almıyorsanız başarılı olma şansınız yok. Her ülkenin farklı tarım politikası var. Bunlardan ders alalım ama kendi politikamızı gerçekleştirelim.”