Mustafa Arı
Adalet; düzenli ve dengeli davranma, her şeyin ve herkesin hakkını verme, haksızlıklardan uzaklaşarak orta yolu tutma, bir şeyi yerli yerine koyma, insaf ve eşitlik anlamlarına gelir. Adaletin zıddı zulüm, hıyanet ve insafsızlıktır. Adalet, sadece devlete ve yöneticilere has bir olgu değildir. Adalet, hukuki, içtimai ve ahlakı alanların hepsini kapsar.
Adaletin işleyişi için:
a) Tarafsız olmalı.
b) Güçlünün değil haklının yanında olmalı.
c) Somut delillere göre hüküm vermeli. Şüphe, tahmin, öngörüye adalette yer yoktur.
d) Gecikmemeli.
e) Verilen hüküm işlenen suça denk olmalı. “İslam’ın şartı beş, altıncısı da insaf ve adalet demişler.”
f) Vicdani olmalı.
Adalet sadece mahkemelerde, adliye binalarında aranmamalıdır. Adaleti her fert vicdanında, ruhunda tezahür ettirmelidir.
Bir ferdin, bir ailenin, bir toplumun, bir milletin barış, huzur, güven, birlik ve beraberlik içinde yaşayabilmesi, toplumu ayakta tutan dinamiklerin hakim, diri ve canlı olmasına bağlıdır.
Her Cuma hutbesinde adaletle ilgili bu ayet okunmaktadır. Allah zerre kadar haksızlık etmez;
“Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.” (Enbiya Suresi: 47)
Kur’an-ı Kerim’de ve Hadisi Şerifler’de; her işte adaletli olmayı Allah ve Resulü tavsiye etmiştir.
Devlette adalet, mahkemelerde adalet, insani ilişkilerde adalet, aile içerisinde adalet, eşler arasında adalet, çocuklar arasında adalet, gelin kaynana ve kızı arasında, işçi – işveren; amir-memur arasında adalet, şahitlik esnasında adalet, komşuluk ilişkilerinde, mirasların taksiminde, mirasların taksiminde, imam-cemaat arasında adalet İslam’ın emridir.
İltimas ve ihtirasın olduğu yerde adalet olmaz. Torpil, liyakatsiz kişileri atama, adam kayırma, kendine yakın olanlara öncelik tanıma, aldığı görevin sorumluluğunu yerine getirememe, haksızlıklar yönetimin bozulmasının emanetin ehil olmayanların elinde bulunmasının sebepleridir. Herkese karşı adaletli olmalı. Adaletle verilecek hüküm, kişinin en yakınlarına hatta kendisine bile zarar verecek olsa yine de adaletten ayrılmamak gerekir.
Bir gün gelecek, zalim zulmünün cezasını, mazlum da zilletinin mükâfatını görecek. Hatta boynuzsuz koyun dahi boynuzlu koyundan hakkını alacak. Oysa Toplum sevgiyle kaynaşır adaletle ayakta durur.
Hz. Mevlana’nın adalet ve zulüm hakkında dediği gibi:
Adalet nedir? Meyve ağaçlarını sulamaktır. Zulüm nedir? Dikenleri sulamaktır.