Yılmaz Katran
Dostlarım;
Yaklaşık 8-9 yıldır Suriye’den savaş nedeni ile ülkemize gelmeye başlayan mülteci akınının ve onlara eklenen Afgan, Pakistanlı ve Afrikalı yabancıların kimine göre 9, kimine göre 10 milyonu bulduğu, doğru rakamın hükümet dahil tam olarak bilinmediği, bu insanların artık ülkemizde büyük bir sorun olduğunun tartışılmaz bir hale geldiği ve bu duruma bir çare bulmanın kaçınılmaz olduğu bugün her kesim tarafından kabul edilmekte.
Şu anda seçimden yeni çıktık. Ülkemizi ve bizleri 22 yıldır yöneten hükümete beş yıl daha yönetmesi için yetki verildi. Hayırlı olsun dileklerimle başarılar diliyorum.
Şunu öncelikle belirteyim ki maksadım şikâyet değil, durum tespitidir. Hükümetin ilk işi, bir numaralı sorun olarak ülkemizin ekonomik durumudur. Buna öncelik vereceklerine inandığım için çözülmesi gereken bir diğer acil durum olan sığınmacı ve mülteciler konusununda mutlaka detaylıca ele alınması gerekiyor. Buna dikkat çekmek istedim.
Açıkçası kimse durumundan memnun değil. Pahalılık ve fiyatların istikrarsızlığı nedeniyle emekli, esnaf, işçi, köylü, memur geçim sıkıntısında. Şimdi şapkamızı çıkarıp her türlü hesabı yapmanın zamanıdır diye düşünüyorum. Çünkü zaman bunu gösteriyor.
Hesap yaparken ilk olarak bunca senedir sırtımızda bir kambur gibi duran mültecilerin maliyetinin ne olduğundan başlamak lazım diye düşünüyorum. Ben geçmişi pek karıştırmak istemiyorum ancak 100 milyar doların üzerinde bir harcamadan bahsediliyor. Bu durumun da ekonomiye tesirleri büyük! Ancak şu anda bu parayı geri getirmenin imkânı ve çaresi maalesef yok.
Şimdi hesaplara başlayabilirim:
Ülkemizde yaklaşık sekiz milyon mülteci var. Bunlardan en az bir milyonu evde oturuyor. Bu da kiraların artmasına sebep oluyor. Her şahıs günde bir ekmek tüketse, bu sekiz milyon ekmek demek. İki yüz gramdan 2 bin ton, senede 730 bin ton buğday ve tabi mevcut miktarda bu kadar nüfusu karşılamaya yetmiyor diye dışarıdan dolar ile buğday alıyoruz.
Her gün sabah, öğle, akşam yemek için aldıkları malzemeler de yaklaşık yüz lira olarak düşünülürse 800 milyon günde, ayda 24 milyar, yılda ise 288 milyar TL ediyor. Bu kadar malzemeyi tüketiyorlar. Ticaretin kanunudur; arz taleple fiyatlar dengelenir. Bu kadar talep olunca haliyle kaçınılmaz olarak o malzemelerin de talebe göre fiyatları artıyor ve böylelikle dengeler bozuluyor.
Dostlarım;
İş bununla bitse iyi ama bu mülteciler çocuk fabrikası gibi doğum yaparak devletten nakdi yardım alıyorlar. Okullarımızdan istifade ediyorlar. Hastanelerde tedavi görerek bedava ilaç alıyorlar. Ne ilginç ki, ülkeleri savaşta(!) olmasına rağmen bayramlarda memleketine gezmeye gidip gelebiliyorlar. Yavaş yavaş misafir değil de bağdakini kovma durumuna gelen, ülkemin vatandaşlarının olması gereken işlerde çalışan, vergi verilmediği için devletin de vergi kaybına sebep olan ucuz iş gücü diye vasıflandırılan, zar zor bir iş bulmuş işçilerimizin huzurunu kaçıran, iş ahlakını bozan mülteciler, bir de son günlerde özellikle büyükşehirlerde mafya benzeri çeteler kurarak adli vakaların içinde de görülmeye başladılar.
Çok değil, iki üç yıl sonra bu göçmen nüfusunun bu toprakları kanı canı pahasına vatan yapanların mirası olan bu şehirlerde yaşayan evlatlarından daha çok olacağı ve onların amiri, iş ve emir vereni durumuna geleceği sosyal bilgi sahibi kişilerce yazılıp anlatılan bir durum. Şu anda ülkemizde işsiz vatandaş sayımız dört milyon denmekte. Bu boşluğu bu mülteciler dolduruyor.
Dostlarım;
Dış ülkelerden bir miktar para geldiği söyleniyorsa da devede kulak misali pek bir yara kapatacak kadar olmadığı aşikar! Yeni hükümetin bu duruma acilen çözüm getirmesi, çalışma yapması ve çare bulması elzemdir diye düşünüyorum.
Tabii yukarıda saydığım tüm bu hususlara daha çok maddeler eklenebilir. Bu da ekonomiye zararı büyütecektir. Ben devletin hiçbir kademesinde çalışmadım. Senelerce kendi işimi idare ettim. Ukalalık etmek istemem ama görünen köy kılavuz istemez derler. Nasıl ki ticaret hayatında iş sahibi mal alıp satmada kârını çalışanın adedine göre düşünüyorsa, devletimiz de bu 8 milyon mültecinin ülkemize ne faydası var hesabını yaptığında onları ülkelerine geri göndermenin ülkemize senelik 350- 380 milyar TL civarı bir menfaat sağlayacağına inanıyorum.
İşte tüm bu sebeplerden durumun ülkemiz için en kısa zamanda bir numaralı sorun olarak ele alınması ve çözüme kavuşturulması gerekir. diye düşünüyorum. Kalın sağlıcakla…