Demokrat Parti Karacabey Belediye Başkan Adayı eğitimci Dilek Köksalmış, seçim çalışmalarını hızlandırdı. “Yeniden Demokrat Parti” sloganıyla yola çıkan Köksalmış, beraberinde Demokrat Parti İl ve İlçe Teşkilatı ile birlikte Ömer Matlı Kapalı Pazaryeri ve çevre esnafını gezerek halkın nabzını tutuyor, halkın Ramazan ayını kutladı.
Halkın “Hatun Başkan” diye selamladığı DP Başkan Adayı Dilek Köksalmış, Karacabey’e yeniden Demokrat Parti Belediyeciliği’ni getirmek istediklerini, çünkü ilçede hala Demokrat Parti’nin hizmetlerinin konuşulduğunu söyledi. Demokrat Parti’nin insanların yüreğinde sıkı bir yer edindiğini belirten Köksalmış, şunları kaydetti:
“Benim köylüm, benim işçim, benim esnafım, benim bacım, kardeşim, benim memleketlim. Sizlere bu bereketli topraklara Sayın Menderes’in, Sayın Demirel’in selamını getirdim. Gelin hep birlikte büyük bir demokrat aile olalım. Ben kiminin demokrat kızı, kiminin ablası, kiminin bacısıyım. Haydi Karacabey! Kızına, bacına, ablana sahip çıkma zamanı geldi. Gelin hep birlikte Karacabey’i yönetelim. Bu sefer hanım eli değsin ve yönetim güzelleşsin.
Rüşvete, hileye karşıyım. Makarnayla gelecek oy alabilir ama ben rüşvetle gelecek oyu alacak kişilikte bir aday değilim, asla da olmam. Öncekiler gibi olacak olsaydım zaten onların yanında olmuş olurdum. Ben doğru dürüst bir siyaset ve başkanlık için yola çıktım; oluyorsa dürüstçe olacak; ya da hiç olmasın. Halk her şeyden önce dürüst bir başkanı hak etmeli. Zaten Allah satın alınabilen bir millete de dürüst bir başkanı hak görmez; buda açıkça bilinsin. Bol kepçeden sallanan vaatlere ve oy için seçim zamanı verilen üç kuruşluk dağıtılan rüşvetlere kanmayarak; sizin için dürüst bir başkanlık yapacak kişiye oyunuzu kullanmalısınız.
Oy almak için seçim arifesinde dağıtılan hiç bir şey, bir sakız dahi hediye değildir; sadece senin oyunu satın almaktır; seni kandırmaktır. Oy için karşınıza paketlerle gelen hiç bir adayın diğerinden farkı yok. Al birini vur ötekine. Milletin oyunu seçim zamanı paketle satın alabileceğini sananlar; milletin aklını, iradesini, kişiliğini, şerefini hiçe sayanlardır. Bu aziz, necip millet satılık değildir. Ne mutlu Türk’üm diyene!”