Dündar Özseçen
31 Mart 2024 tarihinde ülkemiz yine sandık başına gidecek. Yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. Nasıl ki 14 Mayıs 2023’te millet olarak demokrasimize sahip çıkarak yüzde 84 katılımla parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaptık ve Türk milletinin demokrasiyi ne kadar sahiplendiğini dosta düşmana gösterdik. İnşallah 31 Mart’ta da sandıklara gidip oylarımızı kullanarak milli irademizi yansıtıp yerel yöneticilerimizi helal oylarımızla seçeceğiz.
Yerel seçimlerde önce Büyükşehir Belediye Başkanı’nı, sonra İlçe Belediye Başkanını ve Meclis Üyeleri’ni, daha sonra da mahalle muhtarlarını seçeceğiz. Belediye başkanlıkları için önce aday adaylıklarıyla bu şerefli makamlara talip olanlar ortaya çıktı. Sonra da partiler adaylık başvurusunu yapanlar arasından veya yaptıkları temayül yoklamalarıyla halkın kendisine oy vereceğini tespit ettikleri isimleri aday olarak halkın önüne çıkarmaya başladılar.
Belediye seçimleri siyasi partiler ile onların adaylarıyla oluşan bir hizmet yarışıdır. Seçime giren ve adaylığı kesinleşen bütün adaylara başarılar diliyorum. İnanıyorum ki, Karacabey halkı yine üstüne düşeni yapacak, belediye başkanını ve meclis üyelerini layık olan kadrolara teslim edecektir.
Yerel seçimlerin en çilekeşleri ise hiç şüphesiz muhtar adaylarıdır. Çünkü herhangi bir siyasi düşünce ve örgütlenmiş kurumdan destek almadan, mahallelerindeki seçmen vatandaşa ulaşıp onların oylarını alarak seçilmek ve yaşadıkları mahalleye (köylere) hizmet etme mücadelesinin içine girecekler.
Peki birlikte yaşadığımız mahallede içimizden çıkaracağımız bu muhtar adaylarına muhtarlığın ne olduğunu anlatmak için düşüncelerimizi Karacabey halkımızla paylaşalım dedik.
MUHTAR
Muhtarlık veya muhtar ne demektir? Osmanlı’da muhtar (eskiden) reis, şeyh, iğdiş ve imam olarak adlandırılan, kelime anlamıyla ‘seçilmiş kişi’ olarak kullanılan bir ifadedir. 1829 yılına kadar bu böyle sürdü. 1829’dan sonra muhtar ismini aldı ve kurumların adı ‘Muhtarlık’ olarak devam etti.
Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte muhtarlıklar, köy veya mahalle tüzel kişiliğinde yönetimin başı oldu. Ancak Büyükşehir Yasası ile birlikte muhtarların da görev ve yetkilerinde köklü değişiklikler yaşandı. Bilhassa köy muhtarlıkları, tüzel kişilikleri ellerinden alınarak hizmetleri tamamen belediyelere devredildi. Tabii ki bu değişim köy muhtarlarının da işlerini zorlaştırdı. Önceden halktan aldıkları oyun karşılığını hizmet olarak vermeye çalışan muhtarlar, İl Genel Meclisleri’nin ortadan kalkmasıyla tamamen belediye ve belediye bürokrasisine bağlı, onların kendisine sağladığı kadar hizmet üretir duruma geldi.
Burada muhtarın belediye birimleriyle kurduğu diyalog ve yakınlık ön plana çıktı. Bu durum maalesef muhtarın çalışkanlığından ziyade, belediye bürokrasisi karşısında eğilip bükülmesinin de önünü açtı. Tabii halkın oylarıyla seçilmiş bir kişi bu durumu hiç hak etmiyor diye düşünüyorum. Kaldı ki bu uygulama mahalleler arasında eşit hizmet alma, halka hizmetin eşit olarak sunulmasının da önünde engel teşkil etmektedir. Muhtarın yatırım becerisinden ziyade, başarısı bürokrasiye yakınlığıyla ölçülür oldu. Ve halk arasında muhtarlar ellerinde olmayan yatırımlar için toplum içinde ‘çalışan muhtar-çalışmayan muhtar’ olarak anılır oldular.
Oysa ki mahallelere yapılan hizmetlerin planlaması belediye eliyle yapılmaktadır. Yani hizmeti yapan da yapmayan da belediyelerdir. Maalesef bu konuda muhtarların herhangi bir inisiyatifi bulunmamaktadır. Halkın seçtiği ancak hiçbir yaptırım yetkisi olmayan muhtarlarımıza bu haksızlığı reva görmek kabul edilebilir değildir. Muhtarlık Kanunu’nda yeni bir düzenleme yapılması gerektiğine inanıyorum.
Örneğin halkın oylarıyla seçilen muhtarlar, mahallelerini temsilen belediye meclislerinin de doğal üyesi olmalıdır. Meclis toplantılarına katılıp mahallelerindeki sorunları bu toplantılarda dile getirebilirler. Kapalı kapılar arkasında sürdürülen ikili ilişkilerle mahallelerine hizmet almaya çalışan muhtarlarımız, belediye meclisinin doğal üyesi olurlarsa dile getirilen sorunların belli bir plan dahilinde çözümü de kolaylaşacak, hizmetler eşit ve adil olarak ilçe ve mahalle halkının kullanımına sunulmuş olacaktır.
Sevgili muhtarlarımızın bugün halk arasında en fazla eleştiri aldığı konu ‘maaşları’dır. Maalesef muhtarların aldıkları maaşlar neredeyse gözlerine sokulmaktadır. Muhtarların aldığı maaşlar devletimizin ve Maliye Bakanlığı’nın işidir. Bizim bu konuda bir sözümüz olamaz. Bizim gördüğümüz halktaki genel düşüncedir. Bu söylemlerin önünü almak, muhtarlarımızın biraz olsun itibarlarını artırmak, onların aslında işlerinin hiç de öyle göründüğü gibi kolay olmadığını ortaya çıkarmak için muhtarlarımız belediye meclislerinin doğal üyeleri olmalıdır.
Seçime katılan ve aday olan bütün muhtarlarımıza kolaylıklar diliyorum. Umarız bundan sonra seçileceklerin önleri açılır, halk arasında ‘muhtarlar ne iş yapıyorlar’ serzenişlerinin önüne geçilir.
Yerel seçimler vatanımıza, milletimize hayırlı olsun.