Demokrasi ve Atılım Partisi Karacabey İlçe Başkanı Şaban Önen, partisinin AK Parti hükümetinin ilk 100 günüyle ilgili değerlendirmesini ilçe kamuoyuyla paylaştı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ekonomiden hukuka, afet yönetiminden eğitime, gençlik politikalarından tarıma her alanda hükümetin ilk 100 gününü değerlendiren açıklamasına dikkat çeken Önen, hızla yapılması gerekenlere de dikkat çekerek, “Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın söylediklerinin tamamı hızlı ve kolay uygulanacak; uygulandığında da ülkemizi topyekûn ayağa kaldıracak adımlardır.” dedi.
“İlk 100 gün, iktidarın neleri başarabildiğini göstermesinin yanında ileride neler başarabileceğine de işaret eder, istikametinin ne olduğunu gösterir” diyerek sözlerine başlayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacanın, dikkat çeken açıklamalarında öne çıkan ifadeler şöyle:
“Kur korumalı mevduat asrın ekonomik felaketidir ve bizzat Erdoğan tarafından memleketin başına getirilmiştir”
Ali Babacan’ın ilk konu başlığı ekonomi oldu. 6 Şubat depremine atıfta bulunan Babacan, “Bakın deprem olmuş. Asrın felaketi 104 milyar dolar. Son dönemde yapılan vergi artışlarına gerekçeolarak da hep o deprem gösteriliyor değil mi? ‘Ne yapalım. Bu yükü paylaşacağız. Herkes fedakârlık yapsın’ diyorlar. Bu 104 milyar doların maliyetini karşılamak için âdeta ‘bu vergileri saldık’ diyorlar. Evet. Bu deprem asrın doğal felaketi olabilir. Ama bu 125 milyar dolarlık Kur Korumalı Mevduat (KKM) da asrın ekonomik felaketidir. Ve bu felaket bizzat Sayın Erdoğan tarafından bu memleketin başına getirilmiştir.” dedi.
Babacan, sözlerine şöyle devam etti: Seçimden sonra kur korumalı mevduat için kur farklarının tamamını ödemeye başlayan Merkez Bankası, bunun için karşılıksız para basmaktadır. Kur korumalı mevduatın büyüklüğü 125 milyar dolara ulaştı. Ekonomi yönetimine soruyorum; Karşılıksız para basarak ödenen bu kur farkları enflasyonu ne kadar azdırmaktadır?”
“TÜİK’te kadro değişikliği yapılmadı”
TÜİK’in yıllardır enflasyon rakamlarını olduğundan düşük açıkladığını vurgulayan Babacan, “Sayın Erdoğan, zamanında yakın çalıştığım ekonomi kurmaylarını iş başına getirerek, 2015’ten beri yarattığı güven bunalımını çözebileceğini düşünüyor. Oysa en basitinden enflasyonu doğru ve gerçekçi hesaplamasını beklediğimiz kurumda, TÜİK’te herhangi bir kadro değişikliği yapılmadı. TÜİK deyip geçmeyin. Emekli maaşları, memur maaşları, asgari ücret… Hepsinde artışları TÜİK’i esas alarak yapıyorlar. Bozacının şahidi şıracı hesabı.” ifadelerini kullandı.
“İhracat reeskont kredilerini kısıtlamayın”
Merkez Bankası’nın üreticileri kısıtlamaması yönünde de çağrıda bulunan Babacan, şunları kaydetti: “Merkez Bankası para basar. Evet. Parayı basar. Ama bastığı para üretime gider. Oradan ihracata gider. Sonra döviz olup gelip Merkez Bankası’nın döviz rezervine eklenir. Dolayısıyla bir Merkez Bankası’nın para basması için hayırlı yol, temiz yol budur. Parayı basıyor, ihracatçımıza veriyor, üretim oluyor, ihracat oluyor, dövize dönüyor, dövizden sonra da tekrar Merkez Bankası’nın kasasına döviz rezervi olarak giriyor. Buradan hükümete ve Merkez Bankası’na çağrım asla bu ihracat reeskont kredilerini kısıtlamayın, önünü tamamen açın. Bakın bedava tavsiyelerde bulunuyoruz. Fatura falan gelmeyecek bundan sonra. Sağa sola, danışmanlara sormaya ihtiyaç yok. Birikim burada, bu salonda, DEVA çatısı altında.”
“Tek haneli enflasyon için koyulan hedef 2026, ölme eşeğim ölme”
DEVA Partisi Lideri Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek; “2018’den bu yana tek haneli enflasyon diye diye bugüne geldi. Bugün de 2026’da tek haneye ineceğini söylüyor, ölme eşeğim ölme! Bu memlekette karpuz dilimle satılır hale geldi. Çoban salatası olmuş ağa salatası.” dedi. Babacan sözlerine; “Seçimden önce ‘Bedava Doğalgaz’ bilboardları asıp, sonra zamları ve vergileri bindirmek halkı aldatmak değil de nedir? Yerel seçimlere giderken bunları yapanlar, yerel seçim sonrası için daha ne sürprizler hazırlıyor kim bilir?” diyerek devam etti.
“İtibardan tasarruf olmaz diye diye ülkenin itibarını fakirliğe getirdiler”
Ali Babacan, açıklamasında kamuda israf meselesine şu sözlerle değindi: “KDV tüm ürünlerde arttı. Akaryakıtta ÖTV arttı. Kurumlar vergisi arttı. Motorlu taşıtlar vergisini bir aldılar, şimdi ikinci kez tekrar alıyorlar. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diye diye ülkenin itibarını fakirliğe getirdiler. Kamuda ise lükse, şatafata devam ettiler. Milletten fedakarlık yapmasını istiyorlar, ancak kendileri en ufak bir fedakarlığa yanaşmıyorlar.”
“İlk 100 gün, iktidarın çalışanları da emeklileri de korumadığını gösteriyor”
“Üzülerek söylüyorum ki ilk 100 gün, bu iktidarın çalışanları da emeklileri de korumadığını gösteriyor” diyen Babacan, “Enflasyonla mücadelede ‘Gelirler Politikası’ diyorlar. Türkçesi, alın teriyle çalışanların geliri fazla artmayacak. 1 Temmuz’da bütün maaşlar arttı, ama en düşük emekli maaşına hiçbir iyileştirme yapılmadı. Emeklilerimiz 7.500 lira almaya devam ediyor. Açlık sınırı 12.198 lira. En düşük emekli maaşıyla, asgari ücretle açlık sınırı arasındaki makas her geçen gün daha da açılıyor.” ifadelerini kullandı.
“Gerçek bir hukuk devletinde, İçişleri Bakanı’nın kim olduğuna bağlı olarak bir insanın suçlu veya suçsuz olduğu değişir mi?”
“Hukuk zemini olmadan, ekonomiyi inşa edemezsiniz. Bunu hep tekrarladım” diyen Ali Babacan, açıklamasının devamında “Yeni Anayasa” gündemine de değindi. “Mevcut Anayasaya uymayan, kanunları tanımayan, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan bir iktidar; yeni anayasa yapsa ne olur, yapmasa ne olur?” diye soran Ali Babacan, yeni bir anayasa için önce güven tesisi gerektiğini ifade etti. Babacan, “Gerçek bir hukuk devletinde, İçişleri Bakanı’nın kim olduğuna bağlı olarak bir insanın suçlu veya suçsuz olduğu değişir mi? Gerçek hukuk devletinde çeteler, mafya, uyuşturucu kaçakçıları böyle rahatça cirit atamaz.” dedi.
“Demokrasi ve hukukta gerekenleri yapmazsanız tek haneli enflasyonu rüyanızda görürsünüz”
DEVA Lideri Babacan’ın gündeminde Avrupa Birliği ilişkileri de vardı. “Açıklamaların üzerine Sayın Erdoğan ne diyor? ‘Gerekirse Avrupa Birliği ile yolları ayırırız’ diyor. Ya arkadaş, mesele Avrupa Birliği ile yolları ayırmak değil ki. Mesele demokrasi ve hukuk ile yolları ayırmak. Hala anlamıyor musunuz?” diye sorarak ekledi: “Demokrasi ve hukukta gerekenleri yapmazsanız, 2026’da bile tek haneli enflasyonu siz ancak rüyanızda görürsünüz.”
Babacan’dan 6 Şubat depremleri için “Dönemin İçişleri Bakanının ve AFAD yönetiminin eksikleri, ihmali, hataları için araştırma komisyonu” teklifi
Ali Babacan 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından hükümetin “Ulusal Risk Kalkanı Modeli”ni hayata geçirdiğini, ancak seçim sonrası ilgili bakanın değişmesiyle model kapsamında sunulan vaatlerin unutulduğunu söyledi. “İlk 48 saatte ne yaptınız, ne yapamadınız. Dönemin İçişleri Bakanı’nın ve AFAD yönetiminin eksiklikleri, ihmali, hataları için niçin bir araştırma komisyonu kurmuyorsunuz?” diye soran Babacan, deprem konutları inşasıyla ilgili sürecin çoğu ilde işlediğini ve konunun yakın takipçisi olduklarını dile getirdi. Babacan, “Bakanlığın kendi ilan ettiği inşaat maliyetlerinin çok çok üstündeki fiyatlara ihale edilen bu projelerden bir kısmının yerel seçimlerden önce tamamlanmasıyla ilgili çabayı görüyoruz. Ancak felaketin üzerinden geçen yedi aya rağmen su temininde aksaklıklar ve hijyen sorunları devam ediyor. Hasar tespit çalışmaları istenilen standartlara göre yapılmıyor. Ekonomik, sosyal, kültürel etkiler ihmal edilerek yapılanlar sadece konut inşasına indirgeniyor.” dedi.
“Yapılacakları canlarımızı kaybettikten sonra konuşmayalım”
Babacan, deprem olduğunda sistemin felç olmaması adına deprem gerçeğinin bakanlık düzeyinde ele alınması gerektiğini vurguladı. Yeni bir Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı kurulması gerektiğinin, ortak akıl ürünü ve kapsamlı yeni bir“deprem kanunu”na ihtiyaç olduğunun ve KFK sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Babacan, “Uzmanlar İstanbul için, Marmara için uyarıyor. Bingöl, Adana için uyarıyor. Yine önceden olduğu gibi iş işten geçtikten sonra, canlarımızı kaybettikten sonra yapılacakları konuşmayalım.” ifadesini kullandı.
“Eğitimi dar ideolojik kalıplara hapsetmeyin”
Babacan, “Hep söyledim, dünyanın hızla dijitalleştiği bir yüzyılda kalkınmanın en temel unsuru eğitim” diyerek değerlendirmesine eğitim başlığıyla devam etti. “İktidar, eğitimi bir kutuplaşma aracı olarak kullanmaktan vazgeçmelidir” diyen Babacan, bu uyarının muhalefet için de geçerli olduğunun altını çizdi. Babacan, “Her parti kendi dar ideoloji penceresinden eğitime baktığında, olan evlatlarımıza oluyor.” Babacan, eğitim alanında acilen yapılması gerekenler arasında örgün eğitimin 3 yaşında başlaması, KYK burs ve kredilerinin gerçek enflasyona göre belirlenmesi ve okulların sınava hazırlık odağından çıkarılması gibi öncelikler sıraladı.
“Bizden alıntılanan vaatler helali hoş olsun, keşke uygulansa”
DEVA Partisi Lideri Babacan, partisinin telefon, tablet, bilgisayar, oyun konsolu gibi tüm teknoloji ürünlerindeki vergileri düşürme vaadini de hatırlattı. Bu vaatte herhangi bir sınırlama olmadığının altını çizen Babacan, hükümetin gençlere cep telefonu ve bilgisayar alımlarında bir defaya mahsus vergi muafiyeti sağlamasını “Ürünlerle ilgili kısıtlamalar getirildi. Gençlerimizin tercih özgürlüğü yok. Gençlere vaat ettikleri 10 GB ücretsiz internetten de hâlâ ses seda yok. Biz 6-25 yaş arası tüm gençlere bedava internet hizmeti sunacağız demiştik” diyerek değerlendirdi. Babacan hükümetin ‘Gençlik Kartı’ vaadini de anımsatarak “Buna yönelik bir çalışma da yok. Biliyorsunuz bu da bizim vaatlerimizden alıntıydı. Helali hoş olsun. Olsun da keşke uygulansa.” diye konuştu.
“Seçim öncesi mazot 20 lira iken bugün 40 liranın üzerinde, çiftçi ne yapsın?”
Babacan, ülkemizin bir savaşın içinde olan Rusya’dan, Ukrayna’dan gelecek ayçiçeği yağına, buğdaya, mercimeğe, hayvan yemine, gübreye mahkum hale geldiğini dile getirirken, iktidarın derhal yapması gerekenleri sıraladı. Babacan, “Buğday, arpa, yulaf, çeltikte mazot ve gübre desteği avans mahiyetinde ayni olarak erkene, Ekim ayına çekildi. Ama destek miktarı belli değil. Seçimlerden önce mazotun litre fiyatı 20 lira iken, bugün itibariyle 40 liranın üzerinde. Bu ne demek biliyor musunuz? 100 günde yüzde 100’den fazla artış demek.” ifadelerini kullandı. DEVA Partisi Lideri, “Çiftçiye ‘Sen yeter ki üret’ diyorsanız, üretim maliyetleri, alım fiyatları ve dünya fiyatları arasında çiftçiyi zarar ettirmeyecek şekilde bir denge kurmak lazım. Gıda enflasyonuyla esas mücadele budur.” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Biz uyarılarımızı ve tavsiyelerimizi samimiyetle paylaşıyoruz. Artık yanlışlardan dönülsün, mevcut kriz daha da derinleşmesin. Her bir vatandaşımız insan onuruna yakışır bir hayat yaşasın istiyoruz. Yanlış gördüklerimizi söylemekten, uyarılar yapmaktan vazgeçmeyeceğiz.” şeklinde konuştu.