İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Selçuk Türkoğlu, yine sıra dışı bir protestoya imza attı. BUSKİ’deki zimmet skandalını gündeme taşıyan Türkoğlu ve partililer sarı yelek giyerek, düdük sesleri eşliğinde Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve BUSKİ Genel Müdürüne kırmızı kart gösterdiler.
Selçuk Türkoğlu yaptığı açıklamada, “BUSKİ’de zimmet borusu patladı oluk oluk skandal akıyor! Genel müdür koltuğunda keyif çatıyor, Alinur Aktaş da seyre bakıyor! Kurumdaki denetim mekanizmasını kaldıran Genel Müdür ve bunu onaylayan Alinur Aktaş, skandalın müsebbipleridir.” şeklinde konuştu.
Türkoğlu’nun açıklaması şöyle: “Bugün burada neden toplandık biliyor musunuz? 22 yıllık Ak Parti iktidarında, kamu kuruluşlarının pek çoğunun çürümüşlüğünü… Liyakatsiz, sorumsuz, iş bilmez yöneticilerinin vurdumduymazlığını… Kamu yararı gözetmek gibi bir kaygının asla kalmadığını göstermek için toplandık. Memleketin maalesef bu hazin gerçeğini; Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin en hayati kurumu olan BUSKİ örneğiyle açıklayacağız…
Bundan bir buçuk ay önce, basına da “BUSKİ SKANDALI” başlığıyla yansıyan bir rezalet yaşandı, biliyorsunuz. Neydi o skandal önce onu özetle bir hatırlayalım. Bir vatandaşın hesabına BUSKİ’den 98 bin 745 TL para geliyor. Vatandaş bir anlam veremiyor, durumu ilgililere bildiriyor ve ne olur ne olmaz diyerek parayı iki gün içinde BUSKİ’ye iade ediyor. Aynı gün içinde 5-6 vatandaşın ismine de aynı miktarlardaki paraların gönderildiği ortaya çıkıyor.
İlk belirlemelere göre 150 milyon TL, sonrasında 400 milyon TL’ye vardığı iddia edilen bir para sirkülasyonunun olduğu belirleniyor.
Neydi o skandal önce onu özetle bir hatırlayalım. Gemlik Arıtma’da çalışan bir şahıs, bir tanıdığına “Benim yevmiyeler yatacak, hesabımda bloke var, senin IBAN’ınını versem de sana yatırsalar, sen de bana verirsin” diyor. IBAN’ını gönderen şahsın hesabına BUSKİ’den 14 Aralık’ta 98 bin 745 TL para geliyor. Vatandaş bu meblağa anlam veremiyor, 98 bin liralık yevmiye mi olur şüphesiyle meclis üyemiz Mehmet Temirtaş’a ulaşıyor.
Dekontu gönderiyor. Meclis üyemizin ve avukatının tavsiyesiyle ne olur ne olmaz diyerek parayı BUSKİ’ye iade ediyor. Meclis Üyemiz sorumlu muhalefet anlayışıyla BUSKİ genel müdürüne dolandırıcılık olabileceği şüphesiyle olayı öğrendiği gecenin sabahında yani 15 Aralık’ta bildiriyor.
Geri dönüşte bir sıkıntı olmadığı, rutin bir ödeme olduğu söylenince, tekraren genel sekretere durumu aktarıyor. Ve böylece BUSKİ kasasının hortumlanan borusu patlıyor!
Anlaşılıyor ki, aynı gün içinde 5-6 vatandaşın ismine de aynı miktarlardaki paraların gönderildiği ortaya çıkıyor. İlk belirlemelere göre 150 milyon TL, sonrasında 400 milyon TL’ye vardığı iddia edilen bir para sirkülasyonunun olduğu belirleniyor.
İddia diyoruz; Çünkü soruşturma açıldıktan sonrası tam bir muamma! Dosya, nedendir bilinmez kamuoyundan püsüm püsüm saklanıyor! Soruşturma tutanakları, ifadeler, meselenin hangi isimlere kadar uzandığı gizleniyor.
Mesela ben bir milletvekili olarak dosya hakkında bilgi almak için arıyorum. Savcılık kapı duvar! Yahu neyi gizleyip saklıyorsunuz? Kamu yararı adına açılan, adı da kamu davası olan bir dosya ile ilgili gelişmeleri gizlemenize sebep olan ne tür bilgilere ulaştınız da bu ‘perdelemeyi’ yapıyorsunuz?
Hadi bunu geçtik… Yönetim zafiyeti olduğu ayan beyan ortadayken, olay henüz soruşturulurken, bu skandala yol açan Genel Müdür ve yardımcıları, neden halen koltukta oturmaya devam ediyor?
Soruşturmanın selameti açısından, delillerin karartılma ve yok edilme ihtimali olduğu biline biline, Genel Müdür dahil olmak üzere ilgili daire müdürleri, sorumluluğu olan genel müdür yardımcıları görevlerini hangi gerekçeyle sürdürüyorlar?
Hadi onlar utanma, arlanma duygusundan bi haber…
Peki Büyükşehir Belediye Başkanı ne iş yapar?
“Derhal soruşturma açtırdık, gereğini yapıyoruz” diyen Sn. Alinur Aktaş, bugünlerde oy istediği Bursalılara tatmin edici cevap vermek zorundadır. BUSKİ’de ‘zimmet borusu’ patlamış, oluk oluk skandal akıyor! Genel müdür koltuğunda keyif çatıyor; Alinur Aktaş da seyre bakıyor! Bizim de, vatandaşın da gördüğü tablo aynen bu…
Onlar istedikleri kadar susadursun. Bu skandalın gerçek sebebini açıklamak yine bize düşüyor. İşte BUSKİ soygununun nedeni!
2021 yılına kadar BUSKİ’de İç Denetim Mekanizması var ve sorunsuz işliyor. 2022 yılından bu yana ise İç Denetim Birimi bulunmuyor, çünkü Genel Müdür tasarrufuyla kaldırılıyor.
Bu şu demek: BUSKİ’nin ikinci üçüncü şahıslarla yaptığı sözleşmeler, Ön Mali Kontrolden geçer, bunu da Denetim Birimi yapar. Ama o birim kaldırıldığı için, denetim falan hak getire!
Nitekim Sayıştay’ın BUSKİ ile ilgili 2022 raporundan bu durumu ‘somut bulgu’ olarak tespit ediyor. Ve o bulguda aynen şöyle diyor; “Kurumda ön mali kontrol sisteminde yetersizlik bulunmaktadır. Ön mali kontrolden geçmesi gereken sözleşmelerin anılan birim tarafından kontrol edildiğine dair bilgilere rastlanmamıştır. Kurumda atanmış iç denetçi ve dolayısıyla iç denetim birimi ile bunların üretmesi gereken herhangi bir rapor bulunmamaktadır.”
Aynı raporda Sayıştay bir başka somut bulguya da şöyle dikkat çekiyor: “BUSKİ’de borç stoku kanuni limitleri aşmıştır.
Şöyle ki; 5393 Sayılı Belediyeler Kanununa göre Belediyeler, önceki yıl gerçekleşen Bütçe + Yeniden Değerlendirme sonucu bulunacak rakamın en fazla 1,5 katı kadar borçlanabilir.
BUSKİ’nin 2020 yılı sonu bütçe geliri: 1 milyar 211 milyon 313 bin TL. Yüzde 9,11’lik yeniden değerleme oranı uygulandığında ve bunun 1,5 katı alındığında borçlanma stoku tavan rakamı 1 milyar 882 milyon 496 bin TL oluyor. Oysa kurumun 2021 yılı sonu mali bilançosuna göre 2 milyar 123 milyon 521 bin TL borcu bulunuyor. Özetle kanundaki mevzuat hükmüne aykırı hareket edilmiştir.”
Gördüğünüz üzere; Sayıştay’ın kapı gibi iki bulgusu var ve kötü yönetimin resmi belgesi olarak raporlara da yansıyor. Sonuç? Ortada milyonlarca liralık zimmet skandalı var.
Devlet denetim kurumu olan Sayıştay’ın da bu skandalın sebebini açıkladığı resmi raporu var. Vatandaşın gözünün içine baka baka; BUSKİ sistemli bir şekilde 6 yıldır soyuluyor. Daire başkanları uyuyor, Genel Müdür Yardımcıları uyuyor, Genel Müdür uyuyor. Büyükşehir Belediye Başkanı da uyuyor…
İşte orada içeride halen daha koltuğunda oturmaya devam eden bir sorumsuz Genel Müdür var. İşte öte yanda da vatandaştan hangi yüzle oy istediğini bilemediğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı var!
Kirlettikleri görevlerindede utanmadan, arlanmadan oturmaya devam ediyorlar. Kul hakkını hiç ettikleri vatandaşla da, “Bize 5 yıl daha müsaade edin, sizi daha fazla soyalım!” diyerek dalga geçiyorlar!
Biz şimdi sormaz mıyız; Be hey mübarekler! Sizin istifa etmeniz için daha ne olmalı? Mesela bu millet daha ne yaşamalı da siz çekip gitmek zorunda kalasınız! Bu ne pişkinliktir! Bu ne utanmazlıktır! Anlaşıldı, sizin gitmeye pek niyetiniz yok. İşte 31 Mart geliyor. En büyük hakem olan vatandaş düdüğü çalacak ve size kırmızı kartı işte böyle gösterecek.”