DEVA Partisi, Hürriyetli köylülerin yanında olduklarını duyurdu:
DEVA Partisi Bursa İl Başkanlığı, günlerdir Karacabey kamuoyunun yanı sıra Bursa gündeminde de yer bulan Karacabey’in Hürriyet köylülerine ait arazilerin satılmasına tepki göstererek, bir basın açıklaması yaptı. DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz, Hürriyet köylülerine ait arazilerin bir bir satılmasının yanı sıra, ülke tarımının geldiği son noktayla ilgili yaptığı dikkat çeken açıklamasında, Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan başta olmak üzere, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile AK Parti iktidarını eleştiri yağmuruna tuttu.
Ömer Matlı Kapalı Pazaryeri önünde gerçekleştirilen programa Şaban Önen başkanlığındaki DEVA Partisi Karacabey İlçe Teşkilatı öncülük etti. Basın açıklamasına ayrıca DEVA Partisi’nin il ve ilçe yöneticileri ile hak mücadelesi veren Hürriyet Köyü Kadın ve Gençlik Dayanışma Derneği üyeleri de katıldı.
DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz, halka açık gerçekleştirilen basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bildiğiniz gibi geçen haftalarda sizleri Bursa’nın en büyük emlak komisyoncusu ile tanıştırmış, ‘Canla Başla’ yola çıkanların ‘Rantla Borçla’ bu şehri nasıl batırdıklarını anlatmıştık. Bugün aynı anlayışın Karacabey’de neler yaptığını anlatmak için buradayız.
Maalesef Karacabey 8 yıldır can çekişiyor. Kötü yönetim her yerde. Kötü yönetim iktidarda. Kötü yönetim Bursa Büyükşehir’de. Kötü yönetim Karacabey’de. Kafa aynı, yöntem aynı, taktik aynı. Bunlar artık halkı duymayan, halkı dinlemeyen, ‘halka rağmen’ iktidarlar.
Bursa’da her yere “Canla Başla” yazanlar “Rantla Borçla” yoluna devam ederken, faiz üstüne faiz öderken, satmadan yönetemezken, Karacabey’de, bu güzel topraklarda her yere “Nerede Tarım Orada Varım” yazanlar, köylünün tarım arazini satıyor. Bunların hepsi aynı. Bunlar satıyor! Satmayı iyi biliyorlar, çünkü satmadan yönetemiyorlar.
Peki kimin malını satıyorlar? Tabii ki milletin malını satıyorlar. El İnsaf! 2020’de 15 milyonluk yer satmışlar. Geçen sene 56 milyonluk yer satmışlar. Karacabey’de belediyenin toplam geliri 160 milyonTL. Bunun 56 milyonu yer satışından geliyor. Yani gelirin % 35’i arazi satışından!
Bunların çıraklıkları batırma, kalfalıkları satma, ustalıkları da reklam… Bunlar satmadan iş yapamıyor, satmadan belediyecilik yapamıyorlar. Başkan basında, reklam panolarında reklam peşinde, algı peşinde. Ne diyor? “Nerede Tarım Orada Varım!”
Tarım nerede Sayın Başkan? Tarım Hürriyet Köyü’nde! Hani şu kendi paralarıyla aldıkları araziyi, Ata Mirası araziyi onlara sormadan, dörde bölüp parsel parsel sattığınız köyde.
Bugün burada kötü yönetime, milletin malına göz diken belediyeciliğe tepki için toplandık. Bugün burada Hürriyet Köyü’nde yapılanları, aslında tüm köylerimizde olanları haykırmak için toplandık. Hürriyet köyünün hikayesini hepimiz biliyoruz. Bu insanlar bedelini kredi çekerek ödedikleri arazilerinin 1978’de kadastro çalışmasında köy tüzel kişililiğine kayıt edilmesine gönülden olur vermişler. Yani ne yapmışlar? Devletine güvenmişler. Neden güvenmişler? Çünkü biliyorlar ki devlet babadır. Köylünün yanındadır. Çünkü hep öyle oldu. Gün olmuş devran dönmüş. Köylünün, milletin yanında olan adamlar gitmiş, yerine köylünün malına, köylünün mülküne göz diken adamlar gelmiş. Sorsan başkan iktisatçı, hesap adamı(!). Ama milletin malını satmadan bütçe yapamıyor. Bunlar anca belediyecilik diye reklamcılığı öğrenmişler.
Size sesleniyorum ey Ali Özkan!
Her yerde boy göstermek, rahat makam koltuklarında, klimalı odalarda poz vermek, belediyecilik oynamak kolay. Hürriyet köyünde ‘sattığınız arazinin parasını ödemiş’ nasırlı elleri öpmek, helallik istemek zor.
Size sesleniyorum Ali Özkan!
“Nerede tarım orada varım” diyorsunuz. Tarım burada, köylü burada, biz buradayız. Ama siz yoksunuz.
Buradan Sayın Valimiz Yakup Canbolat’a sesleniyorum; Sayın Valim, insanların kendi paraları ile aldıkları mülkler satılıyor. İnsanların devlete güveni sarsılıyor. Bu işte bir yanlışlık yok mu?
AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’a sesleniyorum; Hürriyet köyünde olanlar “gönül belediyeciliğine” sığıyor mu? Sizin gönlünüze yatıyor mu? Ankara’dan misafir ağırlamakla, iki fotoğraf vermekle, bir basına çıkmakla, Kuveyt’te arazi pazarlamakla Bursa’da il başkanlığı oluyor mu?
Seçim meydanlarında “millete efendi değil hizmetkar olmaya geldik diyen” oy isterken kendine milletin vekili diyenlere sesleniyorum; Millet burada, siz neredesiniz?
Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Nur Aktaş’a sesleniyorum diyeceğim ama o da satıyor. Hatta daha büyük satıyor. Göstere göstere satıyor. Millete rağmen satıyor. Bunların hepsi giderayak satıyor.
Bizim derdimiz var. Bizler DEVA Partililer olarak halkımızdan yana tarafız. Halkın tüm dertlerini, bu dertlerle ilgili yerel yönetimlerin tüm faaliyetlerini çok yakından takip ediyoruz. Reklam panolarında ‘Tarım’ diyerek, ‘Köylü’ diyerek, ‘Gönül’ diyerek millete yalan söyleyenlerle derdimiz var.
‘Canla Başla’ deyip göz boyayan, sonra da ‘rantla borçla’ emlak komisyonculuğu yapanlarla derdimiz var.
Buna sessiz kalıp kendine “Bursa’nın evladı” diyenlerle, “bende göçmenim” diyenlerle, makam için dilsiz olan, ‘el pençe divan olanlarla’ derdimiz var.
Vicdanının sesini ‘tensip beklemekten’ duyamayanlarla derdimiz var.
Şimdi makam koltuklarında, makam araçlarında rahatına düşkün, o makamları kaybetmemek için kulaklarını köylüye tıkayanların gönüllerine sesleniyorum. Yapmayın ağalar, yapmayın beyler. Yapmayın, satmayın, sattırmayın. Yazıktır, günahtır. Kıydığınız, sattığınız, göz yumduğunuz bu halkın alın teridir, bu halkın kendisidir.
Size oy verenler hatırına, birlikte yola çıktığınız gönüller adına, sizin arkanızdan gelen, dava diyen, yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk bitsin diyen insanlar adına yapmayın, satmayın. Bu halka, bu topraklara, yola çıktığınız davaya, gönüllere, en önemlisi de kendi vicdanınıza kıymayın, yazık etmeyin.
Bizler milletin malıyla sefa sürülen bu devrin artık bitmesi için çalışan umut dolu insanlarız. Umudumuzu bugün burada bizlerle olan nasırlı ellerden, güzel gönüllerden, feracelerden, yazmalardan, kasketlerden, gülen yüzlerden alıyoruz. Bu memleketin sahibi kim biliyoruz, haklıyı görüyoruz. Dertlerini, acılarını kendi derdimiz, kendi acımız biliyoruz. Bu milletin parası ile, alın teri ile sefa sürenleri haykırmaya, halkı savunmaya, hakkı savunmaya devam edeceğiz. Bu harami düzene sandıkta milletimizin desteği ile son vereceğiz.
Lale Devri nasıl bittiyse, ‘Sülale Devri’ de sandıkta bitecek. Milletin malını satarak caka satanlara sandıkta en büyük dersi biz vereceğiz. Girdikleri her ortamda, Cuma namazlarında, cenaze namazlarında, taziyelerde, bayramlaşmalarda orada olacağız, yüzlerine bakacağız. Bizler makam için, mevki için, dünya malı için vatan diyerek, dava diyerek, bayrak diyerek neler yaptıklarını, neleri sattıklarını bileceğiz, onlar da bizim bildiğimizi bilecek.”
“Ne AK Parti ne de devletin diğer kurumları bizlere sahip çıkmıyor”
DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz’ün ardından kısa bir konuşma gerçekleştiren Hürriyet Köyü Kadın ve Gençlik Dayanışma Derneği Disiplin Kurulu Başkanı Bayram Efe ise, AK Parti’nin yanı sıra, devletin hiçbir kurumunun kendilerine sahip çıkmadığını iddia etti. Karacabey Belediyesi’nin gelirinin büyük bir kısmını Hürriyet Mahallesi’ndeki arazi satışlarından elde edildiğini savunan Efe, “Dedelerimiz bu arazileri satın alırken çok çileler çekti. Bizler de 2014 yılından bu yana sürekli mahkemelerde sürünüyoruz. Ama arazilerimizi sattırmayacağız, satılanları da geri alacağız. Bu inançla yola çıktık. Devletimiz ve devletin diğer kurumları bizlere neden sahip çıkmıyor? Bizler kötü bir şey istemiyoruz, sadece hakkımızı istiyoruz.
AK Parti’nin Bursa ve Ankara’daki önemli isimleriyle yaptığımız görüşmelerde, özetle bizlere, “Şuan tek yapabileceğimiz önümüzdeki seçimlerde Karacabey Belediye Başkanı’nı aday göstermeyiz” dediler. Başka bir şey yapamayacaklarını ima ettiler. Biz hak ve adalet peşindeyiz. Ve ahirete kadar bu gazap yakanızdan düşmeyecek diyoruz.” ifadelerine yer verdi.