Mustafa Arı
Akıl, Allah’ın insana verdiği en büyük nimetlerinden biridir. Allah Kur’an-ı Kerim’de: “Hiç düşünmez misiniz, hiç akletmez misiniz? Ancak akıl sahipleri hakkıyla düşünüp öğüt alırlar, akıl sahipleri ve düşünenler için yerde ve gökte birçok ibretler vardır.” gibi ayetlerle bizleri uyarmakta ve aklın ve düşünmenin önemine dikkat çekmektedir.
Akıl doğru kullanıldığında bir nimet, yanlış kullanıldığında bir beladır. İnsan aklını Kuran ve sünnet ışığında kullanmalıdır.
İnsanın aklını yönlendiren dört etken faktör vardır. İkisi iyiliğe yönlendirir, ikisi kötülüğe, yönlendirir. İyiliğe yönlendiren Melek ve Vicdandır. Kötülüğe yönlendiren ise Nefis ve şeytandır.
İslam dini akıl sahibi insanları sorumlu tutar. Aklı olmayanın dini de yoktur. İslam’a göre akıllı insanlar Allah’ın tekliflerinden sorumludurlar. Üç kişiden sorumluluk kaldırılmıştır. İyileşinceye kadar akıl hastası olan deliden, uyanıncaya kadar uyuyandan, buluğ çağına erinceye kadar çocuktan.
Peygamberimiz: “Akıllı kimse nefsini kontrol altına alıp (her türlü günahlardan korunmaya çalışarak) ölümden sonraki hayat için hazırlık yapan; Aciz (aklını gereği gibi kullanmayan) insan da, nefsinin hevasına (istek ve tutkularına, kötü arzularına) uyup da Allah’tan (olmayacak şeyleri) temenni eden kimselerdir.” buyurmuştur.
Aklımızı kullanmaz, his ve duygularımızla hareket edersek, çok geçmeden üzülür ve zamanla kaybedenlerden oluruz. Hz. Muhammed, “İnsanlara akılları nispetinde konuşun.” demiştir.
İnsan aklını Kur’an ve sünnet ışığında kullanmalıdır. Bir ayette: “Şayet aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi cehennemin şu alevli mahlukları arasından olmazdık.” (Mülk Suresi: 10) diyenler olacaktır.
Diğer ayetlerde: “Aklını kullanmayan, Şeytan’ın adamı olur.” (Nisa 119), “Aklını kullanmayan, düşmanın oyuncağı olur.” (Ali İmran 118), “Aklını kullanmayan, nefsinin esiri olur.” (Furkan 44), “Aklını kullanmayan, cehaletin kurbanı olur.” (En’am 140).
Akıl nimetiyle donatılan insan, aklını yaratılış gayesine uygun kullanırsa kalbi güzelleşir, hayatını değerlenir, seven, sevilen, saygı gösteren ve saygı duyulan insan olur. Daha da önemlisi Allah’ı seven ve Allah’ın sevdiği bir kul olur. Aklını doğru kullanarak hem dünya hayatını ve hem de ahiret hayatını cennete çevirenlere ne mutlu!
CENNET-CEHENNEM EHLİ KİMLERDİR
Peygamber Efendimiz: “Size Cennet ehlini haber vereyim mi?” buyurmuş. Sahabeler: “Evet, haber ver” demişler. Efendimiz: “Her zaîf olan ve halk tarafından zaîf görülen (mütevazı) cennet ehlidir. Allah’a yemin etse, yeminini yerine getirir.”
Peygamberimiz sonra; “Size cehennem ehlini haber vereyim mi?” buyurdu. Sahabeler: “Evet” dediler. Efendimiz şöyle buyurmuş: “Katı yürekli, husumeti şedit, zorba, zalim, hayırdan alıkoyan ve büyüklük taslayan kimselerdir.”
Cennet ehli hakiki iman sahibi olanlardır. Namazını huşu içinde kılanlardır. Orucunu tutup kendini tutanlardır. Zekatını tam manası ile verenlerdir. Layıkıyla haccını yapan ve onu koruyanlardır. Faydasız ve boş işlerle zaman kaybetmeyenlerdir. Cennet ehli ırzlarını ve namuslarını koruyanlardır. Kibirsiz hayat süren müminlerdir. Gösterişsiz ibadet eden ve hayatını mütevazi geçirenlerdir. Şeytandan kaçar gibi yalandan kaçan kimselerdir. Nefsine yenilmeyen, şeytana uymayan, her zaman nefis ve şeytanla cihat eden kimselerdir. Mazlum, mağdur olan kimselerdir. Her daim zikir ve istiğfarda bulunan kimselerdir Cennet ehli cömert olan kimselerdir.
Verdiği sözde duran ve vaat ettiğinde vadinden dönmeyen kimselerdir. Emanetleri koruyan ve onu sahibine tam mülkiyetle teslim eden kimselerdir. Haddini aşmaz ve bir haksızlık yaptığında farkında olunca hemen haksızlıktan dönen kimselerdir. Allah’ın adı anıldığında kalbi ürperen kimselerdir. Allah’ı ve Resulünü her şeyden çok seven kişilerdir. Kıskançlıktan ve hasetten uzak duran kimselerdir. Merhamet sahibi olan kimselerdir. Kuran okuyan ve O’nu tefekkür eden kimselerdir. Fakirlere, yoksullara, yetimler ve ihtiyaç sahiplerine kol kanat geren ve onların sıkıntılarını madden ve manen gidermeye çalışan kimselerdir. Emri iyiliği emreden ve tebliğde bulunan ve kötülüğü men etmeye çalışan kimselerdir.
İyilik yapmada sabır ve kötülüğe düşmemede sabreden kimselerdir. Allah’a karşı gelmekten sakınan kişilerdir. Cennet ehli Kuran ve sünnete göre ameli salih işleyen ve hayatını Allah’ın rızasına göre geçiren ve müminlerin kardeşliğinde hayat süren kimselerdir.
Cennetin kapıları;
1- SALAT KAPISI: Namaz kılanların gireceği cennet kapısıdır.
2- CİHAT KAPISI: Cihat edenlerin gireceği cennet kapısıdır.
3- SADAKA (ZEKAT) KAPISI: Sadaka verenlerin girecekleri cennet kapısıdır.
4- REYYAN KAPISI: Oruç tutanların girecekleri cennet kapısıdır.
5- HAC KAPISI: Hac yapanların girecekleri cennet kapısıdır.
6- AF KAPISI: İnsanları af edenlerin girecekleri cennet kapısıdır.
7- EYMEN KAPISI: Tevekkül ehlinin gireceği cennet kapısıdır.
8- ZİKİR (İLİM) KAPISI: İlim ehli veya zikir ehli olanların girecekleri cennet kapısıdır.
Cennetlikler cennete girince bir kimse şöyle seslenir: “Siz cennette ebediyen yaşayacak, hiç ölmeyeceksiniz. Hep sağlıklı olacak ve hiç hastalanmayacaksınız. Hep genç kalacak, hiç ihtiyarlamayacaksınız. Hep nimet ve mutluluk içinde olacak, hiç keder ve sıkıntı çekmeyeceksiniz.”
Allah bizlere dünyada cenneti kazanacak salih ameller işlemeyi ihsan eylesin. Allah bizleri cennette Efendimize komşu eylesin. Herkesin kaderi kendi boynuna asılmıştır.