“SOĞAN, PATATES VE KIRMIZI ET SİYASETE YEM EDİLMESİN”

Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nuri Karaca, Genel Seçimlere çok az bir süre kala muhalefet ve iktidara mensup tüm siyasetçilerin ağızlarından soğan, patates ve kırmızı et fiyatlarını düşürmemesini eleştirerek, “Bu ürünlerin siyasi malzeme yapılması ve bu önemli ürün fiyatlarının magazinleştirilmesi biz çiftçi ve besicileri derinden üzmektedir.” dedi.

Karaca, “Bu ürünlerin satılamayıp tarlada ve ahırda kalırken, yok pahasına elden çıkarılırken sessiz kalanların, 5-10 senede bir değer fiyatına satılırken bu kadar yaygara koparması ve gündem yaratmalarına bir anlam veremiyoruz. Bunun kime, ne faydası var merak ediyoruz.” diye konuştu.

Soğan ve patatesin iki senedir tarlada kaldığını, 50 kuruşa dahi satılamayıp sürüldüğüne dikkat çeken Nuri Karaca, “Girdi fiyatlarımıza (yem, mazot, gübre, tohum ve tarım ilaçları) yüzde 500’lere kadar zam yapılırken neden sesiniz çıkmadı? Üstüne üstlük, gümrük vergisiz yapılan ithalatlar ve ihracat kısıtlamaları (yasaklamaları) ile bu temel ürünlerin tarlada kalmasının sorumluları kimlerdir?” diye sordu. Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nuri Karaca, şunları kaydetti: “Üretici kesimi, zar zor geçinen dar gelirli vatandaşlarımızın ucuz ve sağlıklı gıda tüketmesini canı gönülden istemektedir. Bunun sağlanması için yapılacak tek şey girdi fiyatlarının düşürülmesi ve devlet desteklemelerinin arttırılmasıdır. İthalat çözüm değildir. Tarım ve hayvancılık ile iştigal eden nüfusun azalması siyasetçileri aldatmasın. Çalışan nüfusun yüzde 60’ının asgari ücret (8.500 TL) aldığı, işsizliğin yüzde 20’lerde olduğu ülkemizde, metropollerde yaşamaya çalışan bu insanların karnını, kırsalda üretime devam etmeye çalışan anne, baba, teyze, yeğen, hala gibi yakınlarının gönderdiği bulgur, salça, tarhana, erişte gibi gıda ürünleri doyurmaktadır. Bu durumu göz ardı eden ve alay eder gibi her gün soğan, patates ve kırmızı et fiyatlarını gündeme getiren siyasetçiler ile siyasi partiler hüsrana uğramaya hazır olsunlar. Biraz hassasiyet, biraz saygı, biraz nezaket… Edep Ya Hu!”