Memur-Sen ve Sağlık-Sen Karacabey İlçe Başkanı Fatih Alpaslan, yaptığı yazılı basın açıklamasında, koronavirüs sebebiyle sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. Şu dönemde yapılan bir uygulamadan bahseden Memur-Sen ve Sağlık-Sen İlçe Başkanı Fatih Alpaslan, sağlık çalışanlarına lafta değil, gerçek anlamda destek verilmesini istedi.
Alpaslan, “Karacabey’de Sütaş’ın önünde araçlar durdurulup ateş ölçme uygulaması yapılmaktadır. Jandarma, polis ve sağlık personelinden oluşan bu uygulamada, diğer iki kurum araçları ile orada beklemekteler. Yağmur ya da çok soğuklarda kendi araçlarında nöbetleşe oturabiliyorlar. Sağlık çalışanları 6 ya da 12 saat nöbet tutarak çalışıyorlar. Burada bayan arkadaşlarımız da çalışmaktadır. Bayan sağlıkçı arkadaşlarımız yol boyunda çok sıkıntılarla karşılaşıyorlar. Lavabo ihtiyaçları olduğu zaman yol boyunda hiç bir lavabo yok. Bu da insanın vicdanını sızlatıyor. Burada görev yapan sağlık çalışanları olarak öğün kumanyaları verilmiyor. Hiç bir sağlık çalışanı görevden kaçmıyor. Ancak, çalışma şartlarının iyileştirilmesini istiyorlar.” dedi.
Herkesin evinde çoluk çocuklarıyla oturup can korkusuyla dışarı çıkamadıklarını ancak sağlık personelinin özveriyle çalıştığını vurgulayan Fatih Alpaslan, şu ifadelere yer verdi: “Öyle günlerden geçiyoruz ki, bir insanın anne babası ya da en yakını bu virüse yakalandığı zaman yaklaşamıyor. Ama sağlık çalışanları kimin anne babası, kimin akrabası demeden gece gündüz tedavisi için uğraşıyor. Gece gündüz risk olmasına rağmen kendi ailesini, çoluk çocuğunu evde bırakarak çalışıyorlar. 20 günden bu yana evine gidemeyen, çocuğunu, anne babasını ve eşini göremeyen sağlıkçı arkadaşlarımız var. Ya yurtlarda, ya da yer olarak kalmaları için gösterilen başka kurum misafirhanesinde kalmaktalar. Kurum misafirhanesinde kalanlar için yemek verilmiyor, kahvaltı verilmiyor. Sağlık çalışanları ceplerinden yiyip içiyorlar. Burada hepimizin el birliğiyle evlerine gidemeyen, çoluk çocuğundan uzak, eşini bile göremeyen sağlık çalışanların yanında olmamız gerekiyor.
Karacabey’imizde esnafların sağlık çalışanlarının yemek konusunda hastane ya da ilçe sağlık müdürlüğüyle görüşüp yardımcı olmaları gerektiğini inanıyorum. Dünyayı etkisi altına alarak Türkiye’ye ulaşan koronavirüs en çok sağlık çalışanlarını etkiledi. 7/24 çalışan doktorlar, hemşireler ve hasta bakıcılar en büyük risk grubunu oluşturuyor. Hastalar ile yakın temasta olan sağlıkçıların çoğu evlerine gitmiyor. Aileleri ile online iletişim kurmak zorunda kalıyor. Her türlü risk ile karşılaşma olasılığı en yüksek kesim olan sağlık çalışanlarına ivedilikle koruyucu ekipmanların dağıtılması gerekiyor. Koronavirüse karşı hastaların sağlık güvenliği yanında tüm hastalar ile ilgilenen sağlık çalışanlarının da korunması gerekmektedir. Bu açıdan gerekli tedbirlerin alınması ile tıbbi malzemelerin başta birinci basamak sağlık hizmeti sunan Aile Sağlığı Merkezleri (ASM), Hastaneler, 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonları, İlçe Sağlık Müdürlükleri’nin bulaşıcı hastalık riskine karşı kurumlarında bulunması gereken tıbbi malzemelerin verilmesidir.
Diğer meslek grupları evlerine çekilip kendilerini korumaya alırken, sağlık çalışanları fazla mesai yapmaya başladılar. İnsanların büyük bir çoğunluğunun panik halinde olduğu, hapşıran, öksüren birini görünce yaydan fırlamış ok gibi kaçtığı, öksüren eşini eve dahi almadığı şu günlerde; hastanelerde her şeye rağmen soğukkanlılıkla kalıp hastalara hizmet veren sağlık çalışanları insanlığın var oluşundan bu güne kadar sağlık çalışanları, her şartta acılarının dindirilmesi, onların bozulan sağlıklarını yeniden kazanabilmeleri için kendi sağlıklarından vazgeçmiş ve insanlığın iyiliği için mücadele etmişlerdir. Geçmiş tarihlerde sağlıkçılar, sıtmaya, vebaya karşı nasıl amansız mücadele vermişlerse; bütün dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüse karşı da aynı azimle görevlerini yürütüyorlar. Okullar kapatılırken, alışveriş merkezleri boşaldı. Toplantılar iptal oldu. Hatta uluslararası sınırlar bile kapatıldı. İnsanlar birbirlerine bakmaya korkuyorlar. Bir birilerine dokunmayı unuttular.
Ama hastaneler, aile sağlık merkezleri ve ilçe sağlık müdürlükleri hâlâ açık ve sağlıkçılar hâlâ hastalara dokunup nabız bakıyor ve muayene ediyor. Eğer ateşi olan bir hasta varsa ve öksürüyorsa hiç tereddüt etmeden müdahale ediyorlar. Yüksek risk grubunda olan tek topluluk sağlıkçılar. Ama koronavirüsü taşıyanlara karşı asla geri planda durmuyorlar. Halkımızın da bu konuyu ciddiye ele almasını, mümkünse evlerinden çıkmamalarını ve hijyene her zamankinden daha fazla dikkat etmelerini tavsiye ediyorum. Lütfen gereksiz ilçe sağlık müdürlüklerini ve 112 arayıp meşgul etmekten kaçınalım. En büyük risk gurubunda yer alan ve görevlerini özveri ile ifa eden sağlık çalışanları başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin ortak mücadelesi ile sonuç alınabileceği, sendikamızın da bu kapsamda yapılacak olan tüm çalışmalarda katkı sağlamaya hazır olduğunu belirtmek isterim.”