İş ahlakında niyet çok önemlidir. İyi bir niyetle çalışma hayatı ibadet sevabı kazandırır. Ayrıca sanatkarın sanatını iyi icra etmesi, işini sağlam yapması iş edeplerindendir. Allah Teala, birinizin yaptığı işi en güzel şekilde yapmasından memnun kalır.
Yüce Dinimiz toplumun güvenini bozan, huzurunu kaçıran haksız kazanç yollarına izin vermez. Bunun için rüşveti, faizi, tefeciliği, stokçuluğu, karaborsacılığı, yalan ve hileli satışları, her türlü aldatmayı yasaklar. Sevgili Peygamberimiz: “Bizi aldatan bizden değildir.” Kur’an-ı Kerim’de: “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.” buyrulur.
İş ahlakı, doğruluk, güven, saygı ve adalet gibi temel değerleri işimize yansıtmaktır. İşimizi sağlam yapmak, kul ve kamu hakkına riayet etmek, sözümüzde ve özümüzde dürüst olmak, her daim helali gaye edinmek, kazancımıza haram, dilimize yalan bulaştırmamalıyız.
Amir olmanın ahlakı olduğu gibi memur olmanın da ahlakı vardır. Amir olmanın ahlakı ise, hak ve adaletten asla ayrılmamak, himayesindeki kişilere hakkaniyetle davranmaktır. Memur olmanın ahlakı, devletine sadakatle bağlı kalmak, milletine nezaket ve özveriyle hizmet etmektir. İşçi olmanın ahlakı olduğu gibi işveren olmanın da ahlakı vardır.
İşçi olmanın ahlakı, işini sağlam ve kaliteli yapmak, işyerini işverenin emaneti olarak görmektir. İşyerinin imkânlarını şahsi ihtiyaçları için kullanmamaktır. İşveren olmanın ahlakı ise, işçiye huzurlu bir iş ortamı oluşturmaktır. Onu sosyal haklardan mahrum bırakmamak, alın teri kurumadan ücretini tam ve vaktinde ödemektir.
Esnaf olmanın ahlakı, dürüstlükten ayrılmamaktır. Malın kusurunu gizlememek, stok ve karaborsacılığa tevessül etmemek, helal kazancına haram bulaştırmamaktır.
İşimizi sağlam yaparak hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur kılalım. Her işimizde helali gözetelim. Ne aldatan olalım ne de aldanan. Doğruluk ve dürüstlükten, adalet ve hakkaniyetten asla ayrılmayalım.
Ölümden sonra tekrar dirileceğine inanan insan haram kazanca el uzatmaz. Kimseyi aldatamaz. Hile yapamaz. Görevini kötüye kullanamaz. Hangi mesleği yaparsa yapsın hakkını vermeye çalışır. İş hayatında İslâm ahlâkına göre yaşar. Ahirete iman eden kul hakkı yemez. Kimseye zulmetmez. Karıncayı bile incitmez. Haksızlık yapmaktan korkar. Zaten ahirete inanan insan büyük hesaplaşmaya da inanır. Ölüme ve sonrasına hazırlanır. Para kazanmak için değil, helal kazanmak için çalışır. Böylece Rabbinin rızasını kazanır.