Toplumun yaklaşık yüzde 30’unda tansiyonunyüksek olduğunu vurgulayan Bursa Şehir Hastanesi’nden Kardiyoloji Doç. Dr. İsmet Zengin, buna rağmen hipertansiyon hastalarının yarısının bu durumdan haberdar olmadığına dikkat çekti.
Bursa Şehir Hastanesi Kardiyoloji Doç. Dr. İsmet Zengin, Dünya Hipertansiyon Günü kapsamında açıklamalarda bulundu. Hipertansiyonun kan basıncı değerinin yüksekliği ile seyreden bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Zengin, “Daha açık bir ifadeyle, belli ölçümlerde büyük tansiyon değerinin 14, küçük tansiyon değerinin ise 9’un üzerinde olması hipertansiyon olarak adlandırılır. Toplumun yaklaşık yüzde 30’unda hipertansiyon bulunur fakat orandaki bu yüksekliğe rağmen, maalesef çoğu kişi hipertansiyon hastalığının farkında değildir. Bu durum bireyler açısından riskler oluşturmaktadır. Çünkü hipertansiyon, kalp krizi, böbrek yetmezliği, felç gibi ciddi rahatsızlıklara neden olabilmektedir.” dedi.
Düzenli kontrol şart
Belli aralıklarla yapılan basit ve maliyetsiz ölçümlerle hipertansiyon tanısının rahatlıkla konulabildiğinin altını çizen Doç. Dr. Zengin, “Tanısı konulduktan sonra ise, tedaviye uyum sağlandığı sürece, başarı oranları yüksektir. Bu arada, hipertansiyonun tedavisi, yalnızca ilaç tedavisinden ibaret değildir. Öncelikle, hipertansiyon rahatsızlığına sahip bireylerin, yaşam tarzı değişikliği dediğimiz, tuz alımının günde ortalama 6 gram olacak şekilde ( yaklaşık 1 çay kaşığı) kısıtlanması, yoğun tuz içeriğine sahip turşu, sucuk, salam vb. gıdalardan uzak durulması, sigaranın bırakılması, fazla kiloların verilmesi ve düzenli fiziksel egzersiz yapılması gibi hususlara dikkat etmeleri gerekmektedir.” diye konuştu.
Son olarak tedavide hekimin uygun göreceği bir ilacın da gerekli olabileceğini belirten Doç. Dr. Zengin, “ Saydığımız yaşam tarzı değişiklikleri yapılmadan ilacın etkinliği yeterli düzeye ulaşmayabilir. Ayrıca sağlıklı bireylerde de sıralanan bu yaşam tarzı önerileri, hipertansiyon gelişimini engelleyebilir veya geciktirebilir.” şeklinde konuştu.