Okan Tuna’nın Kaleminden
1980 sonrası; Bursa siyasetinin etkin isimlerindendi Anavatan Partili Ahmet Kurtcebe Alptemoçin.
Turgut Özal döneminde; Dışişleri ile Maliye ve Gümrük Bakanlığı yapan Alptemoçin, dönemin şartları içinde Bursa siyasetinin en etkin ismiydi.
Nitekim; Bugün 82 yaşında olan Alptemoçin, uzun süredir ortalarda görünmese de aktif siyaset sonrasında Bursa yararına fikirler üretti, açıkladı.
Keza; Zamanın kudretli Başbakanı Süleyman Demirel döneminin kabine üyelerinden Cavit Çağlar, bakanlık ve parlamenterlik görevinin bitmesinin üzerinden çok uzun zaman geçse de hala Bursa için ülkesi için elini taşın altına koyan az sayıdaki etkin isimlerden.
Hiçbir görevi olmamasına karşın; neredeyse savaşın eşiğine girdiğimiz Rusya ile yaşanan krizi adeta bir devlet adamı olarak çözen ve iki ülkeyi daha da yakınlaştıran Çağlar, aktif siyasetten uzak olmasına rağmen şüphesiz ki hala dahi Bursa’nın en etkin eski bakanlarından biri.
Kaldı ki; Rusya’nın Devlet Nişanı’nı hem de Putin’in elinden törenle almak hiç de öyle kolay bir iş değildi ki, Bursalı eski Bakan Cavit Çağlar bu büyük onura sahip olan ender kişi oldu.
Malum, büyük zamanını İstanbul’da geçirse de Çağlar adı, Bursa’da ağırlığını sürdürmeye her daim devam ediyor.
Yine;
Tansu Çiller’li Doğruyol Partisi döneminde hem Milli Eğitim Bakanlığı, hem de Milli Savunma Bakanlığı görevleri üstlenen Turhan Tayan da öyleydi.
Bakanlığı döneminde çok aktifti.
Türkiye’nin çalkantılı yıllarında 8 yıllık zorunlu eğitimin mimarı Tayan’dı.
Nitekim son olarak CHP’den TBMM’ye girdikten sonra görevi sona eren Tayan da köşesine çekilmedi. Hem partisi CHP’nin etkinliklerine hala katılıyor, hem de evine konuk olanlarla siyasi tecrübelerini paylaşıyor.
Tayan; lideri Kılıçdaroğlu’nun bazı programlarında bulunmaya gayret gösteriyor ki, CHP İl Başkanlığı da eski Bakan Tayan’ı fazlasıyla önemsiyor.
Yanı sıra, AK Parti’nin Bursa’daki etkin isimlerinden Faruk Çelik de öyle.
9 yıl gibi çok uzun bir süre bakanlık yaptı, etkin görevler üstlendi. AK Parti’nin kurucularından olan Çelik, parlamentoda yapılan parti içi seçimle en yüksek oyu alarak Grup Başkanvekilliği yaptı.
Ardından, Kabine değişiminde Din İşleri’nden Sorumlu Devlet Bakanı oldu. 2009 yılında başlayan bu bakanlık görevinde Alevi sorunları da Çelik’in gündeminde oldu.
TİKA’nın da kendisine bağlı olduğu dönemde hem yurt içinde, hem yurt dışında türlü görüşmeler yaptı, hükümete çözüm önerileri sundu.
Devlet’in, “Alevi açılımı”nın mimarlığını da Faruk Çelik yaptı.
Görüşmelerde; Alevi büyükleri, Çelik’in samimiyetine ve gayretine inandılar, açılımın gerçekleşmesinde karşılıklı emekler verdiler.
Yine zor bir dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğunda, işveren ile çalışan arasındaki tüm sıkıntılı konuları iş barışı devrimi ile çözdü. Sendikaların da katılımıyla çalışma yasaları uzlaşma ile çözüldü.
Hatta, yıllardır tartışılan ama çözümlendirilemeyen 1 Mayıs onun döneminde bayram ilan edildi ki bu da bir nevi çalışan devrimiydi.
Keza; Gıda Tarım Hayvancılık ve Orman Bakanı olduğunda “yapılamaz” denilen uygulamayı Milli Tarım Projesi’ni başlattı.
Zamanın şartları içinde, Bursa’dan Urfa’ya gönderildiğinde hem partisi AK Parti’yi HDP’nin önüne geçirerek birinci parti yaptı ve daha çok milletvekilinin TBMM’ye girmesini sağladı, hem de Şanlıurfa, Milli Tarım Projesi için bir nevi laboratuvar oldu.
Çelik, uzunca bir süredir TBMM’de görev almamasına karşın, hem siyasi çalışmalarından hem de hükümetten hiç kopmadı.
Zaman zaman da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden çağrı, davet ve görevlendirmeler yapılıyor Çelik için. Lideri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de beşeri ilişkileri tıpkı aktif siyasetçi gibi sürüyor.
Keza hafta sonunda da Cumhurbaşkanlığı tarafından iki özel program için davet edildi Çelik. “Alevi açılımı”nın mimarı olan ve bu nedenle Alevi camiasında sempati duyulan Çelik, İstanbul’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen “Cemevleri Temel Atma ve Toplu Açılış Töreni”ne davet edildi.
Elbette ki; 7 Cemevi’nin temel atma törenine Faruk Çelik’in özel olarak çağırılması anlamlıydı. Törende Erdoğan ve Çelik salona da birlikte girdiler. Bu davet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çelik’i unutmadığı gibi vefasını göstermeye devam ettiği anlamına da geldi.
Salonda Erdoğan’ın hemen arkasında, bünyesinde Alevi Başkanlığı kurulacak olan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile aynı sırada oturması da dikkat çekiciydi Çelik’in.
Bu arada, Türkiye genelinde 310 bini aşkın üyesi olan TÜGVA’nın 5. Genel Kurulu ve 6. Gençlik Buluşması da hafta sonunda gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla yapılan etkinliğe de özel davet edilenler arasında oldu Faruk Çelik.
Yoğun kalabalık nedeniyle önce salona giremeyenlere seslenen Erdoğan, ardından da salona geçmeden fuayede dinlenirken Çelik’in de aralarında bulunduğu grupla görüştü.
Kaldı ki çok çok normal bu görüşmeler. Bir partinin kabinesinde 9 yıl gibi uzun bir süre bakanlık yapıp, unutulmak pek mümkün olmasa gerek.
Bu nedenle de adı, zaman zaman siyasi senaryolarda geçiyor/geçiriliyor ki, bu da partisinde ya da parlamentoda hiçbir görevi olmamasına rağmen unutulmadığının, AK Parti için önemli isimlerden biri olduğunun bir başka göstergesi oluyor.