CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: “… Kısaca bu bütçe egemenlerin bütçesi! Bu bütçe, ithalat lobilerinin bütçesi! Bu bütçe, Mehmet Şimşek odaklı IMF bütçesi! Bu bütçe, zenginlerin bütçesi! Bu bütçede kim yok? Çiftçi yok. Kim yok? Üretici yok. Kim yok? Emekli yok. Kim yok? Asgari ücretli yok. Kim yok? Yoksul halk yok.”
CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, tarım politikasını eleştirerek çiftçilerin rekabetçi bir politika ile ABD ve Avrupa Birliği ile yarıştırıldığını belirtti. Sarıbal konuşmasında, “Yine bir bütçe konuşması yapıyoruz ama bu bütçenin kimin bütçesi olduğunun adını doğru koymamız gerekir.” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, dikkat çeken şu konuşmayı yaptı: “Sayın Bakan burada oturuyor ama biz biliyoruz ki bu bütçe, Mehmet Şimşek ve Saray bütçesidir. Dolayısıyla burada 10. Bakan’dan fazla oldu sanıyorum ama hiçbir bakanın kendine özgü iradesi ve kendine özgü bir bütçesi olmadı, olamazdı. Zaten böyle bir şeyi beklemek de mümkün değildi.
Bir bakalım, bu bütçenin özü kapitalizmin, Türkiye Cumhuriyeti’nin çiftçilerini, ticarete konu eden, Türkiye halkını modern köle haline getiren ve bütünüyle 86 milyon insanı müşteri haline dönüştüren bir mekanizmadır. Bu mekanizmayı bu hale getirip ve uygulayan bizatihi iktidarın tam da kendisidir. Yani aslında mesele tarım meselesi, bütçe meselesi değildir.
Mesele AKP iktidarı ve Saray iktidarıdır. Dolayısıyla AKP ve Saray iktidara dönüştürülmedikçe, alaşağı edilmedikçe bu ülkenin bu sorunları çözülmeyecektir. Açlık sorunu çözülmeyecektir. Yoksulluk sorunu çözülmeyecektir. Türkiye’nin ne yazık ki vahşi kapitalizmin cenderesinden çıkma olanağının olmayacağını hep birlikte görmek zorundayız.
Bakın değerli milletvekili arkadaşlarım, şu anda uygulanan tarım politikasının acısı şudur, göç politikasıdır. Mülksüzleştirme politikasıdır. “Üretme tüket” politikasıdır. “Üretme ithal et” politikasıdır. Ve bu ülkenin çiftçisine dünyada hiçbir ülkenin çiftçisine olmayan bir görev yüklenilmiştir. Rekabetçi bir çiftçi politikası… Oysa rekabeti kim yapar? Elbette devletin, hükümetin kendi ekonomik politikaları, bakanlıkları yapar. Oysa bizim ülkemizde çiftçi ne yaptırılıyor? ABD ile rekabet ettiriliyor, Avrupa Birliği ile rekabet ettiriliyor. Küresel sermayeyle rekabet ettiriliyor. Bunların hepsinin farkındayız. Sayın Bakan da farkında. Sayın Bakan iktisatçı, tarımcı değil, ne getiriyorsa onu söylüyor. Elbette haklısınız size hangi bilgiler geldiyse onları söylemek zorundasınız ama şunu söyleyelim, şu anda köylerde bakkallar kapandı, emlakçı ofisleri açıldı.
Yine Sayın Bakan bilin, şu anda köylerde insanlar tarlalarını satıyorlar. Çok ciddi bir şekilde tarlalarını satıyorlar. Yine siz söylemiştiniz, demiştiniz ki sanıyorum komisyondaydı, rekor kırıyoruz, traktör satışları var. Soruyorum size AKP’den önce kaç tane tarım traktör satan galeri vardı? Şimdi Türkiye traktör satan galeriler cenneti. Ta, Edirne’den Hakkari’nin en başına kadar gidin binlerce traktör galerisi adeta traktör cenneti, traktörler orada adeta müşteri bekliyorlar. Yani Sayın Bakan, sizin sattığınız traktörler tarla sürmüyor. Ticarete konu olmuş bir mekanizma sürdürüyor. Öyle olmasaydı mesela siz yine söylüyorsunuz, diyorsunuz ki işte “şu kadar borç oldu, şu kadar ödüyoruz, şu kadar destek veriyoruz”. Söylüyorum size 850 milyar TL çiftçiye borcunuz var, bu iktidarın çiftçiye kanundan kaynaklanan 850 milyar borcu var.
Bir başka şey söyleyeceğim, sayın bakan mutlaka biliyorsunuz, muhabbetiniz bol olsun ama biz yine de söyleyelim, bir yılda çiftçinin borcu 2 kata çıkar mı arkadaşlar? 250 milyardan 550 milyara çıkmış bir çiftçi borcu var.
Sadece o mu; söyleyelim.
Bu bütçenin en güzel yanı “Faizci bütçesi”.
Kime; tefecilere, kime; bir avuç lobiye.
Nasıl mı? 2023, çiftçiye öngördükleri 63 milyar TL. Peki faize öngördükleri; 646 milyar TL.
2024, çiftçiye öngördükleri 91 milyar. Peki bir avuç tefeciye öngördükleri? 1.2 trilyon.
Kiminmiş bu bütçe; faiz lobilerinin; başka kimin, ithalatçıların.
5 milyonun üzerinde büyük baş, 3 milyonun üzerinde küçükbaş, 25.000 ton kırmızı et aldılar. 11 milyar dolar. Ama ne hayvancılık sorununu çözdüler, ne et sorununu çözdüler. Biliyor musunuz sayın bakan? İnsanlar kuru ekmek kuyruğundalar ve Türkiye dünyada birinci, neyde mi birinci?
Kişi başına 250 kg ekmekte birinci. Ayrıca en çok sigara tüketen ülkeyiz. Ne yapıyor insanlar? Halkımız nerede? Halkımız pazarlarda artıklardan beslenmeye çalışıyor. İktidar nerede? Valla bilmiyorum ama herhalde Medine Hurması, Manda Yoğurdu, Kestane Balı yemeye devam ediyor işte. Bütün mesele bu! Bütün mesele itibardan tasarruf etmeyen bir Saray düzeni var. Öbür tarafta dayatılan bir bütçeyle başta çiftçi olmak üzere bütün halkın sırtına bindirilmiş bir faiz bütçesi var. Kısaca bu bütçe egemenlerin bütçesi! Bu bütçe, ithalat lobilerinin bütçesi! Bu bütçe, Mehmet Şimşek odaklı IMF bütçesi! Bu bütçe, zenginlerin bütçesi! Bu bütçede kim yok? Çiftçi yok. Kim yok? Üretici yok. Kim yok? Emekli yok. Kim yok? Asgari ücretli yok. Kim yok? Yoksul halk yok.”