Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkan Yardımcısı Ferruh Kurtay, Türkiye’nin ekonomide, dış politikada, eğitimde, sağlıkta tam anlamıyla bir öngörülemezlik dönemi yaşadığının altını çizdi.
“İş insanları, iç ve dış yatırımcılar, aileler, bir bütün olarak insanlar, yarın neye uyanacağını, bir hafta sonra, bir ay sonra nasıl bir tablo ile karşılaşacaklarını bilememektedir” diyen Kurtay, “Özellikle gençlerimiz yarınından kaygılı ve umutlarını her geçen gün yitiriyorlar. Ekonomi tam anlamıyla duvara toslamış vaziyettedir. İşsizlik her gün katlanarak artmakta, her yıl on binlerce gencimiz ‘diplomalı işsizler’ ordusuna katılmakta, insanlar borç batağına saplanmış, esnaf bir bir kepenk kapatmaktadır. Adalete güven sarsılmış, ehliyet ve liyakatin adı, sanı unutulmuş, torpil, iltimas, adam kayırma, partizanlık almış başını gitmiş! Ahlak, sanki eski kitaplar arasında kalan, adeta unutulmuş bir kelime.” dedi.
15 Temmuz sonrası yaşanan süreç özelinde Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan çıkış yollarını kamuoyuyla paylaşan Kurtay açıklamasına şöyle devam etti: “Bizim ülke olarak, millet olarak, özgürlük, adalet ve ahlak temelinde oluşturulacak yeni bir başlangıç noktasına ihtiyacımız var. Ekonomide; doğru yatırıma, sürekli üretime, helal ve dürüst kazanca ve de adil bir paylaşıma ihtiyacımız var. Kutuplaşmaları, kamplaşmaları, günlük kısır tartışmaları bir kenara bırakarak, bu topraklar üzerinde yaşayan hiçbir insanımızı ayırt etmeden, ötekileştirmeden, ‘hain’ ilan etmeden; bu aziz vatanda birlikte yaşama bilincimizi güçlendirmeye ihtiyacımız var.”
“Haksızlığa uğrayan kim olursa olsun, ‘şucu, bucu’ demeden mağduriyetine ses olmak, haksızlıkları gidermek mecburiyetindeyiz” diyen Kurtay, “İnsanların saçma sapan bahanelerle gözaltına alınması, işinden edilmesi, yıllarca cezaevinde yatması nasıl görmezden gelinebilir? 15 Temmuz sonrası yaşanan süreçte mağdur olanların sesi arş-ı âlâya yükseldi, daha ne kadar duymazlıktan gelinecek? Onlarca kişi bu süreçte intihar etti. Kadınlar, hamileler, çocuklar cezaevlerinde. Ege’de batan botlarda bebeklerin, çocukların, kadınların sular altında kalması ile birlikte aslında insanlık sular altında kaldı, daha ne kadar bu insanlık ayıbına sessiz kalınacak? Annelerin acısı üzerinden kimse siyasi rant devşirmeye çalışmasın, annelerin acısı yarıştırılmasın! Hani Ömer’ler arıyoruz diyorlar ya; işte size Hz. Ömer adaletinden bir örnek: Bir Yahudi’nin, Şam Valisi’ni cami yapmak için topraklarını haksız yere gasp ettiğini Hz. Ömer’e şikâyet etmesi üzerine; Hz. Ömer, Vali’ye şu notu gönderir; ‘Vali, vali! Camiyi yık, ama adaleti yıkma! Ben Nuşirevan’dan daha az adil değilim.’ İşte hepimize rehber olacak bir kıssa, hepimize düstur olacak bir cümle!..” dedi.
‘Sütten çıkmış ak kaşık’ deyimini hatırlatan Kurtay, “Bu süreçte iktidar öyle bir tutum sergiliyor ki; bu deyim artık ‘sütten çıkmış AK Parti’ olarak kullanılacak nerdeyse! Herkes suçlu, herkes hain, bir tek kendileri tertemiz, pür-ü pak! Kendilerinden olanları aklamakla yetinmeyip, malum; bir de parası olanların kurtarıldığı bir borsanın kurulduğu iddiaları ayyuka çıktı. Zayıflara, güçsüzlere, arkası olmayanlara güç getirip güçlüler ve imtiyazlılara adaletsizlik borsası oluşturulması ne kötü bir durum.” ifadesini kullandı.
İktidarın en kronik davranış biçiminin kafasına göre iş yapmak olduğunun altını çizen Kurtay, “Her konuda olduğu gibi bu süreçte de keyfi uygulamalardan hiç ama hiç vazgeçmediler, geçmiyorlar. Yaş kuru demeden herkesi aynı çuvalın içerisine koydular. İrtibat/iltisak gibi ucu açık kavramlarla insanları işinden ettiler, ceza verdiler. Sonra ‘kurum kanaati’ gibi absürt uygulamalarla bu süreci devam ettirdiler. Şimdilerde de sözde yeni kriterler belirlemişler. Vay efendim; gazeteye abone olursa suçlu değilmiş de, abone yaparsa suçluymuş. Digiturk aboneliğini şöyle iptal ederse değil de böyle iptal ederse, suçluymuş. Bankaya şu zamanda değil de filan tarihte para yatırırsa, çocuğunu şöyle değil de böyle okula gönderirse suçluymuş, yoksa değilmiş!.. Bırakın artık bu zırvaları! Eğer bunlar suçsa, sizin çoğunuzun milletin yüzüne bakacak, insan içine çıkacak halinizin kalmaması gerekir!” diye sordu.
Türkiye’nin içinden geçtiği sıkıntılı süreçten çıkış için de çözüm yolları sunan Kurtay, “Zaten tüketime, gösteriş ve şatafata yönelik tavır ve davranışlarla ülkemiz ekonomisi duvara toslatıldı! Üretim, helal ve dürüst kazanç rafa kaldırıldı, paylaşımda adalet gözetilmedi! Toplum yapımız yıllardır ciddi alarmlar veriyor, aile kurumu çatırdıyor, evlatlarımız ihmal edildi, çocuklarımız ‘’sahipsiz’’, eğitim sistemi keşmekeş ve problemlerimiz gittikçe kangrenleşiyor. Adalet gözetilemedi, merhamet nedir adeta unutuldu, ahlak muhafaza edilemedi! Gelin bir an evvel; KHK’lılar başta olmak üzere yaşanan adaletsizlikleri gidermekle işe başlayalım. Üretime yönelik ve doğru yatırımlara öncelik verelim. Sürekli üretimle insanlarımızın helal ve dürüst kazanç temin etmesini sağlayacak ve adil paylaşımın olduğu bir ekonomi politikası benimseyelim. Zihniyet değişmeden, yanlış politikalardan dönülmeden, ciddiyetten uzak, PowerPoint sunumlarla ekonomi programı açıklamanın bizi düzlüğe çıkarmayacağını idrak edelim.” diye konuştu.
“Bir an evvel; adil bir yargılama süreci gözetilmeli” diyen Kurtay, açıklamasına şöyle devam etti: “Takipsizlik ve beraat alan binlerce insan işlerine iade edilmelidir. Harbiyelilerin, askeri öğrencilerin ve er annelerinin gözyaşları dindirilmelidir. Hamile kadınlar, bebekler, çocuklar özgürlüklerine kavuşmalıdır. Affedilmelidir demiyorum dikkat edin! Kim kimi affediyor Allah aşkına? Kalkışma organizasyonunun şeması dışındakiler için ortada suç mu var da af etmekten bahsediliyor.”
İktidara çağrısını yineleyen Kurtay, “Gelin bu yanlış politikalardan hâlâ vakit varken vazgeçin, zararın neresinden dönülürse kârdır. Ekonomi yönetimini ehil kişilere teslim edin, zihniyetinizi değiştirin! Ekonomide atılacak tüm bu adımların yanı sıra özgürlük ve adalet açığını da hızlı bir şekilde kapatmaya ülke olarak ihtiyacımız var. Adalet açığının olduğu bir yerde bütçe açığının kapanması mümkün değildir! Özgürlük açığının olduğu bir yerde cari açık kapansa ne olur, kapanmasa ne olur! Garibanın, parası olmayanın cezalandırılıp, zengin ve güçlü olanın parayı verip kurtulduğu, sisteminin olduğu ülkemizde Borsa İstanbul değer kazanmış, kazanmamış ne değişir?” sorularını sordu.
SP İlçe Başkan Yardımcısı Ferruh Kurtay, yeni bir başlangıç için de şu tavsiyelerde bulundu: “İnanıyoruz ki; ülke olarak, millet olarak çözemeyeceğimiz hiçbir problem yoktur. Yeter ki; kamplaşmaları, kutuplaşmaları bir kenara bırakalım, hiçbir insanımızı ötekileştirmeden, ayrım yapmadan bir araya gelelim ve birlikte yaşama bilincini inşa edelim. Yeter ki; adaleti esas alıp, haksızlıkları, hukuksuzlukları ortadan kaldıralım. Özgürlüğünden, işinden, ekmeğinden, çoluk çocuğundan edilen insanlarımızın mağduriyetlerini bir an evvel giderelim. Ehliyet ve liyakati esas alalım.”
“İş insanları, iç ve dış yatırımcılar, aileler, bir bütün olarak insanlar, yarın neye uyanacağını, bir hafta sonra, bir ay sonra nasıl bir tablo ile karşılaşacaklarını bilememektedir” diyen Kurtay, “Özellikle gençlerimiz yarınından kaygılı ve umutlarını her geçen gün yitiriyorlar. Ekonomi tam anlamıyla duvara toslamış vaziyettedir. İşsizlik her gün katlanarak artmakta, her yıl on binlerce gencimiz ‘diplomalı işsizler’ ordusuna katılmakta, insanlar borç batağına saplanmış, esnaf bir bir kepenk kapatmaktadır. İnsanlar, düşüncelerini rahatça dile getiremiyor, ifade özgürlüğü, basın hürriyeti gibi konularda her gün daha da geriye gidiyoruz.” şeklinde sözlerini noktaladı.