Saadet Partisi Karacabey İlçe Kadın Kolları Başkanı Hasibe Yavaş, Yoksulluk Haftası ile ilgili açıklama yaptı. Basın açıklamasında işsizliğe dikkat çeken Yavaş, yoksulluk sınırının 22 bin liranın üzerine çıktığını belirtti. Yavaş, “Bugün ülkemizde, çalışma çağındaki nüfusun sadece üçte biri kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda her üç gencimizden biri işsiz. Açlık sınırı 7 bin lirayı, yoksulluk sınırı da 22 bin lirayı aşmıştır. Fazla çalışma saatleri ile OECD ülkeleri arasında zirvedeyiz ve bu şartlarda iş arayan insanımıza ‘ya asgari ücrete razı ol ya da işsiz kal’ deniliyor. Ayrıca küresel haklar endeksinde çalışanlar için en kötü 10 ülke arasında yer alıyoruz. Özetle; milyonlarca işsizimiz var.” dedi.
İktidarın yaptığı sözde her iyileştirmenin aslında birkaç şirketin sermayesini büyüttüğünü, çalışanların payının ise un-ufak ettiğini ileri süren Hasibe Yavaş, “İş bulanların içlerinde nispeten şanslı olanlar maalesef en kötü koşullar altında çok çalışıp, az kazanıyorlar. Asgari ücret açlık sınırının çok altında, hatta beyaz yakalıların çok büyük bir kısmı için de artık yoksulluk sınırı bir hayal oldu. Hayat pahalılığının oluşturduğu sıkıntıları gideremeyen ve memnuniyetsizliği onaramayan Erdoğan iktidarı ise, kaybetme korkusuyla tüm kartlarını masaya sürüyor. Ve yaptıkları her iyileştirme birkaç şirketin sermayesini büyütürken, çalışanların payını un-ufak etmeye devam ediyorlar. Ne var ki iktidarın vatandaşa verdiği müjdeler, bu hayat pahalılığının yanında birer köpükten farksız…
Sözde “en büyük müjde” olarak takdim edilenlerin bile ancak etkisi birkaç hafta sürüyor. Asgari ücret zammı, ek gösterge, EYT düzenlemesi derken, yakın zamanda açıklanan TOKİ kampanyası; iktidarın, kendisinden hızla uzaklaşan seçmene yaptığı son yapay desteklerden biri oldu. TOKİ, vatandaşın umutları üzerine inşa edeceği bu 500 bin konuta başlamadan önce acaba 2019’daki, hatta 2018 ve 2020’de kuraya açtığı projeleri bitirebilecek mi? Merkez Bankası tarafından yayımlanan konut fiyat endeksine göre; son bir yılda konut fiyatları yüzde 173,8 oranında artış göstermiştir. Ekonomi yönetimi duvara tosladı ancak Sn. Erdoğan hâlâ, “enflasyon aşılamaz bir tehlike değil” diyor ve “ekonomist” olduğu iddiasını ısrarla tekrarlıyor. Artık vatandaş ümidini kesti. Kendisinin bir vehme kapılarak “ben bu işi biliyorum” diye ısrar etmesi, Türkiye’nin en büyük problemlerinden birisi. Çünkü çare arayamıyor, müzakere edemiyor.” ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi’nin iktidara talip olduğunu söyleyen İlçe Kadın Kolları Başkanı Hasibe Yavaş, iktidar olduklarında Saadet Partisi olarak yapılacak olan icraatlara değindi. Hasibe Yavaş, şu ifadelere yer verdi: “TÜİK tarafından açıklanan Dış Ticaret İstatistiklerine göre, Ocak-Temmuz döneminde dış ticaret açığı % 143,7 artarak, 25 milyar 510 milyon dolardan, 62 milyar 177 milyon dolara yükseldi. Her alanda 2002 öncesinden çok daha vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. 20 yıl sonra bugün Türkiye, rüşvet çamuruna saplanmıştır. Şantaj, tehdit, rüşvet ve yolsuzluklar her yeri bir örümcek ağı gibi sarmıştır. Ekonominin kitabını yazdıklarını iddia edenler, görülüyor ki aslında “çürümenin kitabını” yazmışlar. 20 yılın sonunda ‘kolektif bir ahlaksızlık’ ile karşı karşıyayız. Vatandaşlarımız temel tüketim maddelerine ulaşamıyorlar. Halkın % 65,8’i, yani her üç kişiden ikisi temel gıda ürünleri alırken zorlanıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı’nın küresel açlık sistemine göre; 9 Haziran 2022 tarihi itibarıyla Türkiye’nin % 18’i yeterli beslenemiyor. İşte bu rakamlar “yoksulluğu bitireceğiz” diye yola çıkan bir iktidarın, yoksulluğu geniş kesimlere yaydığının açık ispatıdır. Bizim iktidarımızda asgari ücret geçim ücreti olacak ve vergi alınmayacaktır. Yatırımlar üretime dayalı ve ülke sathında yapılarak bütün vatandaşların alım gücü ve insanca yaşamasının ortamı sağlanacaktır. Bizim iktidarımızda anneler çocuklarının beslenme çantalarına ne koyacaklarını düşünmeyecekler. Tarım en temel yatırım alanı kabul edilip çiftçinin üretmesinin önündeki engeller kaldırılarak gıda fiyatları minimuma çekilecek bunun için en elzem olan dolar Türk lirası paritesini eşitlemek olacak ilk işimiz. Özellikle gübre ilaç ve yem fabrikaları açılarak çiftçinin girdi kalemleri düşürülecektir. Gençler tutuklanma korkusu yaşamadan özgürce kendilerini ifade edebilsin diyoruz. Birileri 4-5 maaş birden alırken, milyonlarca gencimizin hakkı yenmesin istiyoruz. İnsanımız açlık sınırının altında değil, “insanca bir yaşam” sürsün diyoruz. Ve söz veriyoruz, iktidara geldiğimizde; Beton ve israf odaklı yatırım anlayışına son verecek, üretim ve istihdama dayalı ekonomi politikalarını uygulayacağız. Partizanlığı ve siyasal sadakati değil, ehliyet ve liyakati esas alacağız. Hak yemeyecek, tek bir vatandaşımızın dahi hakkının yenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Çalışanlarımızın hem çalışma koşullarını hem de ücretlerini hızlı bir şekilde iyileştireceğiz. Asgari ücrette dahi zamanla yoksulluk sınırını yakalayacağız. Vatandaşa tepeden bakan, hor gören, azarlayan bu siyasi dile ve anlayışa artık son vereceğiz.”