Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz, 28. dönem milletvekili aday adayı olduğunu geçtiğimiz hafta il binasında yaptığı basın açıklamasıyla duyurdu. Özgöz’ün basın açıklamasına DEVA Partisi il yöneticilerinin yanı sıra ilçe başkanları da katıldı.
“14 Mayıs’ta millet kazanacak, biz kazanacağız” diyen Serkan Özgöz’ün konuşmalarından satır başları şöyle: “Bugün sizlere 3 yıla yakın bir süreden oluşan ve Bursa’nın DEVA’sına ait bir geçmişten, bu toplantı süresince bana ait olacak bugünden ve inşallah 14 Mayıs’tan sonra milletimize ait olacak yarından bahsetmek istiyorum. 15 Ağustos 2020 tarihinde Genel Başkanımız Ali Babacan’dan Kurucu İl Başkanlığı görevini alırken “bir şeyi kurmanın ne denli zor olduğundan” bahsetmiş ve Aşure metoforunu kullanmıştım. Aşurede tüm muhteviyat aynen aslını korur. Bir tek buğday dışında. Kaynadıkça buğday erir, her defasında süzülür keşkek olur. Buğday tek başına bir hiç. Amacı, vasfı bir arada tutmak. Sonrası malum. Aşureyi aşure yapan, zenginleştiren ne varsa, herşey aynı kazanın içinde.
İşte ben Bursa Kurucu İl Başkanı olarak 3 yıl boyunca Deva’nın bu zenginliğini bir araya getirmek ve bir arada tutmak için çaba harcadım. Genel Başkanımızın liderliğinde kurucularımızın inşa ettiği DEVA fikrinden aldığım ilhamla bambaşka toprakların çocuklarını, bambaşka müzikleri dinleyen insanları, bambaşka hızda çalışan, bambaşka yerlerde ve zamanlarda dinlenen insanları bir araya getirdim. Onları, tek başınalığın değerli ancak bir arada durabilen bir aşure kadar lezzetli olmadığını anlayana kadar bir arada tuttum. Birbirlerini iki gün görmeseler rahatsız olacakları güne kadar bekledim. Şimdi hayatımın en büyük zenginliği olarak adlandıracağım bu zenginliğin içinde her biri ile helalleşmek için hazırım.
Kıymetli dostlarım, yol arkadaşlarım; bu zenginliği adı Bursa’nın DEVA’sıdır. Bu zenginliğin, bu lezzetin, bu gayretin adı Bursa’nın DEVA’sıdır. Sizlerle birlikte Bursa’yı en iyi temsil edilecek il ve 17 ilçe teşkilatımızı birlikte oluşturduk. Fiziki kuruluşlarını, idari kuruluşlarını sorumluluk ve gayretle birlikte tamamladık. Nasıl olacak dediğimiz işleri başarı ile tamamladık. Nasıl yaparız dediğimiz külfetlerin altından kalktık.
Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan’ı 7 kez, tüm Genel Başkan Yardımcılarımızı, Kurucularımızı onlarca kez Bursa’mızda ağırladık. Tüm il teşkilatlarımızla 3 yılda on binlerce faaliyeti birlikte gerçekleştirdik, on bine yakın üyeyi birlikte yaptık. Sizlerin gayreti ile partimizi 3 yıl gibi kısa bir sürede yaptıklarımızla ve sizlerin gayreti ile gurur duyduğum çok iyi bir noktaya getirdik. Tüm bunları yaparken benim için daha iyisi mümkünken, daha azına razı olabilmek çok zor, yapılabilecek bir şeyler varken yapmadan beklemek çok zor. Çalışmak varken durmak çok zor. Sizlerin gayretini, niyetini gönlümde taşırken tüm şartları zorlamamak çok zor. Daha az yapsak olurdu ama kendimize ve bu ekibe haksızlık olurdu.
Bu sebeple bilmeden gönül kırdığım, hakkınıza girdiğim olmuştur. Bu vesile ile geçmişi yarına taşımadan, hemen bugün sizlerden helallik istiyorum. Hakkınızı helal ediniz. Hepinizden ayrı ayrı razıyım. Allah da sizden razı olsun. Sizlerin huzurunda bizlere destek olan genel merkez yöneticilerimize, teşkilat mensuplarımıza, yol arkadaşlarımıza, üyelerimize, gönüllülerimize çok teşekkür ediyorum.
Bugün yeni bir sorumluluğa talibiz. Bugün bu şehirde hiç banka şubesinden içeri girmemiş 100 binin üzerinde kadın var. Evde hasta baktığı için temizliğe bile gidemeyip, yavrularının açlığı ile hastası arasında kalbi ikiye bölünen anneler var. Çocuğu uyuşturucuya bulaşmış çaresiz anneler var. Ev temizliğinde, güvencesiz işlerde gençliğini çürüten iyi eğitim alamamış erkek şiddetine maruz kalan genç kadınlar var. Çocuğunu yuvaya verse maaşı yuva ücretini anca karşılayan, ‘sigortam ödeniyor’ diye kendini zorlayan beyaz yakalı kadınlar var. Bu ülkede hayal kuramayan tek mücevherleri babalarının taktığı nazar boncuğu olan genç kızlar var. Biz tüm kadınlarımızın her türlü şiddetten uzak, evlatları ile mutlu özgürce daha iyi bir yaşam sürmelerine talibiz.
Bugün bu şehirde her sabah bismillah diyerek dükkan açan, akşama kadar elektrik parası, dükkan kirası, bağkur pirimi, işçi maaşı, kdv, gelir vergisi düşünürken yorgun düşen, arabasının muayenesi yaptıramayan, kredi kartlarına mahkum küçük esnaflar var. Biz esnaf kardeşlerimizin, abilerimizin dertlerini ve hayat yüklerini bitirmeye talibiz. Bugün bu şehirde gördüğü herkesten yıllarca emek edip okuttuğu oğlu için, kızı için iş isteyen babalar var. Her gün İşkur önünde sıraya giren genç insanlar var. İş arama umudu hiç olmamış ya da aramaktan vazgeçmiş babasından aldığı harçlık yoksa evden çıkamayan gençler var. Biz genç kardeşlerimizin yarınlarına talibiz. Her gencin meslek sahibi olup çalışmasına, üreten Türkiye’yi inşa etmesine talibiz.
Bugün şehrin doğusunda kötü standartlarda yaşayıp batısında çalışan, her gün Bursaray’da balık istifi seyahat etmek zorunda olan, bu şehrin 24 sanayi bölgesinde 3 vardiya ter döken, etin kilosu, kıymanın gramı, çocuk bezinin paketi ile kafayı bozmuş, temel ihtiyaçların bile kendisine lüks olarak dayatıldığı işçilerimiz, tek derdi sadece insanca yaşamak olan yüz binler var. Aldığı ücretler enflasyon karşısında erimiş, her gün fakirleşen, kendisine artık orta direk diyemeyen yüz binler var. Biz hayat pahalılığını bitirmeye, alım gücünü yeniden yükseltmeye, orta direği yeniden nefes aldırmaya talibiz.
Bugün bu verimli topraklarda 50 dönüm yer ekip, aylarca işçilik yapıp zarar eden, gittikçe batan çiftçi amcalar var. Ata toprağından umudu kesip şehirde pres altında işçilik yapan yüz binler var. Sattığı süt para yapmadığı için ineğini kesip işi bırakan hayvancı aileler/işletmeler var. Biz bu topraklarda tarımın yeniden canlandırılmasına, çarşıda pazarda bereketin geri gelmesine talibiz.
Bugün bu sanayi şehrinde, alnının akıyla kazandığı dövizi bile elinde tutamayıp zorla bozdurmak zorunda olan, vergisini ödese bile vergi dairesinin sopasını her daim üstünde hisseden, hakkı olan dürüst işleri bile rüşvet vermeden, adamını bulmadan yaptıramayan, ticaret odasından, iktidar uzantılı çıkar gruplarının dağıttığı sanayi arazilerinden haberi bile olamayan, fikri sorulmayan, ileride fabrika yaparım diye aldığı arazi kamulaştırılıp avucunu yalayan, Çataltepe’de Kotiyak’ta umutlarını tüketen Kobiler, sanayiciler var. Biz yeniden serbest ticarete, kalkınmaya, berekete, işlerimizden keyif almaya talibiz.
Bugün bu şehirde gördüğü haksızlığı dile getiremeyen, emeğinin karşılığını alamayan, mesleki güvencesi olmayan, hayat standardını mesleğini doğru ve dürüst yaptığı için karşılayamayan, her daim belediyelerin reklam bütçeleri ile sıkıştırılan, patron baskısı ile sözleri düğümlenen basın ve medya mensupları var. Biz basın mensuplarının mesleğini özgürce yapabilmesine, insanca standartlarda sadece mesleğini yaparak yaşam kurabilmesine, baskıdan kurtulmasına talibiz.
Bugün bu şehirde Türkiye’de yolsuzluklar olmasın, yasaklar olmasın diye iktidar partisine oy vermiş, hiçbir şey beklemeden desteklemiş ama bugün kendi gönül verdiği partiyi, o partide bulunan insanları, nasıl bu hale gelindiğini anlayamayan gönlü temiz bu ülkeye inanan yüz binler var. Biz bu ülkede yeniden hortlayan yolsuzluğu, yasakları ve yoksulluğu bitirmeye talibiz.
Biz bugün bu şehirde günde 5 vakitte, Cuma namazlarında, vakitsiz dertler ile kılınan namazlarda elleri semaya kalkan anne babaların dualarından dertleri çıkartıp şükürlerle doldurmaya talibiz.
14 Mayıs’ta sandık başına gideceğiz. Yarınlar nasıl olacak? Nasıl bir Türkiye istiyoruz? Çocuklarımız nasıl bir ülkede yaşayacak? Milletin kaynakları nasıl dağıtılacak? Hep birlikte karar vereceğiz. Şimdi milletimiz için, çocuklarımız için, yarınlar için soruyorum; Siyaset neden var? İşsizliği, umutsuzluğu çözemiyorsa siyaset neden var? Sizi mutlu edemiyorsa siyaset neden var? Hayat pahalılığını bitiremiyorsa siyaset neden var? Hepimizi fakirleşmekten kurtaramıyorsa siyaset neden var? Gençlere iyi bir gelecek veremiyorsa siyaset neden var? Çarşıdaki, pazardaki yangını söndüremiyorsa siyaset neden var? Vatandaşın, sizin dertlerinizi duymayan siyaset neden var? Artık Yeter!
14 Mayıs’ta sandık başına gideceğiz. Yapamayanlar gidecek, yapabilenler gelecek. Bize oy verin çünkü ekonomiyi düze çıkaracak planlarımız hazır. Bize oy verin çünkü Türkiye’yi büyütecek kalkınma ve sanayi planlarımız hazır. Bize oy verin çünkü hayat pahalılığını bitirecek, enflasyonu düşürecek planlarımız hazır. Bize oy verin çünkü Bursa’nın deprem risklerini bitirecek planlarımız hazır. Bize oy verin çünkü çocuklarımıza gelecek hazırlayacak eğitim reformlarımız hazır. Bize oy verin çünkü teknolojide çağ atlatacak eylem planımız hazır. Bize oy verin çünkü tarımı yeniden ayağa kaldıracak eylem planlarımız hazır.
14 Mayıs’ta sandık başına gideceğiz. Yapamayanlar gidecek, yapabilenler gelecek. Kısacası ‘Millet’ kazanacak, biz kazanacağız. Bugün huzurunuzda büyük bir gururla Bursa Kurucu İl Başkanlığı görevimi tamamladığımı ve Demokrasi ve Atılım Partisi 28. Dönem Milletvekili Aday Adayı olduğumu sizlerle paylaşıyorum. Tüm kamuoyuna saygılarımı sunuyorum.”
Mümtaz Öztürk vekaleten atandı
Öte yandan DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz’ün milletvekili aday adayı olmasıyla birlikte boşalan il başkanlığı makamına atama gerçekleşti. DEVA Partisi’nde milletvekili aday adaylığı için istifasını sunan İl Başkanı Serkan Özgöz’den boşalan makama, Genel Başkan Ali Babacan’ın elinden mazbatasını alan Mümtaz Öztürk atandı. Öztürk, vekaleten il başkanı oldu. DEVA Partisi Bursa İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada; “Genel Merkezimizin ilgili kurullarında yapılan değerlendirmeler sonucunda Kurucu Heyet Üyemiz, İl Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Sayın Mümtaz Öztürk, Bursa İl Başkan Vekili olarak atanmıştır.” denildi.