Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, gerçekleştirdiği basın açıklamasında gündemi değerlendirdi. Kovid-19 salgını ile ülkemizin ve dünyanın büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını belirten Koçak, dünya hükümetlerinin bu süreçte alacakları kararların önümüzdeki süreci şekillendireceğini ve değişime kapı aralayacağını kaydetti.
Başkan Koçak, dünyada birçok hükümet vatandaşı için ekonomik paketler açıklarken, hükümetin yardım kampanyası başlatmasının 18 yıl boyunca takip edilen tüketime ve faize dayalı politikaların bir sonucu olduğunu belirtti. Tüketime ve faize dayalı politikalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Koçak, bu dönemde toplumu kutuplaştırmaktan herkesin kaçınması gerektiğini belirterek, “Biz bize ancak hepimiz bir olursak yeteriz” dedi.
Ülkemizde vakaların görünmeye başladığı ilk günde hızlı test ve hızlı izolasyon için var olan zamanın değerlendiremediğini ifade eden Koçak, sürecin yoğun bakımda yatan bir hasta gibi düşünülmesi gerektiğini belirterek, “Yoğun bakımda yatan hastanın tedavi olmak dışında bir gündeminin olmaması gerekir, olamaz da; ama gelin görün ki durum bizde böyle değil maalesef” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada birçok hükümet vatandaşı için ekonomik paketler açıklarken, hükümetin yardım kampanyası başlatmasının 18 yıl boyunca takip edilen tüketime ve faize dayalı politikaların bir sonucu olduğunu belirten Koçak, şunları kaydetti: “Hazine bu yıl 130 milyar faiz ödemesi yapacak. Sadece faiz ödemesini finanse etmek için yaklaşık 13 milyar kez Korona yazıp 8119’a mesaj göndermek gerekiyor. Kamunun net borcu 693,1 milyar lira. Bu borcu ödeyebilmek için 69 milyar kez korona yazıp 8119’a mesaj göndermek gerekiyor. Bugün hiç faiz ödemesi yapılmasa bile bütçe açığı 24 milyar lira. Bütçe açığını kapatmak için 2,4 milyar kez korona yazıp 8119’a göndermek gerekiyor. Sadece makam araçlarının kirasını karşılamak için 56 milyon kez korona yazıp 8119’a göndermek gerekiyor.” dedi.
Ülkemizde neredeyse her konuda olduğu gibi salgın konusunda da bir bölünmüşlüğün yaşandığına dikkat çeken Koçak, bu durumun Kovid-19 kadar tehlikeli bir durum olduğunu söyledi. Koçak, birçok yersiz ve gereksiz tartışmalar üzerinden de bu bölünmüşlüğün derinleştirildiğini vurguladı. Dünya üzerinde en zengin bitki florasına sahip ülkelerden biri olmamıza rağmen bu doğayı istenilen düzeyde kullanamamaktayız. Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının ortaklaşa yürütecekleri projelerle tıbbi aromatik bitkiler ve bu zengin doğa, toplumumuza şifa olarak geri kazandırılmalıdır. Bununla ilgili acilen bir enstitü kurulmalıdır.
Örgün eğitime devam edilemeyen şu günlerde öğrenci harçları da geri ödenmelidir. Uzaktan eğitim yöntemi ile özellikle ihtiyaç duyulan alanlarda (yazılım gibi) gelişim sağlanması için çaba harcanmalıdır. Nüfusun büyük çoğunluğu kentlerde yaşamak durumunda kalıyor. Buna yönelik tedbirlerde alınmalı.”
Bu süreçte üzerlerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirmekten geri durmayacaklarını belirten Koçak, sürecin kontrol altında ilerleyebilmesi için de partilerinin daha önceden kamuoyu ile paylaştığı önerileri şöyle tekrarladı: “Karantina tedbirlerinin daha sıkı bir şekilde başka hesaplar yapılmadan bir an önce alınması gerekmektedir. Sağlık personelinin daha iyi korunması, şartlarının iyileştirilmesi, sadece kendilerine değil ailelerine de destek olunması gerekmektedir. Kredi paketleri dışında sürece ekonomik katkıda bulunulması şarttır. Faturaları online ödeme ya da ötelemeyi öngören değil; sürecin mağdur ettiği kimselerin tespit edilerek faturalarının bu süreç içinde karşılanması gerekmektedir.
koronaya yakalanmış kişilerin ailelerine yardım edilmeli. Koronadan dolayı vefat eden muhtaç durumdaki ailelere yardım edilmeli. Devletin tüm kademelerinin yerel bazda ortak çalışmasına katkı sunacak bir koordinasyon çatısı oluşturulmalı; bu, hem sürecin atlatılmasında hem de sonrasında yaraların sarılmasına katkı sağlayacaktır. Şimdiye kadar neden böyle bir sağlık politikası öngörülmediği; aşı yapmak, geliştirmek yerine dışa bağımlı aşı ve ilaç politikasının güdüldüğü sorgulanmalıdır. Tıpkı bu süreçte önü açılan yerli sağlık cihazı üretimi gibi başta aşı olmak üzere ilaç ve geleneksel tıp ve modern tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinin de ilkesel bir yaklaşım olarak kalıcı devlet politikası haline getirilmesi gerekmektedir.”
Bu dönemde toplumu kutuplaştırmaktan herkesin kaçınması gerektiğini dile getiren Koçak, “Birbirimizi suçlamak, yaftalamak yerine, korona ile mücadele önerilerimizi anlatalım. Bu ülke için, bu millet için yapacaklarımızı anlatalım. Öfkeyle, nefretle değil sağduyu ve nezaketle hareket edelim. Bu ülke için en büyük tehlike kutuplaşmadır. Oy devşirmek için toplumu germek, siyaseti savaş gibi göstermek, milli-gayri milli gibi tanımlara girmek bu millete yapılabilecek en büyük kötülüktür. Yürünecek çok yol, yenilmesi gereken tehlikeli bir salgın var önümüzde ne yol yalnız yürünür, ne de salgın tek başına atlatılır. Biz bize ancak hepimiz bir olursak yeteriz.” diyerek basın toplantısını sonlandırdı.