İsmail Hakkı Özsarı
Baba-oğul göl kenarına gelince oltayı göle atıp otele döndüler. Bir saat sonra oltaya balık takılıp takılmadığını görmek için göle gittiklerinde, beş balığın takıldığını görürler.
Çocuk babasına; “Bu balıkların oltaya takılacaklarını biliyordum.” der.
Babası sorar; “Nereden biliyordun?”
“Dua ettim de onun için” der çocuk.
Oltayı yeniden hazırlayıp yemek yemek için otele dönerler. Yemekten sonra göle gittikleri vakit, yine birkaç balığın yakalandığını görürler.
Çocuk bu kez de; “Böyle olacağını biliyordum.” der.
Babası yine sorar; “Nereden biliyordun?”
Çocuk açıklar; “Çünkü dua ettim.”
Baba-oğul oltayı tekrar göle atıp otele geri dönerler. Yatmadan önce göle gidip oltaya baktıklarında bu kez bir tek balığın bile tutulmadığını görürler.
Çocuk, “Ben oltaya balık gelmeyeceğini biliyordum.” der.
Baba sorar; “Nereden biliyordun?”
Çocuk, “Dua etmedim de onun için balık gelmedi.” diye yanıtlar.
Babasının niye dua etmediğini sorması üzerine çocuk şu cevabı verir:
“Oltaya yem takmadığımı hatırladım da onun için.”
Demek ki duaların kabul olması için önce gerekeni yapmak gerekir.
TERZİ
Bir bilgeye sormuşlar;
– Efendim dünyada en çok kimi seversiniz?
– Terzimi severim, diye yanıtlamış bilge.
Soruyu soranlar şaşırmışlar;
– Aman üstat, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Neden terzi?
Bilge bu soruya da şöyle cevap vermiş;
– Dostlarım, evet ben terzimi çok severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verdiler mi bir daha beni hep aynı gözle görürler.
Sevgili okurlarım; insan kişiliği, düşünceleri, davranışları zaman içinde değişebilir. Onu ilk tanıdığımız günkü bilmek bizi yanlışa götürür.
Ne demişler; “Ölülerle delilerin fikirleri değişmez.”