“VATAN PARTİSİ MUTLAKA MECLİSTE OLMALI”

Vatan Partisi Bursa Milletvekili Adayları Karacabeyli Rıfat Narhın ile Ercüment Tezel, gazetemizi ziyaret etti. YÖREM Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nevzat Çakır’la bir araya gelen Narhın ve Tezel, Vatan Partisi’nin ülkenin bekası adına mutlaka Meclis’te olması gerektiğine dikkat çekti. Karacabeyli adaylar, “14 Mayıs’ta Türkiye’de iki parti seçime girecek. Bunlar Vatan Partisi ve diğerleridir. Halkımızın bu kader seçiminde çok dikkatli karar vermelerini istiyoruz. Tam bağımsız Türkiye için Vatan Partisi’ne destek verelim.” dedi.

14 Mayıs’taki seçimlerde “Güçlü Devlet, Üreten Millet İçin Vatan Partisi Meclise” sloganını kullanacaklarını belirten Karacabeyli milletvekili adayları Rıfat Narhın ile Ercüment Tezel, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Hem ekonomide büyük zorlukları aşmak durumundayız, hem de güvenliğimiz için Türkiye’mizin Mavi Vatan’daki, Akdeniz’deki, Ege’deki, içerideki, Suriye’nin kuzeyi ve Irak’ın kuzeyindeki güvenliği için de güçlü devlet kilit değerdedir. Onun için güçlü devlet diyoruz ve bütün çözümlerin temeli olarak da üreten millet, güçlü devlet için Vatan Partisi’nin meclise girmesi Türkiye’nin geleceğini belirleyecek önemli bir gelişme olacak. Bu sistem iki duvar üzerinde duruyor. Mevcut sistem yani Atlantik’e bağlı olan 1980’lerden bu yana inşa edilmiş olan sistem Türkiye’yi 500 milyar dolar dış borca batırdı. Her yıl ödeme açığımız 50 milyar doları buldu. Türkiye ekonomisi batakta, güvenliğimizde ciddi tehditlerle karşı karşıyadır. Sistemin çürüdüğünü hem ekonomiye bakarak görüyoruz, hem de hakim sınıfların, çürüyen, üretemeyen, üreticileri ezen sistemin siyasi partilerinin listelerine baktığımız zaman sistemin çürümesini görüyoruz. PKK’cılar, FETÖ’cüler, bölücüler, ayrılıkçılar, mafya bütün bu Atlantik bağımlısı sistemin partilerinin listelerinde meclise taşınıyor. Türkiye buna elbette başkaldıracaktır. Türkiye halkı bunu hiçbir şekilde kabul etmiyor. Vatan Partisi’nin meclise girmesi hem Türkiye’nin hem de yalnız Türkiye’nin değil Batı Asya’nın, bölgemizin ve bütün insanlığın, dünyanın geleceğini belirleyecek önemdedir.”