Saadet Partisi İlçe Başkanı Koçak, ekonomik anlamda büyük bir yangın yaşandığını söyledi:
Düzenlediği basın açıklamasında gündemin öne çıkan konu başlıkları hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınındaki son durumla ilgili görüş belirten Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, “Ülkemizde vakaların azalması bizi sevindirmekte, umutlarımızı artırmaktadır. Ama ne olursa olsun, tedbirler noktasında dikkat edilmeli, bilim kurulunun kararları ‘ama’sız ve ‘fakat’sız uygulanmalıdır. İkinci dalga tehlikesine karşı ise teyakkuz elden bırakılmamalıdır.” dedi.
Koronavirüsle en ön safta mücadele eden sağlık çalışanlarına teşekkürlerini sunarak sözlerine devam eden Koçak, “Sağlık çalışanları canlarını dişlerine taktılar çalıştılar, onlar bizim gururumuz oldu. Bize düşen ise hiç değilse bu çabalarına bir miktar karşılık verebilmek. Bu sebeple hükümete önerimiz, bütün sağlık çalışanlarına 1 maaş ikramiye verilmesidir. Emeklerini asla karşılamaz ama gönül almak adına bu uyarımızın dikkate alınmasını arzu ederiz.” çağrısında bulundu.
Büyük dramlara neden olan iki tarihi olayı anmak istediğini belirten Başkan Koçak, “Birincisi 21 Mayıs 1864’te yaşanan Çerkez sürgünü, ikincisi ise 18 Mayıs 1944’te yaşanan Kırım sürgünü. Her iki sürgün de içinde acılar barındıran büyük bir dramdır. Ben sürgünde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor; bu sürgünün aziz ve acı hatıralarını en kalbi duygularımla anıyorum.” dedi.
Yaşanan bu olaylar üzerinden birtakım hatırlatmalarda bulunmak istediğini kaydeden Zeynel Abidin Koçak, “Kırım sürgünü deyince akla gelen isim kim, Stalin? Stalin, SSCB’nin başında uzun yıllar hüküm sürdü, muhalefeti susturdu, keyfi bir yönetim icra etti. Tek adamdı, kimsenin konuşmaya hakkı yoktu. Stalin giderse faşizm gelir korkusunu hakim kılarak istediği gibi at koşturdu. Yeri geldi muhaliflerini yargıladı, yeri geldi yüz binlerce Kırım Tatarı’nı yurtlarından etti. Peki, sonuç ne; Stalin’in yıkılmaz zannedilen saltanatı da yıkıldı gitti. Bugün kendisini hayırla anan var mı? Yok. Tarih, ibretler tablosudur; bakıp ibret almalıyız. Ben buradan herkese bu konunun ibret olmasını diliyorum. Muktedirler unutmamalı ki; sonsuz iktidar yoktur, her iktidar bir gün son bulur, asıl olan gönüllerde taht kurmaktır.” ifadelerini kullandı.
Partilerinin İnsan Hakları ve Hukuk Politikaları Kurulu tarafından hazırlanan “Yeni İnfaz Düzenlemesi ve Olası Sonuçları Raporu” ile Türkiye’deki ceza infaz kurumlarının tablosunun gözler önüne serildiğini dile getiren Koçak, hazırlanan rapor üzerinden şu verileri paylaştı: “Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 366 ceza infaz kurumu bulunuyor. Toplam kapasitesi 233 bin kişi olarak açıklanan cezaevlerinde bulunanların sayısı 294 bin kişi idi. Düzenleme ile birlikte toplamda 90 bin kişi çıkmış olacak.”
Raporda, ceza infaz kurumlarındaki öngörülemeyen artışın karşılanması amacıyla yeni ceza infaz kurumlarının yapılacağının kaydedildiğini belirten Başkan Koçak, “İşte Türkiye’nin acı tablosu budur! Sen iktidar olarak fabrika yapmazsan cezaevi yapmak zorunda kalırsın. İnsanların ceplerini dolduracak bir ekonomik programın yoksa, gönüllerini doyuracak ahlaki kalkınma programın yoksa, zihinlerini dolduracak eğitim programın yoksa daha çok cezaevi yapmaya devam edersiniz.” dedi.
Koronavirüsün tüm gündemleri gölgede bırakıyor olmasına rağmen, asıl gündemin ekonomik şartlar olduğunu vurgulayan Koçak, “Ekonomimiz adeta yanıyor, iktidar ise yangına su dökmek yerine benzin döküyor. Sonra da dönüp millete ‘kriz yok, ayaktayız’ mesajı veriyorlar, güneş balçıkla sıvanmıyor. Bakınız, korona sürecinde 900 bin hanenin elektriği kesildi. 118 bin hane icralık oldu. Sayın Berat Albayrak ise ‘Ekonomik istikrar kalkanının olumlu sonuçlarını salgın sonrasında göreceğiz’ diyor. Göreceğimiz tek şey ne yazık ki artan işsizlik, artan borç yükü ve hayat pahalılığı olacak. Tablo ortada, iktidara sesleniyoruz; bu yangına müdahale edin.” dedi.
Türkiye’nin her alanda bir çıkmazın içinde olduğunun altını çizen Koçak, şu çağrıda bulundu: “İçinde bulunduğumuz bu krizi gelin hep beraber fırsata çevirelim. Gelin bu krizi bir üretim seferberliğine dönüştürelim. Gelin kaynaklarımızı artık betona ve inşaata değil tarıma, çiftçiye ve hayvancılığa aktaralım. Gelin sadece AVM’leri değil, küçük ve orta ölçekli esnafı da destekleyelim. Gelin israf ve yolsuzluğun önünü keselim, ülkemize ek kaynaklar çıkaralım.”
Saadet Partisi olarak ülkenin huzuru ve saadeti için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ifade eden İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Biz bu millet için herkesle konuşmaya da hazırız, her masaya oturmaya da. Yeter ki bir araya gelelim. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın son derece önemli olduğu bu günlerde; konuşmak ve meselelerimizi ortak akılla çözmek en büyük ihtiyacımızdır. Ayrıştıkça değil birleştikçe, bir araya geldikçe ülke olarak güçleneceğimize samimiyetle inanıyorum. Buradan iktidara sesleniyorum, muhalefeti bir araya toplayın, dertlerimizi, sıkıntılarımızı konuşalım. Geçen yıl 19 Mayıs kutlamalarında ortaya konulan tabloyu devam ettirelim. Herkes siyasi hesabını bir kenara bırakmalı, ülkemiz için taşın altına elini koymalıdır.”