Ahmet Aygün Ata’nın Kaleminden
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz; Gençliği Seslenişi’nde şu buyruğu veriyordu:
“Ey TÜRK GENÇLİĞİ; birinci görevin Türk Bağımsızlık ve Cumhuriyeti’ni sonsuza dek korumak ve kollamaktır.”
Tehlikeleri de bildiriyordu:
“Seni bu yoldan çevirecek iç ve dış düşmanların olacaktır.”
Ve özünü anımsatıyordu, sonunda:
“Gereksindiğin güç damarlarındaki soylu kanda vardır…”
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Gençliğe Sesleniş yalnızca Türk Gençliği’ne midir?
Süreç içinde gençliği yaşamış her Türk’e buyruktur bu. Ulusunun bağımsızlığını, yurdunun bütünlüğünü koruyup kollamaktır.
Görüldü ki süreç içinde gençliği yaşamış olanlar; ya o yıllarda ya gençlik sonrası zamanlarda emperyalizm ile el ele verenler, emperyalizm kaynaklarından beslenen parti/dernek/devletlerin peşinde gidenler oldu ve oluyor.
Kimi dini kullananlara, kimi etnisiteyi kullananlara, kimi üzeri kapitalizm ile soslanmış çağdaşlık üzerinden emperyalizme bilerek bilmeyerek yardım ve yataklık etti, etmekte ve de ediyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün birinci karakteri; Özgürlük ve Tam Bağımsızlık’tır.
“En büyük eserimdir” dediği Cumhuriyet ise yurttaş olmanın, birey olmanın biricik yoludur. Kula kulluk etmeyi reddeder. Emperyalizme karşı onurlu bir dik duruş buyruğu veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 29 Mayıs 1920’de TBMM gizli oturumunda yaptığı konuşmada son tümcesi şöyleydi:
“İşte biz onlara böyle bir sınırın olmadığını ve bizim için yalnız bir Kilikya (Çukurova) sorunu değil, bir güney sınırı olduğunu ve bu ulusal sınırın kuzeyinde kalan ‘bir toprak zerresini bile düşmanların elinde bırakmayacağımızı ispat için’ Antep kentinin de tahliyesini esas koşul ortaya koyduk ve efendiler bunu sağladık.”
Atamız, yabancı işletmelerin yurdumuza ve ulusumuza verdiği, vereceği zararları şöyle anlatmıştır. 3 Ocak 1921 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na verdiği yanıtta:
“Şimdiye dek ülkemizde ekonomik, siyasal ve bilimsel amaçlarla çalışan işletmeler ya da yabancı kişiler özellikle aşağıdaki amaçlar peşinde koşmuştur;
1- Ülkemiz içindeki çalışmalarından insafsız kâr etmek. Bizim için en az zararlı olanlar bunlardır.
2- Bir bölgede elde ettikleri ekonomik ayrıcalıklara dayanarak, kendilerine ileride oraya sahip olma hakkını sağlamaya çalışmak.
Bu gibilerin bir daha ülkemiz içinde çalışmalarına kesinlikle izin verilmemesi kararlaştırılmıştır. Bu suretle hareket etmekle yalnız kendimize değil, tüm insanlığa olağanüstü büyük bir hizmet yapacağımıza inanıyoruz. Çünkü kuşku yoktur ki, Dünya Savaşı’nın sorumluları bu gibi amaçlar peşinde koşan sermayedar grupları ve onlara alet olan politikacılardır.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz, tam bağımsızlık tanımını şöyle yapmıştır: “Ekonomik bağımsızlığımızı sağlayamazsak Tam Bağımsızlık’tan söz edemeyiz.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz, bağımsızlığı anlatırken 6 Mart 1922’de TBMM gizli oturumunda yaptığı konuşmada şunları söylüyor:
“Hangi bağımsızlık ve özgürlük vardır ki, yabancıların nasihatleri ile yükselsin.”
Gelinen noktada ise bu saptama ve gerçeklere karşı hükümet politikaları, parti programları vardır. Yanı sıra böyle dizayn edilmiş, kurdurulmuş parti/ dernek/ kurum ve kuruluşlar ülkemizin dört yanını adeta parsellemiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü 10 Kasım’lardan 10 Kasım’lara anımsamak, ideolojisi Kemalizm’e sahip çıkmamak onu anlamak değildir. Açıkça Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk Ulusu’na düşmanlık etmektir.
Ey Ulu Atatürk; Açtığın yoldan, kurduğun ülküden ayrılmayacağımıza namus ve onurumuz üzerine and içiyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü minnet ve şükranla anıyoruz…