Ahmet Aygün Ata
Haberleri izleyip yattım. Sabah evimin önünde arabam olduğu mutluluğu ile uyandım. Sağolsun Yeni Türkiye diyen iktidar, evlerimizin önüne araba bırakmıştı. Nasıl mutlu olmayayım ki!
Fakat o da ne benim arabamı koymayı unutmuşlar mı, çalmışlar mı, yanlış evin önüne mi bırakmışlar bulamadım. Konu komşuya, üç harflilere sordum. Komşular, “Bunun kafa iyice gitti” dediler. Üç harfliler oralı bile olmadı.
Türkiye Cumhuriyeti’nde ev sayısı 38,4 milyon. Tabii ki bu sayıya yazlık, yayla evi, villalar dahil. Yoksa ortalama 4 kişilik bir aile düşünürsek nüfusumuz 120 milyonu geçer. Bu sayıya TOKİ marifetiyle ekonomi büyüsün diye yandaş müteahhitlere yaptırılıp atıl durumda olan 2 milyon ev dahil mi? TÜİK bu ayrıntıyı yazmamış!
AK Parti Hükümeti’nin Bakanı’nın acı itirafı. (Ne yazık ki onlar övünüyor bunu söylerken, çooook büyük iş yaptıklarını sanıyorlar) Tam 4,3 milyon eve ‘Sosyal Yardım’ yapılıyormuş. Yoksullaştırılan, geliri düşürülen insanlara yardım yapmak bir iktidar tarafından övünç değil, utanç kaynağı olmalıdır!
“Her evin önünde bir araba var” dedi AK Parti Genel Başkanı. Türkiye Cumhuriyeti’nde kayıtlı araç sayısı 25,4 milyon. Bunun 2,6 milyonu şirket araçları. Sayıdan kamu kurumları araçları, hükümet/bakan/milletvekili araçları, kişilerin ticari amaçla kullandığı araçlar, tarım araçları, iş araçlarını düşün. 20 milyonun altına rahatlıkla inersiniz. Çünkü TÜİK’in verdiği sayı trafiğe kayıtlı araç sayısıdır; yani 25,4 milyon rakamı.
Ve daha da beteri, her evin önünde araba var denilip propaganda yapılan araçların büyük bir bölümü kredi ile alınmış, ödemesi on yıla bölünmüş, insan yaşamını ödemeyle kısıtlamış bir tür tutsaklık!
Diğer yandan bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı bir araç alırken üç araç parası ödüyor. Kime kime? Önce iktidara bütçe sağlamak için ÖTV, iktidarın en büyük destekçisi kapital sınıfa bir araç ve üçüncüsü kendisine.
Eğer kendi ülkenin yurttaşını bunların altına sokarak emperyal kapitalizme kaynak yaratıyor, iktidarını sürdürebilmek adına bütçe yaratıyorsanız bunun adı mal edindirme değildir. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisinin mahv-ü perişan etmenin bir başka yolunu uyguluyorsunuz demektir.
AK Parti iktidarına ya da oy verenlerine bunları söyleyince verdikleri yanıt “almasınlaaaar” oluyor. Dört bir koldan tüketim ekonomisini pompalayacaksın. Dört bir yanı sarmış liboş ve yandaş basınla bu yolda her türlü pompalamayı yapacaksın. Eğitimi yerle bir edip, eğitimi kültürün baş tacı yapacağına tüketim ekonomisini baş tacı yapacaksın. Sonra “almasınlaaaar” diyeceksin. Bu hem karakolda hem mahkemede doğruyu söylememenin bir başka uyarlamasıdır.
AK Parti’ye oy veren bir ağabeyde bunları partisinin propagandası gereği söyledi. “Efendim sıfır araba alıyorlarmış, almasınlarmış madem.”
“Abi” dedim; “Sen arabanı yeniledin mi?”
Yanıtı: “Evet tabii ki.”
Verilecek tek yanıt vardı; “Ele verirsin talkımı, sen yutarsın salkımı”…
Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde icralık dosya sayısı 23 milyon 497 bin! Ve icralık dosyalar arasında her evin önünde olan arabalar da var!
Tüketim ekonomisini Türkiye Cumhuriyeti’nin başına bela eden bir iktidar olan AK Parti sayesinde ‘betonla’ büyütülmüş, üretimi yerle bir edilmiş bir ekonomi ile yakında Türkiye Cumhuriyeti de icralık olacak!