Ahmet Aygün Ata
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki hafta İngiltere’ye gitti. Finans çevreleriyle seçim sonrası ekonomimiz için para ve yatırım aradı!
Adı kalmış, içi çoktan boşaltılıp AK Parti’ye döndürülen CHP, sık sık Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü kullanır. Kurucu değerlerini Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün belirlediği CHP, bugün o değerleri reddedip tipik “Amerikanvari” bir uydu parti oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’na diline pelesenk ettiği Atatürk’ümüzün bir sözünü anımsatalım ve tabii hala CHP’yi Mustafa Kemal’in partisi olduğu düşünü görenlere…
“Hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların destek ve yardımlarıyla gerçekleşsin”…
Bağımsızlık derken Atatürk’ümüz salt vatanın yüzeysel bağımsızlığından söz etmez; “Ekonomik bağımsızlığını elde etmeyen ülkeler, sömürgeciliğin piyonu olmaya devam eder” de demiştir.
Terk ettiği CHP kurucu değerleri yerine “Amerikanvari” politika ve AK Parti benzeri uygulamalar ile seçimi kazanacağını düşünen Kemal Kılıçdaroğlu ve yanındakilerin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusu ile ilgili hiç bir bağı kalmamıştır.
Gezi sürerken AK Parti Genel Başkanı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu Duyun-i Umumiyecilik ile suçladı. Acı acı gülümsedim. Adını her yere vererek yücelttikleri, mevlütler okuttukları, Han deyip baş tacı ettikleri Abdülhamit değil mi Duyun-i Umumiyeci! Ta kendisidir! Aldıkları ve nereye harcadıkları konusunda bilgi sahibi olamadığımız borçlar için gümrükleri, vergileri, diğer gelirleri borç karşılığı ipotek ettiren Han Abdülhamid!
Abdülmecid ‘ten başlayarak İkinci Mahmud ve Abdülhamid dönemlerinde Londra’daki(!) tefecilerden tam 26 (Yirmi altı) kez borç aldılar. Londra tefecileri 1700’lü yıllardan bu yana vardır. Adları şimdi finans kurumu olmuştur!
Osmanlı Hanedanı’nın üstelik en çok borç aldıkları, diğer tefecilere olan borçlara kefil olan kim? Siyonist Rotschidler!
Bu aileden ya da aracılığıyla Abdülmecid’in kızkardeşini sadrazam ile evlendirmek için, Kırım Savaşı’nda aç bırakılan askerlere yiyecek almak için alınan utandırıcı borçları da unutmayalım.
Abdülhamid döneminde Yahudilerin, Filistin’e yerleştirilmesi ise başlı başına bir sorundur. Sözde önlem almışlar amma aynı zamanda yapılan satışları da onaylamışlar!
Öyle ki neredeyse Hümayun Çiftliği ve bir mezarlık bile satılacakmış ki, Hamdolsun Hümayun Çiftliği’nin bir bölümü kurtulmuş!
Bu üç padişahın döneminde Siyonist Rotschidler ailesine Mecidi, Osmani ve Şefkat Nişanları verilmiş! Nişan yaptıracak para bulunamayınca Han Abdülhamid, ailenin kadınlarından Nathaniel Mayer’e mücevher kutusu armağan edebilmiş!
Ve yıllardır küfredip lanet okuyanlar, bela okuyanlar, Cumhuriyete ve Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret edenler işte Han denilen vatan toprağı satıcısının tapıcılarıdır!
Borçlardan biri 6 milyon sterlindir. Ve bu borç 60 yıl sonunda 21 milyon sterlin olarak son taksidi 1951 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün kurduğu Cumhuriyet’in hükümetlerince ödenmiştir!
Ne büyük çelişki değil mi?
İktidar ve muhalefetin izlediği yollar tıpatıp aynı. Ortak ve destekçilerinin izlediği yollar tıpatıp aynı. Kazan tencereye laf atmış:
– Tencere dibin kara!
Tencere lafı yapıştırmış:
– Seninki benden kara!
Açıklama: Osmanlı İmparatorluğu arşivlerini inceleyerek üç padişah döneminde gerçekleşen borç, nişan takma bilgi ve belgelerine Prof. Sayın Mustafa Balcıoğlu ile Prof. Sayın Sezai Balcı’nın Rotschılder ve Osmanlı İmparatorluğu kitabından (ilk kez yayınlanan belgeler ile) yararlandım. Kitabı edinerek okumanızı öneririm. Prof. Sayın Mustafa Balcıoğlu ve Prof. Sayın Sezai Balcı’ya teşekkür ve minnetlerimle…