Ahmet Aygün Ata
Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük şansızlığı ulusal bayramlarımızın, Cumhuriyetimizin duyurulmasının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasının, Çanakkale Utku’muzun, Zafer Bayramı’mızın 100. yıldönümlerinin AK Parti iktidarları dönemine rastlamış olmasıdır.
Ulus, yurt bilinci olmayan; ulusal değerler yerine dini ticaretleştirmiş, ulusu varlıklarımızı rantiyeye açmış, peşkeş çekmiş bir iktidarlar silsilesi var 22 yıldır…
Geçtiğimiz Pazartesi sabahı Belediye Kültür Merkezi’nin önünden geçerken karşıdaki kahvehaneye oturdum. Sözde Çanakkale Utkumuzun yıldönümü kutlanacaktı!
Düzensiz yürüyüşlü, karman çorman giyimli öğrenciler geldi. Bir de Çanakkale’de ‘Kefensiz’, yemenisiz ayakları ile savaşanlar geldi gözümün önüne. Hayıflandım.
– Bu öğretmenler ve bu öğrenciler o büyük destanın bilincinde bile değil. İşgal edilmeye çalışılan bir yurt, bizim yurdumuz ve bugün…
Koskoca ÇANAKKALE UTKUMUZ bir salona sığdırılmıştı.
Yarınlarımızı adadığımız çocuklarımız gayr-ı milli bir iktidarın eliyle, ne idüğü belirsiz İsrailiyat ideolojisini temel edinmiş cemaat ve tarikatların güdümüne sokulmuştu.
İmam Hatip mezunlarından artık Allah’a inanan ama dinlere inanmayan yani Deist gençler yetişiyor. Uyuşturucu kullanma yaşı 11’e iniyor. 12-13 yaşındaki kız çocukları cemaat ve tarikatların elinde dedesi yaşındaki adamlarla evlendiriliyor. Bir AK Partili ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyebiliyor. Her türlü sapkınlığın ve vatan hainliğinin yataklarından cemaat ve tarikatlar hem iktidar hem muhalefetçe ‘Ülkenin gerçeği’ olarak sunuluyor.
Bu mudur Yerlilik ve Millilik?
Bu mudur, yarınlarımızı adadığımız çocuklarımıza reva gördüğünüz?
Bu mudur, inançlı kuşak dediğiniz!
Nerenin yerlisi, kimin millisi olduğu bilinmeyen bir iktidar!
Ya ticari dinle, ya buna karşıtmış gibi gösterilen Batı taklitçiğinin tuzağına sürüklenmiş; Gençlik ve Çocuklarımız…
ÖNEMLİ:
Çanakkale Utkumuzun anlaşılabilmesi için Sayın Cahit Önder’in, “Doğumunun 100. Yılında Atatürk’ün Silah Arkadaşları Yaşayan Çanakkaleli Muharipler” kitabını salık veririm. 1983 yılında yayınlanmış bu kitabı okuduğunuzda ‘destanın’ nasıl yazıldığını göreceksiniz. Şimdi hepsi Tanrı’ya kavuştu. Uğruna canlarını sundukları vatan toprağında yatıyorlar. Peki ya biz ne yapıyoruz?
Çanakkale Utkumuzun Komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüze, silah arkadaşlarına ve kahraman muhariplerimize Tanrı’dan rahmet diliyorum.
Umarım bizlere haklarını helal ederler…